Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1318 E. 2022/1120 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2022/1318
KARAR NO : 2022/1120

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin malik olduğu .. plakalı aracın, 13/06/2019 tarihinde 5 günlüğüne dava dışı Vural … isimli kişiye kiraya verildiğini, dava dışı Vural … ‘un 18/06/2019 tarihinde teslim etmesi gerekirken, aracı teslim etmediğini, ayrıca kendisine ulaşılamadığını, müvekkilinin dava dışı Vural … hakkında savcılığa şikayette bulunduğunu, dava konusu araç üzerine İstanbul Anadolu Savcılığı Genel Soruşturma Bürosu 2019/… soruşturma sayılı dosya üzerinden yakalama kararı alındığını, müvekkiline ait aracın 01/02/2019 – 01/02/2020 vadeli ve 1175890190001 numaralı Kasko poliçesi ile Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi tarafından sigortalı olduğunu, araç poliçede belirtilen sürede bulunamadığından aracın rayiç bedelinin müvekkiline ödenmesi amacıyla 27/05/2021 tarihinde sigorta şirketine başvuru yapıldığını, sigorta şirketi tarafından yasal süre içerisinde taraflarına cevap verilmediğini, ödeme yapılmadığını, davalı sigorta şirketince müvekkili şirketin kiralama işi yaptığının bilindiğini, davalı sigorta şirketince aracın kiralayan tarafından çalınması halinin teminat kapsamına alındığını, bu nedenlelerle dava açmak zorunda kaldıklarını, zorunlu dava şartı olan arabuluculuk başvurusunu yaptıklarını, anlaşamadıklarını, müvekkili şirkete ait … plakalı aracın çalınması sonucu 82.500,00 TL kasko sigorta bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin adresinin Kavacık Beykoz/İstanbul olduğundan Yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, hasar tarihinin 18/06/2019 tarihi olduğunu, hasar tarihinden itibaren işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle zamanaşımı definde bulunduklarını, dava konusu … plaka numaralı aracın müvekkil şirket tarafından 01/02/2019 – 01/02/2020 vadeli 117589019 numaralı kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığını, poliçenin mevcut olmasının teminatın tamamen ve otomatik ödeneceği anlamına gelmeyeceğini, davacının gerek hazine müsteşarlığı tarafından yayınlanan kasko genel şartlarından doğan gerekse poliçeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, talebin teminat dışı olduğunu, davacıdan talep edilmesine rağmen davacı tarafından okunaklı hasar evraklarının taraflarına gönderilmemiş olduğunu, bu nedenle tazminat ödeme sürecinin başlatılamadığını, hasarın incelemeye alınabilmesi adına davacı sigortalıdan çalıntı kaşeli ruhsat görüntüsü ve aracın bulunamadığına ilişkin İl Emniyet Müdürlüğü Oto Hırsızlık Büro Amirliği’nin resmi yazısının talep edildiğini, istenen evrakların taraflarına iletilmediğini, rizikonun gerçekleşmesi halinde ihbar mükellefiyetinin kasten yerine getirilmemesi veya iyiniyet kurallarına aykırı davranılarak kullanılması halinde rizikonun teminat içinde kaldığını, ispat külfetinin davalı sigortalıya geçeceğini, dolayısıyla usulüne uygun hasar ihbarında bulunmayan ve hasarı geç ihbar eden davacının, hasarın beyan edilen şekilde meydana geldiğini ve poliçe teminatı kapsamında kaldığını ispatlamakla yükümlü olduğunu, davacının talebinin haksız ve fahiş olduğunu, eksper tarafından yapılan araştırma neticesinde araç rayiç değerinin 110.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafın bu rakamı aşan talebinin haksız ve fahiş olduğunu, dava konusu araca ait sigorta poliçesinde yer alan ‘Kiralık Araç’ özel şartı kapsamında düzenlenen muafiyet kaydına göre aracın kiralayan tarafından çalınması halinde %25 oranında tenzili muafiyet uygulanacağını, sigorta eksperinin tespit ettiği rayiç değerden %25 muafiyet oranının tenzil edilerek tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafça müvekkili firma temerrüde düşürülmeksizin başvuruda bulunulduğunu, müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet vermediğinden hakkında faize hükmedilmesinin haksız olduğunu, somut olayda avans faizine hükmedilmesini gerektirecek bir olgunun bulunmadığını, davanın usulden reddine, esas yönünden de reddine karar verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Davacı …Motorlu Araçlar Ticaret Anonim Şirketi’ne ait olan … plakalı aracın, 13/06/2019 tarihinde 5 günlüğüne dava dışı Vural … isimli kişiye kiraya verildiği, dava dışı Vural …’un 18/06/2019 tarihinde teslim etmesi gerekirken, aracı teslim etmediği, ayrıca kendisine ulaşılamadığı, dava konusu aracın çalınması (güvenin kötüye kullanılması) neticesinde davacı şirketin zarara uğradığı, davalı sigorta şirketinin, 01/02/2019 – 01/02/2020 vadeli 117589019 numaralı kasko sigorta poliçesi ile davacı şirkete ait aracın sigortacısı olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişimiz tarafından hesaplanan, çalınma sonucu meydana gelen araç çalınma hasarının, dava konusu aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç bedelinin 110.000,00 TL tutarında olduğu, kiralık araç klozunda belirtilen aracı kiralayanın aracı çalması sonucu meydana gelen hasarlarda rayiç bedel üzerinden %25 tenzili mufiyet uygulandığında hasar tutarının 82.500,00 TL olduğu ve davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde bu miktardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır” gerekçeleriyle davanın kabulü ile; 82.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yetki ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, araç üzerinde rehin haricinde devre engel teşkil eden hacizlerin mevcut olup olmadığının Tarbzon İl Emniyet Müdürlüğü’ne yazılacak müzekkere ile belirlenmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte araç üzerinde takyidat mevcutsa genel şartlar uyarınca başvurunun reddedilmesi gerektiğini, talebin teminat dışı olduğunu, karşı tarafın talep edilen evrakı ve bilgiyi paylaşmaması nedeniyle tazminat ödeme sürecinin başlatılamadığını, hasar incelemesi ve ödemesi yapılması için talep edilen belgelerin müvekkil şirkete teslim edilmesinin sigortalının yükümlülüğünde olduğunu, yargılama aşamasında yerel mahkemece taleplerinin yerine getirilmediğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklı alacak davasıdır.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili müvekkiline ait … plakalı aracın kiralama işinde kullanıldığını, bu hususun sigorta şirketince de bilindiğini, 13/06/2019 tarihinde Vural … isimli kişiye aracın 5 günlüğüne kiralandığını ancak bu şahıs tarafından aracın çalındığını, bekleme süresi bitmesine ve başvuru yapmalarına rağmen sigorta şirketince aracın rayiç değerinin ödenmediğini belirterek 82.500 TL’nin ticari faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili yetki ve zamanaşımı itirazında bulunmuş ayrıca sigortalı tarafından aracın hasar evraklarının tamamının şirkete verilmediği bu nedenle talebin teminat dışı bulunduğu, aracın bulunması halinde takyidatlardan ari olarak teslim edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf kanun yoluna getirmiştir.
Öncelikle sigorta sözleşmesinin yapıldığı yer ile davalının bölge müdürlüğünün bulunduğu yer dikkate alındığında davanın yetkili mahkemede açıldığının kabulü gerekeceği, bunun yanında hırsızlık olayının 18/06/2019 tarihinde gerçekleşmesine ve davanın da 16/06/2021 tarihinde açılmasına göre zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından bu yöne ilişen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava konusu aracın dava dışı şahıs tarafından hırsızlandığı noktasında taraflar arasında ihtilaf yoktur. Bunun yanında araca ait davalı tarafından düzenlenen 01/01/2019 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kasko sigorta poliçesinin bulunduğu, sigorta sözleşmesi kapsamında düzenlenen poliçenin 1.A maddesine göre hırsızlık olayının teminat kapsamında bulunduğu da tartışma konusu değildir. Poliçe kapsamına göre hırsızlık durumunda davalı lehine %25 muafiyet uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Mahkemece ilgili trafik birimine yazılan müzekkereye verilen cevapta araç üzerinde herhangi bir rehin, tedbir veya haciz gibi takyidatın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı vekili kendisine gerekli belgelerin verilmemesi nedeniyle zararın teminat kapsamı dışında olduğunu belirtmiş ise de, davalı tarafından sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu, bir kısım evrakların eklendiği, hırsızlık olayında Anadolu C.Başsavcılığınca yürütülen soruşturmadan davalının haberdar olduğu, arabuluculuk görüşmelerinin usulünce yapılmasına rağmen davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, gerekli belgelerin tamamının verilmesinin zararı karşılamak için zorunluluk teşkil etmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından bu yöne ilişen istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda aracın özellikleri belirtilmiş, rayiç değeri piyasa şartlarına göre değerlendirilmiş ve %25 muafiyet de uygulanarak davacının hak edebileceği tazminat hesaplanmıştır. Rapor içerik ve gerekçe olarak hükme esas alınmaya değer niteliktedir. Şu halde tüm dosya kapsamı itibariyle davalının oluşan zarardan sorumlu olmasına nazaran mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin tüm istinaf itirazlarının reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/04/2022 tarih, 2021/299 Esas, 2022/450 Karar sayılı karına yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gerekli 5.635,58 TL harçtan istinaf başvurusu sırasında alınan1.408,89 TL peşin harcın mahsubu ile 4.226,69 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davalı aleyhine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA.
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, gider/delil avansı iadesi ve harç tahsile ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE.
6-İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince davalıya İADESİNE YER OLMADIĞINA.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 04/07/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip