Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1004 E. 2023/27 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/1004 – 2023/27
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1004
KARAR NO : 2023/27

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı asıl ve birleşen davanın davacıları vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacılar vekili asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; 06.06.2016 tarihinde davalı …İnşaat Madencilik Nakliyat … Ltd. Şti.’ne ait davalı Şaban …nin sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonun Trabzon İli, Ortahisar İlçesi, Kireçhane Mahallesi, 61-50 numaralı Aktoprak Kireçhane yolunda seyir halindeyken yolun sağ tarafında şerit dışında seyreden Kemal …’ın sevk ve idaresinde bulunan bilyalı olarak tabir edilen motorsuz araca çarpması suretiyle meydana gelen trafik kazasında bilyalı diye tabir edilen araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin çocuğu Elif …’ın hayatını kaybettiğini, kazanın davalı araç sürücüsünün tam kusuruyla meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin kazaya sebebiyet veren kamyonun olay tarihini kapsar şekilde ZMMS poliçesini düzenleyen şirket olduğunu, kaza sonrasında sigorta şirketince 18.835,98 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek ölenin anne ve babası olan müvekkillerinin her biri için destekten yoksun kalma tazminatı olarak şimdilik 500,00’er TL ile cenaze defin giderleri için şimdilik 500,00 TL olmak üzere toplamda 1.500,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden başlatılacak ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılardan her biri için 50.000,00’er TL olmak üzere toplamda 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte kazaya sebebiyet veren kamyon sürücüsü Şaban … ve araç işleteni davalı şirketten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili birleşen davaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; 06.06.2016 tarihinde davalı …İnşaat Madencilik Nakliyat … Ltd. Şti.’ne ait davalı Şaban …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonun Trabzon İli, Ortahisar İlçesi, Kireçhane Mahallesi, 61-50 numaralı Aktoprak Kireçhane yolunda seyir halindeyken yolun sağ tarafında şerit dışında seyreden Kemal …’ın sevk ve idaresinde bulunan bilyalı olarak tabir edilen motorsuz araca çarpması suretiyle meydana gelen trafik kazasında bilyalı diye tabir edilen aracın sürücüsü Kemal …’ın hayatını kaybettiğini, kazanın davalı araç sürücüsünün tam kusuruyla meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin kazaya sebebiyet veren kamyonun olay tarihini kapsar şekilde ZMMS poliçesini düzenleyen şirket olduğunu, kaza sonrasında sigorta şirketince 18.835,98 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek ölenin annesi, babası ve kardeşi olan müvekkillerinin her biri için destekten yoksun kalma tazminatı olarak şimdilik 500,00’er TL ile cenaze defin giderleri için şimdilik 500,00 TL olmak üzere toplamda 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden başlatılacak ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılardan her biri için 50.000,00’er TL olmak üzere toplamda 150.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte kazaya sebebiyet veren kamyon sürücüsü Şaban ….ve araç işleteni davalı şirketten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı Allianz Sigorta A.Ş. vekili asıl ve birleşen davaya ilişkin cevap dilekçelerinde özetle; müvekkillerince dava öncesi yapılan başvuru doğrultusunda davacılara ödeme yapıldığını, yapılan ödemeler uyarınca müvekkillerinin poliçe doğrultusunda sorumluluklarının kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şaban … vekili asıl ve birleşen davaya ilişkin cevap dilekçelerinde özetle; kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …İnşaat Madencilik Nakliyat Turizm Yapı Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili asıl ve birleşen davaya ilişkin cevap dilekçelerinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin çalışanının kusurunun bulunmadığını, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; Taraflarca dosyaya sunulan iddia ve savunmalar, dosyamız içerisine getirtilen Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/… Esas sayılı dosyası örneği, davacı vekilince dosyaya sunulan delil ve belgeler, sigorta şirketinden getirtilen hasar dosyası, sigorta poliçesi, tarafların sosyo ekonomik durumu araştırılmasına ilişkin yazı cevapları, SGK kayıtları, araç trafik kaydı, tanık beyanları, Kireçhane Ortaokulundan, Trabzon Fatih Devlet Hastanesinden ve Trabzon Haçkalı Baba Devlet Hastanesinden getirtilen yazı cevapları, İstanbul Adli Tıp Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nden aldırılan 21/05/2018 havale tarihli adli tıp kusur raporu, talimat aracılığıyla destekten yoksun kalma hesabı konusunda aktüer bilirkişisinden aldırılan kök ve ek raporlar ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde;
06/06/2016 tarihinde davalı sürücü Şaban …yönetimindeki …plakalı kamyonet ile müteveffa Kemal … sevk ve idaresindeki bilyeli diye tabir edilen motorsuz kay kay tipi araçla Kireçhane yönüne doğru bankette seyri esnasında aniden sola doğru yönelerek yanından geçmekte olan Şaban yönetimindeki kamyonetin sağ yanına çarpması sonucu dengesini kaybederek hareket halindeki bu aracın altında kalması sonucu meydana gelen kazada, davalı sürücü Şaban… ‘nin %10 oranında tali, asıl dava davacılar murisi Elif ….’ın kusursuz olduğu, birleşen dava davacılar murisi Kemal …’ın ise %90 oranında asli derecede kusurlu olduğu, İstanbul Adli Tıp Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nden aldırılan kusur raporunun olay ve oluşa uygun olduğundan mahkememizce alınan rapora kanaat getirilmiştir.
Tarafların kusur oranlarının netleşmesinin akabinde asıl ve birleşen dosya bakımından davacıların destekten yoksun kalma tazminat miktarlarının tespit edilmesi için dosya aktüerya konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiştir. Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen kök ve ek raporlar sonucunda nihai olarak; Asıl dava bakımından, müteveffa Elif …’ın ölümü nedeniyle 26/08/2016 tarihinde davacılar Ayşe ve Yıldıray’a ödenen 18.828,98 TL’nin ödeme tarihindeki asgari ücret dikkate alınarak hesaplama yapıldığında hesaplanan 14.956,26 TL destekten yoksun kalma zararından fazla olması nedeniyle ödemenin yeterli olduğu ve davacıların bakiye destekten yoksun kalma zararlarının bulunmadığı; Birleşen dava bakımından da, müteveffa Kemal …’ın ölümü nedeniyle 01/09/2016 tarihinde davacılar Ayşegül …ve Nazım …’a ödenen 18.828,98 TL’nin hesaplanan destekten yoksun kalma zararı olan 18.054,71 TL’den fazla olması nedeniyle ödemenin yeterli olduğu ve davacıların bakiye destekten yoksun kalma zararlarının bulunmadığı belirtilmiştir. Alınan işbu aktüer raporun olay ve oluşa uygun olduğu denetime açık olduğu nazara alınarak davacıların dava konusu trafik kazasından kaynaklı olarak bakiye destekten yoksun kalma zararlarının bulunmadığı anlaşılmakla asıl ve birleşen davadaki maddi tazminat istemli davaların ayrı ayrı reddi gerekmiştir.
Manevi tazminat davası yönünden yapılan yargılamada ise; asıl dava yönünden; davacıların müteveffanın annesi ve babası olması müteveffa Elif …’ın dava konusu olayda yaşının küçük olması, bu nedenle davacının tazmini gerekir manevi acı ve korku çektiği şüphesizdir. Davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talebinin bulunmaması nedeni ile sigorta şirketi hakkında manevi tazminat davası yönünden bir karar verilmesi mümkün olmayıp, manevi tazminat kararı sigorta şirketi dışındaki davalılar hakkında verilecektir. Dava konusu olayın yaşanış şekli, kazada tarafların kusur dağılımı, davacılarda kaza sebebi ile oluşan üzüntü ve acının boyutu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, olay tarihinde paranın satın alma gücü dikkate alındığında davacıların her biri için ayrı ayrı 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine; birleşen dava yönünden; davacıların müteveffanın annesi babası ve kardeşi olması müteveffa Kemal …’ın dava konusu olayda yaşının küçük olması, bu nedenle davacıların tazmini gerekir manevi acı ve korku çektiği şüphesizdir. Davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talebinin bulunmaması nedeni ile sigorta şirketi hakkında manevi tazminat davası yönünden bir karar verilmesi mümkün olmayıp, manevi tazminat kararı sigorta şirketi dışındaki davalılar hakkında verilecektir. Dava konusu olayın yaşanış şekli, kazada tarafların kusur dağılımı, davacılarda kaza sebebi ile oluşan üzüntü ve acının boyutu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, olay tarihinde paranın satın alma gücü dikkate alındığında davacıların her biri için ayrı ayrı 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine; fazlaya dair davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.” şeklindeki gerekçelerle
1-Asıl dava yönünden davacıların maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden davacıların manevi tazminat davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile davacı Yıldıray …için 5.000 TL, davacı Ayşe …için 5.000 TL olmak üzere toplamda 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Şaban … ve …İnşaat Mad. Nak. Trz. Yapı Mal. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE,
3-Birleşen dava yönünden davacıların maddi tazminat davasının REDDİNE,
4-Birleşen dava yönünden davacıların manevi tazminat davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile davacı Nazım …için 5.000 TL, davacı Ayşegül … için 5.000 TL, davacı Ali.. için 5.000 TL olmak üzere toplamda 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Şaban … ve …İnşaat Mad. Nak. Trz. Yapı Mal. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl ve birleşen dosya davacıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan kusur raporuna yönelik itirazların dikkate alınmadığını, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, müteveffa Kemal …’a atfedilen kusur oranının somut olaya uygun olmadığını, öte yandan hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda da hatalar bulunduğunu, rapora yönelik itirazların değerlendirilmediğini, kusur raporunda Elif…’a herhangi bir kusur atfı yapılmadığını, buna rağmen aktüer bilirkişi raporunda Elif … yönünden de kusur oranı belirlenmişcesine hareket edildiğini, ne var ki her iki dava yönünden ayrı ayrı zarar hesabı yapılması gerektiğini, öte yandan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların da hatalı olduğunu, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının da somut olaya uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava, destekten yoksun kalma ve cenaze ve defin giderlerine ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda olay günü davalı Şaban idaresindeki … plakalı kamyonun Aktoprak Mahallesi istikametinden Kireçhane istikametine seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde kamyonun sağ arka tekerlek kısmı ile bilyalı diye tabir edilen aletle oynayan 2004 doğumlu Kemal ve 2012 doğumlu Elif …’a çarpması sonucu meydana gelen kazada Kemal … ve Elif…’ın yaşamını yitirdiği sabittir.
Olay sonrası Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/… Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan ceza yargılaması sırasında Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporunda sürücü Şaban …’nin idaresindeki kamyon ile meskun mahaldeki yolda seyir halindeyken olay mahalline yaklaştığına yolun sağ banketinde oynamakta olan çocuk grubunun davranışlarını dikkate alınarak çocuklara ikazda bulunmak suretiyle daha kontrollü seyretmesi hususlarına riayet etmediği, olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışlarıyla tali derecede kusurlu olduğu, Kemal …’ın kendi can güvenlikleri açısından tehlike arz edecek şekilde bilyalı tabir edilen aletle oynamaktayken gerisinden gelen taşıt trafiğini kontrol etmeden ve ilk geçiş hakkını taşıt yolu üzerinde seyir halinde bulunan kamyona vermeden yolun banket kısmından sola manevra ile yola girdiği, kontrolsüz bu hareketi neticesinde solundan geçen kamyonun çarpmasına maruz kaldığı, bu nedenle asli derecede kusurlu olduğu, Elif …’ın kendi can güvenliği açısından tehlike arz edecek şekilde diğer çocuğun yönlendirdiği bilyalı tabir edilen aletle oynadığı ve banketten yola girdiklerinde meydana gelen kaza sonucu yaşamını yitirdiği, olayda yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin kendi ölümü üzerinde tali derecede etken olduğu belirtilmiştir.
Yargılama sırasında yine Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusura ilişkin raporda kamyon sürücüsü Şaban …’nin seyri sırasında kaykay tipi aletlerle yol kenarında oynamakta olan çocuk grubunu dikkate alarak ikazda bulunmaması nedeniyle % 10 oranında, Kemal …’ın sevk ve idaresindeki bilyalı diye tabir edilen kaykay ile sağ bankette inişe eğimli yolda arkasında müteveffa Elif …olduğu halde seyretmekteyken geriden gelip solundan geçmekte olan araca rağmen vasıtanın bir şekilde kontrolünü kaybedip sola doğrultu değiştirerek yanından geçmekte olan kamyonun sağ yanına çarpması sonucu meydana gelen kazada % 90 oranında kusurlu olduğu, davacı Elif …’ın binmiş olduğu kaykay tipi aracın diğer müteveffa Kemal …tarafından yola doğru yönlendirmesinde bir etkisinin bulunmadığından olayda atfı kabil kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Her ne kadar her iki raporda da olayın oluş şekline yönelik benzer kabullere yer verilmiş ise de sonuç itibariyle kazada ölen Elif …yönünden varılan kusura ilişkin kanaat nedeniyle raporlar arasında çelişki oluşmuştur. Öte yandan davacılar vekilince alınan kusur raporuna ciddi itirazlarda bulunulmuş, bu itirazları giderir şekilde mahkemece yeni bir bilirkişi raporu alınması yoluna gidilmemiştir. Ayrıca hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda Şaban …’nin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğu, bu durumun istisnasının kurtuluş kanıtı olduğu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 86. Maddesi uyarınca işletenin ilgili zararın üçüncü kişinin ağır kusurundan dolayı meydana geldiğini ispat ederse kusursuz sorumluluk halinden kurtulacağı, olayda üçüncü kişi Kemal ….’ın % 90 oranında ağır kusurlu olması nedeniyle araç sürücüsünün kusursuz sorumluluk halinden kurtulduğu, bu nedenle sadece % 10 oranında sorumlu olabileceği belirtilmiş ve buna bağlı olarak değerlendirmeler ve hesaplamalar yapılmıştır.
2918 Sayılı Kanun’un 86. Maddesinde bu kanunun 85. Maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişinin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mucbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek, sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar göreninin kusurunun bulunduğunu ispat ederse Hakim durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar göreninin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak Hakimin takdirine bırakmıştır. Ne var ki anılan düzenlemeden yararlanmak için işletenin veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişinin kusurunun bulunmaması ve araçtaki bozukluğun kazayı etkilememiş olması şarttır. Gerek ceza dosyasında gerek yargılama dosyasında alınan kusura ilişkin bilirkişi raporlarında (davalı yanca istinaf edilmediği anlaşılmakla halihazırda usuli kazanılmış hak teşkil eden) davalı işletenin çalışanı olan araç sürücüsüne % 10 oranında kusur atfedilmiştir. Bu haliyle somut olayda anılan maddenin kazada ölen Elif … yönünden uygulama kabiliyeti bulunmamaktadır. Zira kaza sırasında bilyalı olarak tabir edilen ve kazada ölen Kemal …’ın sevk ve idaresindeki motorsuz araçta yolcu olarak bulunduğu sabit olan ve Adli Tıp raporuyla kazanın oluşunda kusur atfedilmeyen Elif … yönünden kazaya karışan kamyonun sürücüsünden işleteninden ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden ve yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsü Kemal …ın mirasçılarından kazanın meydana gelmesindeki kusur oranlarına bakılmaksızın tazminat talebinde bulunabilecek ve varsa belirlenecek tazminat miktarından müterafik kusur, hatır taşıması gibi indirimler yapılabilecektir. Bu nedenle hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde Elif …’ın da % 90 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama yerinde değildir.
Öte yandan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Ölüm nedeniyle yapılan cenaze giderlerinin tamamının belgelendirilmesi veya faturalandırılması mümkün olmasa da, yapılan giderlerin mahalli örf ve adetlere uygun olması gerekmektedir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği davalı taraf, davacı tarafın meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarının tazmini ile sorumlu olup davacı tarafın kendi milli değerlerine, yerel örf ve adetlerine göre yaptığı özel giderlerden sorumlu değildir. Asıl ve birleşen davanın davacıları tarafından cenaze ve defin giderlerine yönelik de talepte bulunulmuş olup mahkemece bu giderlere yönelik araştırma yapılmadığı gibi hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin ödeme tarihi itibariyle davacıların tüm zararlarının karşılayıp karşılanmadığına ilişkin değerlendirme sırasında cenaze ve defin giderleri dikkate alınmamıştır. Zira bu yönde yapılacak değerlendirme sırasında cenaze ve defin giderlerinin de gözetilmesi gerekli olup yapılan ödeme tarihi itibariyle (belirlenen sorumluluk miktarı doğrultusunda) tüm zararları karşılaması halinde davalıların sorumluluğunun bittiği sonucuna varılabilecektir.
O halde mahkemece yapılması gereken iş;
1-Öncelikle davalıların mahkemece verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmadıkları, bu haliyle hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince belirlenen kusur oranları yönünden davacılar yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu da gözetilmek suretiyle asıl ve birleşen davanın davacıları vekilinin kusur raporuna yönelik itirazlarını ve ceza dosyasında alınan kusur raporuyla yargılama sırasında alınan kusur raporu arasındaki çelişkileri giderir mahiyette Karayolları Fen Heyetinden veya üniversitelerin trafik kürsülerinden oluşturulacak yeni bilirkişi heyetlerinden kusur durumunun tespit ve tayinine yönelik yeni bir bilirkişi raporu alınması, alınan rapor ile dosyadaki mevcut Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince verilen rapor arasındaki çelişkinin ortaya çıkması durumunda çelişkiyi giderir mahiyette nihai raporun alınması suretiyle kusur durumunun tam olarak netleştirilmesi,
2-Asıl ve birleşen davanın davacılarının cenaze ve defin giderleri talebinde bulundukları da gözetilerek bu hususta taraflarca sunulan deliller doğrultusunda araştırma yapılarak talep edilebilir nitelikte cenaze ve defin gideri bulunup bulunmadığının netleştirilmesi,
3-Raporlar uyarınca belirlenecek kusur durumu uyarınca TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant hesap yöntemi kullanılmak suretiyle ve kaza sırasında ölen Elif …ve Kemal … yönünden ayrı ayrı hesaplama yapılması, yapılacak hesaplamada ilk etapta kusur durumuna göre hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatı miktarı ile belirlenecek cenaze ve defin giderleri toplamı gözetilerek davalı sigorta şirketince yapılan ödeme tarihi itibariyle ödenen bedelin davacıların tüm zararlarını karşılayıp karşılamadığının belirlenmesi, yapılacak hesaplama sonucunda ödeme tarihi itibariyle davacıların tüm zararlarının karşılandığının belirlenmesi halinde davanın reddi cihetine gidilmesi, aksi halde yapılan ödeme miktarları güncellenmek suretiyle hesaplanacak toplam tazminat miktarlarından düşürülerek bulunan nihai miktara tazminat kabilinde hükmedilmesinden ibarettir.
Açıklanan bu durum karşısında asıl ve birleşen dosya davacıları vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre asıl ve birleşen davanın davacıları vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen dosya davacıları vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.11.2021 tarih ve 2017/4 Esas, 2021/711 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre asıl ve birleşen davanın davacıları vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın DAVACILARA İADESİNE,
5-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
6-İstinaf kanun yolu başvurusunun incelenmesi sırasında duruşma yapılmadan karar verildiğinden bu aşama için davacılar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 04/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip