Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/102 E. 2022/151 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/102 – 2022/151
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/102
KARAR NO : 2022/151

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2021
NUMARASI : 2021/15 Esas-2021/493 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 07/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilince davalılar aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün 2020/13774 Esas sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibine başlandığını, söz konusu takibin davalıların haksız ve kötü niyetli itirazları uyarınca durduğunu ileri sürerek davalıların icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılmasına ilişkin koşulların bulunmadığını, ödeme emrinde talep edilen alacağın taraflar arasındaki cari hesap anlaşmasına ve 18.12.2019 tarihli protokole uygun olmadığını, dünya genelinde yaşanan salgın hastalık nedeniyle mücbir sebep halinin mevcut olduğunu savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dava tarafı şirketler arasındaki ticari ilişkiye istinaden, dava ve takip konusu edilen alacağın tahsili amacıyla, Trabzon İcra Müdürlüğünün 2020/13774 Esas dosyası kapsamında 792.724,96 TL tutarlı takip başlatıldığı, davalıların borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu ve davacı şirket tarafından görülmekte olan itirazın iptali davasının açıldığı sabittir.
Mahkememizce, tarafların tüm ticari defter ve kayıtları incelenerek, bilirkişi raporuna SMMM bilirkişi ….. ve hukukçu bilirkişi …..’nun tanzim etmiş olduğu rapor incelendiğinde, davacı tarafça davalı tarafa, 782.408,45 TL Asıl alacak 10.316,01 TL İşlemiş faiz (taleple sınırlı) olmak üzere 792.724 96 TL borcu kaldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının hangi hallerde sahibi lehine delil özelliği taşıyacağı HMK 222. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK 222. maddesi uyarınca; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmü amir olup, bu madde metninde 22/07/2020 tarihinde yapılan değişiklik ile 3. fıkrasında, tarafımızca da isabetli ve gerekli bulunduğu şekilde, değişikliğe gidilmiş ve “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” hükmü getirilmiştir. Somut olayımızda dava konusu alacağa ilişkin davalı taraf ticari defter ve kayıtlarında herhangi bir kayıt içermemesi sebebi ile davacının ticari defter kayıtları davacı lehine delil olarak kabul edilememiştir.
Bununla birlikte somut olayımızda, davacı ile davalı şirket arasında, davalı tarafça da inkar edilmeyen 18/12/2019 tarihli protokol yapılarak, davalı şirketin davacıya, dava konusu miktar kadar (882.408,95 TL) borçlu olduğu kabul edilmiş ve inkar edilmeyen imza ile tasdik edilmiştir. Bu protokol ile davalı şirket davacıya dava konusu miktar kadar borçlu olduğunu kabul etmiş olup cevap dilekçesinde de esasen protokole itiraz etmemiş ve ödeme definde bulunmamıştır. Cevap dilekçesi incelendiğinde tevil yollu ikrarlar içerdiği de görülmektedir, zira cevap dilekçesinde taraflar arasındaki protokolün varlığı ve bu protokol uyarınca ödeme planı yapıldığı davalılar vekilince de kabul edilmiştir. Ayrıca cevap dilekçesinde faiz ve temerrüte, ödeme emrinde borcun kaynağının açıkça gösterilmemiş olmasına, ipoteğin türüne ve dava konusu alacağın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip için gerekli şatların oluşmamış olmasına itiraz edilmiş ve yine tevilli ikrar mahiyetinde pandemiden kaynaklı mücbir sebepten ötürü borcun ödenemediği belirtilmiştir.
Yapılan yargılama sonucu davacı şirket ile davalı şirket arasında yapılmış ve davalı tarafça da varlığı kabul edilerek herhangi bir itiraza uğramamış 18/12/2019 tarihli protokolden de anlaşıldığı gibi, taraflar arasındaki ticaret ilişkisine istinaden davalıların davacıya taleple bağlı kalınarak toplam 792.724,96 TL borçlu olup bu borcuna karşılık olarak teminat olarak Trabzon ili Yomra ilçesi Kaşüstü Mah. … Ada …. parsel Blok …. Nolu Bağımsız Bölümün ipotek edilmesine istinaden yapılmış olduğunun ve davalı tarafça borçlu olmadıklarının ispat edilemediği anlaşılmış ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ayrıca davalı tarafça yapılan ve haksız olduğu yargılamamız sonucu anlaşılan borca itiraz üzerine takibin durmuş olması ve takip konusu alacağın likit olması nedenleri ile yasal şartları oluşmuş olan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçelerle;
1-Davanın KABULÜ ile; Trabzon İcra Müdürlüğünün 2020/13774 Esas sayılı Takip Dosyası kapsamında davalılarca yapılan itirazın İPTALİ ile takibin DEVAMINA,
Takip konusu asıl alacağın %20’si oranında İcra İnkar Tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme ve hatalı hukuki değerlendirmelere istinaden karar verildiğini, kararın gerekçe ihtiva etmediğini, ipotek maliki müvekkilinin borcunun ipotek limiti ile sınırlı olduğunu, alacağın likit olmaması sebebiyle icra inkar tazimatına hükmedilemeyeceğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmasına yönelik koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğine dair değerlendirme yapılmadığını, sözleşmenin uyarlanması şartlarının değerlendirilmediği gibi talep edilen faiz oranının da hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; taraflar arasında imzalanan 18.12.2019 tarihli protokol uyarınca protokol tarihi itibariyle borç miktarının 882.408,95 TL olarak kabul edilerek borcun taksitler halinde ödenmesinin taahhüt edilmiş olmasına, sözleşmede yer alan taksitlerin gününde ve tam olarak olarak ödenmemesi halinde borç faiz ve tüm ferileri ile birlikte muaccel hale gelecektir hükmü ve davalılara gönderilen muacceliyet ihtarı uyarınca alacağın muaccel olduğunun sabit olmasına, davalı ipotek maliki gerçek kişi tarafından diğer davalı şirketin doğmuş ve doğacak borçlarını teminen müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla 2.000.000,00-TL limitli ipotek tesis edilmesine, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun somut olaya uygun, hüküm kurmaya elverişli bulunmasına, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de isabetsizlik bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.10.2021 tarih ve 2021/15 Esas-2021/493 Karar sayılı kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin alınan harcın mahsubuyla bakiye 40,613,24-TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davalılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA,
5-Kararın kesinleştirme, gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
6-Gerekçeli kararın tebliğine ve harç tahsil müzekkerelerine ilişkin işlemlerin Dairemizce yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 07/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.