Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/972 E. 2021/1181 K. 17.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/972
KARAR NO : 2021/1181

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2021
NUMARASI : 2018/433 – 2021/106 E.K.
DAVACI :
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 20.07.2017 tarihinde araç kiralama hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği müvekkil tarafından davalının açacağı ofis için gerekli hazırlıkların yapıldığını, bilgisayar programlarının kurulduğunu, 13/01/2018 tarihinde 5 adet aracın davalının babası …….’e teslim edildiğini ancak sözleşme gereği 50.000 TL nakit teminatın müvekkile ödenmediğini, tüm girişimlerinin olumsuz sonuçlandığını ve taahhüdün yerine getirilmediğini, bunun üzerine müvekkil tarafından davalıya teslim edilen araçların iadesinin istendiği ancak iadelerin yapılmadığını, Haziran 2018 tarihinde masrafları davalıya ait olmak üzere araçların Antalya’dan tıra yüklenerek Trabzon’a getirildiğini, taşımaya ilişkin faturaların, araçların kiralanamadıkları döneme ait kira bedellerinin ve teslim edilen araçların hasar kayıtlarına ilişkin servisten alınan hasar bedellerine ilişkin faturaların davalıya gönderildiğini ancak davalı tarafından müvekkile ödeme yapılmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca sözleşme hükümlerine aykırı hareket edilmesi halinde müvekkil tarafından tek taraflı fesih halinde 20.000 TL + KDV nakdi cezai şart bulunduğunu beyan ederek davaya konu sözleşmenin feshi ile davalı tarafından mağdur edilmiş olan müvekkil lehine 20.000 TL Franchise bedeli, 20.000 TL (mad.7.1) sözleşmeye aykırılıktan dolayı cezai şart, 30.000 TL manevi tazminat, 26.545,10 TL araçların iade, hasar ve taşıma masrafı olmak üzere toplam 96.545,10 TL’nin dava tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile 27.12.2017 tarihinden itibaren başlamak üzere 5 yıllık araç kiralama ve franchise sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 6. maddesi gereği 20.000 TL Franchise bayilik bedeli, 1.888 TL sistem katılım payı ve 50.000 TL teminat olmak üzere toplam 71.888 TL’yi davacıya nakit ödediğini, ofisin kurulması ile ilgili tüm masrafların kendisi tarafından yapıldığını, davacının hiç masraf yapmadığını, üniversite öğrencisi olduğunu, devletin desteklemiş olduğu girişimci öğrenci sistemiyle bu işe girdiğini, firmaya vermiş olduğu para ile birlikte yaklaşık 120.000 TL harcama yaptığını, tüm taahhütleri yerine getirmesine rağmen davacı tarafından 5 adet aracın yenisi ile değiştirileceği bahanesiyle iade alındığını ve yeni araç gönderilmediğini, asıl mağdur olan tarafın kendisi olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Mahkemece çözümlenmesi gereken, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle fesh edilip edilmediği noktasındadır. Davalının sunmuş olduğu cevap dilekçesinde davacıya 71.888 TL’yi nakit olarak ödediğini, tarafına kesilen faturaların ödemesini gecikme olmadan davacının banka hesabına havale ettiğini belirttiği, banka dekontları ve faturaları cevap dilekçesi ekinde sunduğu görülmüş, incelenen dekont ve faturalardan taraflar arasında akdedilen araç kiralama hizmet sözleşmesinin 6. maddesinde belirtilen araç kiralama bedellerinin davalı tarafından davacıya ödendiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 7. maddesi uyarınca talep edilen 20.000 TL + KDV cezai şart yönünden ise, cezai şartın doğabilmesi için davacının marka değerinin ve itibarının davalının kendisi veya çalışanları tarafından zedelenmesi gerektiği, somut olayda ise böyle bir durumun gerçekleşmediği anlaşılmakla cezai şartın doğmadığına mahkemece kanaat getirilmiştir. Araçların iade hasar ve taşıma masrafları talebine yönelik ise, dava dilekçesi ekinde yer alan faturalar arasında davacı tarafından davalıya teslim edilen araçlara ilişkin kira faturalarının olduğu, davcı tarafından sunulu fatura tutarının 30.499,76 TL olduğu, davalının cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu davacı tarafa ödendiğini gösterir dekontlar toplamının ise 43.683,00 TL olduğu, dolayısıyla davalının davacı tarafından talep edilen faturalara yönelik bir borcunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının manevi tazminat talebi yönünden ise davacı şirket yönünden somut olayda manevi tazminat şartlarının oluşmadığı mahkemece sabit olduğundan manevi tazminat talebinin ve tüm diğer taleplerin yukarıda açıklanan gerekçelerle reddine” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından nakit teminat şartının yerine getirilmediğini, davalının teminatı nakit ödediği iddiasının yazılı delillerle ispat edilmesi gerektiğini, mahkemece davalının sunmuş olduğu kendi hesabından çekilen paralara ilişkin dekontların ödemeye esas alınmasının hatalı olduğunu, davalının BETA yazılım uygulamasının kurulmadığına ilişkin iddialarının taraflarınca ispat edildiğini, dosyada aldırılan bilirkişi raporunun mahkemece kararda değerlendirilmediğini, müvekkil tarafından tutulan ticari defterlerin incelenmediğini, delillerin tam olarak toplanmadığını, davalının ödediğini iddia ettiği 87.760 TL’lik tutarın müvekkile ödendiğine dair dosyada hiç bir belge bulunmadığını, cezai şart ve manevi tazminat şartlarının oluştuğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, sözleşmenin ihlalinden kaynaklı alacak, cezai şart ve tazminat istemlerine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı ile davalı arasında araç kiralama hizmeti sunulması amacıyla 20/07/2017 tarihli Araç Kiralama Hizmet Sözleşmesi başlıklı sözleşme imzalandığı, davacının davalı tarafından sözleşmeye aykırı davranıldığı gerekçesiyle franchise ve bayilik bedeli, cezai şart, araç hasar ve taşıma bedeli ile manevi tazminat talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile (I) sözleşmenin feshedildiğinin tespitini, (II) sözleşme gereğince ödenmesi gereken 20.000 TL franchise ve bayilik bedelinin ödenmesini, (III) sözleşmenin 7.1 maddesi gereğince 20.000 TL cezai şart ödenmesini, (IV) 30.000 TL manevi tazminat ödenmesini ve (V) davalıya verilen araçların iade masrafı ile araçların hasar bedeli olan 26.545,10 TL’nin ödenmesini talep etmiştir.
(I)Sözleşmenin 10. maddesine göre sözleşmenin hükümlerinden birinin ihlali dahi davacıya her zaman ihbarsız fesih hakkı vermektedir.
Dava dilekçesinde, fesih gerekçesi olarak gösterilen tek vaka, 50.000,00 TL nakit teminatın ödenmemesi olarak gösterilmiş, başkaca maddi vakaya dayanılmamıştır. Dolayısıyla istinaf dilekçesinin 3 numaralı bendinde yazılı olan şirket prosedürüne aykırı davranış sergilendiğine yönelik iddianın HMK’nın 141. ve 357. maddeleri gereğince dinlenmesi mümkün görülmemiştir.
Sözleşmenin 6. maddesi gereğince davalının 50.000 TL nakit teminat ödeyeceği düzenlenmiş ise de bu teminatın ödenme tarihine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.
Sözleşmede ödeme tarihine ilişkin bir düzenlemenin bulunmaması ve davalının temerrüte düşürüldüğünün ispatlanamaması karşısında davalının sözleşme hükümlerini ihlal ettiğine yönelik iddia ispat edilememiş olup, bu sebeple sözleşmenin davacı tarafından haklı feshedilmediği anlaşılmış, mahkemenin bu yöndeki tespitinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
(II)Sözleşmenin 6. maddesi gereğince bir yıllık franchise ve bayilik bedeli 20.000 TL olup, bu bedelin davacıya ödenmesi gerekir.
Davalı bu bedeli peşin ödediğini ileri sürmüş ise de sözleşme kapsamında bedelin peşin olarak ödendiğine yönelik bir hüküm bulunmadığı gibi, davalının ödeme iddiasına yönelik dayandığı delillere göre de ödemenin ispatlanması mümkün görülmemiştir.
İlk derece mahkemesince davalının sunduğu dekontlar ödemeye esas kabul edilmiş ise de bahsi geçen dekontlar para çekildiğine yönelik olup, bu paranın davacıya ödendiğini ispatlayacak mahiyette belgeler değildir. Dolayısıyla davalı franchise ve bayilik bedelini ödediğini senetle ispatlayamamıştır.
Ancak davalının (dava dilekçesindeki eksiklik tamamlandıktan sonra sunulan cevap dilekçesi ile) yemin deliline dayandığı dikkate alındığında, mahkemece davalıya yemin delilinin hatırlatılıp neticesine göre uyuşmazlığı çözmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda davalının ödeme iddiasını yemin deliliyle ispatlaması halinde, bu talep yönünden ret kararı verilmesi gerekir.
Ödeme iddiasının ispatlanamaması halinde ise sözleşmenin başlangıç tarihinin 27/12/2017 olduğu, sözleşme konusu araçların tanık ……’ın beyanı ve sunduğu belgelerden anlaşılacağı üzere davacı tarafından 21/06/2018 tarihinde geri alındığı, dolayısıyla davalının bu süre zarfından sözleşme kapsamında faaliyet gösterdiği kabul edilmelidir. Bu durumda bir yıllık bedelin sözleşmenin ayakta kaldığı 27/12/2017 – 21/06/2018 tarihleri arasındaki süreye denk gelen kısmının hesaplanıp davacıya ödenmesi yönünde hüküm kurulması gerekmektedir.
(III)Sözleşmenin 7.1 hükmüne göre cezai şart ödenmesi için davalının, davacının markasını ve ticari itibarını zedeleyecek, piyasadaki güvenini sarsacak bir davranışının olması ve 7.1 maddeye göre yapılacak ihtarın sonuçsuz kalması gerekmektedir.
Dava dilekçesinde davalının markanın itibarını sarsacak davranışı olarak herhangi bir vaka ileri sürülmediği gibi, sözleşmenin 7.1 maddesindeki usulün de uygulanmadığı anlaşılmakla, davacının bu hüküm kapsamında cezai şart talep etmesi mümkün değildir. Mahkemece bu talebin reddedilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
(IV)Manevi zararın doğması için davacı şirketin kişilik haklarına yönelik bir saldırının gerçeklemesi gerekir.
Somut olayda dava dilekçesinde kişilik haklarına saldırı olarak nitelendirilebilecek bir vakaya dayanılmamıştır. Dolayısıyla davacının kişilik haklarına saldırı olduğu iddiası ispatlanamadığından, mahkemece manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
(V)Taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında davacının davalıya beş adet araç kiraladığı sabittir.
Davacı, bu araçların hasara uğratıldığını ileri sürerek hasar bedeli ve araçların nakliye bedellerini talep etmiştir.
Hasar bedeline ilişkin davacı tarafından herhangi bir tutanak, delil tespiti raporu veya fotoğraf sunulmadığı anlaşılmıştır. Davacının sunduğu, iadesi yapılan dört araca ilişkin imzasız servis teklif döküm belgesinin ise delil niteliği bulunmamaktadır. Davacı tarafından düzenlenen faturalara ise davalı itiraz etmiştir. Dolayısıyla davacının mutat kullanımı aşan zarar oluştuğunu usulünce ispatlayamadığı anlaşılmakla hasar bedeline yönelik talebin kabulü mümkün görülmemiştir.
Araçların iade masraflarına kimin katlanacağı sözleşmede düzenlenmemiştir. Davacının araçların iadesini talep ettiği ve sözleşmeyi feshetmeksizin araçları geri aldığı, sözleşmenin haklı feshedildiğinin ispatlanamadığı dikkate alındığında iade ve taşıma masraflarının davalıya yüklenemeyeceği anlaşılmış, bu talep de yerinde görülmemiştir.
Davacı istinaf dilekçesinde kira ödemelerinin tam yapılmadığını iddia etmiş ise de bu husus dava dilekçesinde yer almadığından HMK’nın 141. ve 357. maddeleri gereğince iddianın incelenmesi mümkün görülmemiştir.
Mahkemece her ne kadar talep edilen hasar, iade ve taşıma bedelini aşacak miktarda ödeme yapıldığı kabul edilmiş ise de, yapılan ödemelerin araç kiralarına ilişkin olduğu anlaşılmakla mahkemenin gerekçesi yerinde görülmemiştir. Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçeyle hasar, iade ve taşıma bedeline yönelik taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir.
Yapılan değerlendirmeler karşısında ilk derece mahkemesince verilen kararın hatalı değerlendirme ve eksik incelemeyle verildiği bu yönüyle hukuka uygun olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a-6 hükmü gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/02/2021 tarih ve 2018/433 Esas, 2021/106 Karar sayılı ilamının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınan istinaf karar harcının DAVACIYA İADESİNE,
4-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla HÜKÜM ALTINA ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
7-İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davacı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince DAVACIYA İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda KESİN olmak üzere 17/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …
e-imzalı
… Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı