Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/939 E. 2021/1215 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/939
KARAR NO : 2021/1215

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
NUMARASI : 2018/278 Esas-2021/161 Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1-… – …
2
3-… – …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; aynı zamanda davacı kooperatifin ortağı olan davalılar …, … ve dava dışı ……’ın borçlarına karşılık diğer davalı şirketin keşidecisi olduğu 15.09.2017 keşide tarihli 360.000,00-TL bedelli Finansbank A.Ş. Değirmendere Şubesine ait çekin müvekkiline verildiğini, çekin vadesinin yaklaşması üzerine davalıların çek bedelinin ödenemeyeceğini belirterek vadenin uzatılması talebinde bulunduklarını, müvekkilince vade uzatılmasına yönelik teklif kabul edilerek çekin keşideci şirket yetkilisi …….’a vade tarihinin 06.10.2017 olarak değiştirilip paraflanması amacıyla verildiğini, ancak ……’ın çekin üzerine iptal şerhi koyup vade tarihini karaladığını, müvekkilince bu eylem üzerine suç duyurusunda bulunulması nedeniyle ……’ın resmi belgeyi bozmak suçunan yargılanıp ceza aldığını, çekin üzerine iptal şerhi yazılması nedeniyle ibrazının mümkün olmadığını, bu nedenle alacağın tahisili için Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/33017 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, söz konusu takibin davalıların haksız ve kötü niyetli itirazları uyarınca durduğunu, her ne kadar çek iptal edilmiş ise de dava dilekçesi ekinde sunulan faturalar, ortak borç durumuna ilişkin belgeler ve kooperatif kayıtları uyarınca davalıların çek tutarından fazla borcunun bulunduğunun sabit olduğunu, öte yandan keşideci olan davalı şirketin TTK’nun 732. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerine gönderilen ödeme emrinde borcun dayanağına ilişkin belgelerin gönderilmediğini, bu nedenle alacağın likit olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen hususların dayanağının bulunmadığını, dava dilekçesinde bahsi geçen çekin davalılardan ve …’in davacı kooperatiften kullandığı kredilere teminat olarak ve boş vaziyette verildiğini, teminat olarak verilen çeke dayalı takip yapılamayacağını savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Davacı kooperatifin ortağı ve borçlusu olan davalıların, dava dışı ……….’ın borçlarına karşılık, Finansbank A.Ş. Değirmendere Şubesi’ne ait, diğer davalı ……. şirketinin keşidecisi olduğu 15/09/2017 keşide tarihli, 360.000,00 TL tutarlı …… seri numaralı çeki borçlarına karşılık davacı kooperatife verdikleri, çekin vadesinin yaklaşmış olması üzerine davalı tarafın, borçlarını ödeyemeyeceklerini beyan ederek çek üzerindeki vadenin uzatılmasını (keşide tarihinin paraflanarak daha ileri bir tarihe dönüştürülmesini) talep ettikleri, davacı kooperatif yetkililerinin bu teklif kabul ettikleri, bu amaçla dava konusu çekin keşide tarihinin değiştirilip paraflanması için şirket yetkilisi dava dışı …….’a verildiği ancak bu şahıs tarafından (tarafların çekin vadesinin uzatılmasına dair iradelerine aykırı olarak) çekin üzerine şerit çekilerek “iptal” yazılıp, vade tarihinin üzerinin de karalandığı ve böylelikle dava konusu çekin şeklen iptal edildiği, anlatımı yapılan olayların Trabzon 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/344 Esas sayılı dosyası kapsamında kesin hüküm ile sabit olduğu, davacı kooperatifin dava konusu çeki, çekin tahrif edilmesi nedeni ile vadesinde bankaya ibraz edemediği, davacı tarafından alacağın tahsili için Trabzon İcra Müdürlüğüne ait 2017/33017 Esas sayılı İcra Takip dosyası ile takip başlatıldığı, davalıların süresi içerisinde borcun tamamına itiraz edilerek takibin durmasına sebep verildiği ve davacı kooperatif tarafından da görülmekte olan itirazın iptali davasının açıldığı tüm dosya kapsamında sabittir.
Her ne kadar dava konusu çek şeklen iptal edilmiş ise de; bu hususun gerçeği yansıtmaması, çek borçlusu tarafça çekin daha ileri bir tarihte de bankaya ibrazını mümkün kılabilmek için paraflanarak keşide tarihinin değiştirilmesi için keşideciye verilmiş olmasına rağmen keşidecinin tarafların anlaşmasına aykırı olarak çeki tahrif etmiş olması ve bu durumun Trabzon 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/344 Esas sayılı sayılı dosyası kapsamında kesin hüküm ile sabit olması karşısında çekin geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir. Ayrıca davalı tanığı … duruşmada alınan yeminli beyanında dava konusu çekin teminat senedi olduğunu belirtmiş ise de; dava konusu çek üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir yazı bulunmadığı gibi, bu çekin teminat senedi olduğu hususu da davalı tarafça yazılı delillerle ispat edilemediğinden davalı tarafın bu çekin teminat senedi olduğuna dair savunmalarına itibar edilememiştir. Dava konusu takip dosyasının faiz ve ferilerinin tespiti için dosya kapsamında SMMM bilirkişiden rapor aldırılmış ve davacının takip talebinde yer alan, 360.000,00 TL bedelli çek alacağına; 5.497,40 TL işlemiş faiz, 36.000,00 TL çek tazminatı, 1.080,00 TL çek komisyonu hesaplanmış olup, davacının takip talebi ile yapmış olduğum hesaplamaların örtüştüğü bu nedenlerle davalı tarafça yapılan itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Son olarak değerlendirilmesi gereken husus ise davacı tarafın icra inkar tazminatı talebidir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için borçlu tarafça likit bir alacağın konu edildiği icra takibine haksız olarak itiraz edilerek takibin durdurulması ve alacaklının alacağına kavuşmasının geciktirilmiş olması gerekmektedir. Somut olayımızda alacak çeke dayalı olduğu için likit olduğu yani miktarının belirli olduğu izahtan varestedir. Yine yukarıda yapılan açıklama, anlatım ve kabuller doğrultusunda yapılan itirazın haksız olduğu ve bu haksız itiraz üzerine takibin durdurulduğu da sabit olup davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin de kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçelerle
1-Davanın KABULÜ ile; Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/33017 esas sayılı takip dosyası kapsamında davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile TAKİBİN DEVAMINA,
Dava konusu asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu çekin davalı kooperatifin defterlerine kayıtlı olmadığını, davacının defterlerine işlemediği çeke dayalı alacak talebinde bulunamayacağını, takibi konu çekin teminat amacıyla boş olarak verildiğini, müvekkilerinin iradesine aykırı şekilde doldurulduğunu, takibin çeke dayalı yapılmasına karşın cari hesap alacağının hesaplanmasının hatalı olduğu gibi davacının ana paraya eklediği 80.586.20-TL’nin dayanağının da bulunmadığını, temerrüt halinin de ispat edilemediğini, aksinin kabulü halinde talep edilen temerrüt faizi oranının da fahiş olduğunu, talep edilen çek tazminatı ve komisyon tutarlarının da haksız olduğunu, müvekkillerinden …’in ciranta sıfatıyla sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilleri aleyhine tazminata hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; davacı vekilince Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/33017 Esas sayılı dosyası üzerinden davalılar aleyhine ilamsız icra takibine başlandığı, takip talebinde 360.000,00-TL asıl alacak, 5.947,40-TL işlemiş faiz, 36.000,00-TL çek tazminatı, 1.080,00-TL komisyon bedeli toplamı 403.027,40-TL’nin davalılardan tahsilinin istendiği, takibin sebebi olarak 15.09.2017 tarihli 360.000,00-TL bedelli çekin gösterildiği, davalıların itirazı uyarınca duran takibin devamı için incelemeye konu bu davanın açıldığı sabittir.
Dosya kapsamına alınan Trabzon 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/334 Esas, 2018/605 Karar sayılı dosyasından, dava dışı sanık (davalı şirket yetkilisi)…….’ın dava ve takibin dayanağı çeki bozmak suçundan yargılanıp ceza aldığı, dosyanın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Takibin dayanağı olarak gösterilen çekin incelenmesinde; keşidecinin davalı şirket, lehtarın davalı … olduğu, lehtar tarafından …’e daha sonrasında davacı kooperatife ciro edildiği, çekin üzerine ceza davasına konu olacak şekilde iptal şerhinin yazılması nedeniyle çekin ibrazının yapılamadığı anlaşılmıştır.
İbraz işlemi yapılmayan çek nedeniyle kambiyo hukukuna dayalı haklar kaybedilecektir. Bu durum karşısında ortada kambiyo hukuku yönünden geçerli bir çek bulunmadığından çek tazminatı ve komisyon bedeli talep edilemeyeceğinden davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmüştür.
Öte yandan davalılardan … çekte ciranta konumundadır. Ciranta konumundaki bu davalı yönünden TTK’nun 732. maddesi uyarınca ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine istinaden alacak talebinde bulunulamaz. Bununla birlikte davacı ile bu davalı arasındaki temel ilişkinin varlığı da kanıtlanamamıştır. Zira davalı kooperatifin ortağı diğer davalı … olup davacı tarafından dayanılan faturalarda ismi geçen borçlu da bu kişidir. Bu durum karşısında davalı … yönünden ne sebepsiz zenginleşme ne de temel ilişki uyarınca alacak talep edilemeyeceğinden bu davalı yönünden açılan davanın da kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Takip dayanağı çekte keşideci konumunda bulunan davalı şirket yönünden yapılan değerlendirmeye gelince;
Dosya kapsamındaki belgelerden davalı …’in davacı kooperatifin ortağı olduğu, davacı ile davalı ortağı arasında ortağa veresiye mal satılmasına dair hukuki ilişki bulunduğu, davacı kooperatifin bu ilişkinin teminatı olmak üzere ortağından davalı şirket tarafından keşide edilip imzalanan boş çeki ciro yoluyla devraldığı, davalı …’in borçlarını vadesinde ödeyememesi üzerine taraflar arasında varılan mutabakat uyarınca hesaplanan ana para+faiz miktarı ile keşide tarihinin çekin üzerine yazıldığı, ne var ki çekin üzerine yazılan keşide tarihi itibariyle de borcun ödenememesi ve …’in vadenin uzatılmasına ilişkin talebi uyarınca çekin vade tarihinin yeniden düzenlenip paraflanması amacıyla keşideci sıfatına haiz davalı şirket yetkilisine verildiği, bu sırada davalı şirket yetkilisinin anlaşmaya aykırı davranmak suretiyle çeki iptal ettiği sabittir.
Bu olaylar sonrasında davacı tarafından davalı aleyhine takip yapılmış olup davanın ve takibin dayanağının TTK’nun 732. maddesi olduğu açıktır. Zira ceza dosyasına da konu olan eylem nedeniyle hamil sıfatına haiz davacı çeki muhatap bankaya ibraz edememiş bu nedenle çeke dayalı haklarını kaybetmiştir. Her ne kadar dava konusu çekin teminat amacıyla ve boş olarak verildiği sabit görülmüş ise de çekin imzalı şekilde ve boş olarak piyasaya sürülmesine hukuken engel yoktur. Çekin anlaşmaya aykırı doydurulduğu hususu da ispatlanamamıştır. Dosya kapsamındaki tanık beyanı ve Tarım Kredi Kooperatifleri Trabzon Bölge Birliği Müdürlüğünün 26.10.2017 tarihli yazısından dava konusu çekin davalı …’in davacı kooperatife olan borçlarının teminatı olarak verildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki teminat ilişkisi davalı … ile davacı kooperatif arasında olup keşideci konumundaki davalı şirket tarafından teminat iddiasına dayanılamaz. Bu haliyle TTK’nun 732. maddesi uyarınca davalı şirketin sorumluluğuna gidilebileceğinden çek bedeli olan asıl alacak miktarına (360.000,00-TL) yönelik davalı şirket vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak davalı şirket yönünden sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talepte bulunulduğundan takip öncesi dönem için temerrüt faizi talep edilmesi ancak borçlu keşidecinin usulünce temerrüde düşürülmesiyle mümkündür. Davalı keşideci şirketin takip öncesinde usulünce temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından davalı şirket yönünden işlemiş faiz talebi (5.947,40-TL) yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirmeye gelince;
Bu davalı yönünden alacağın kaynağını taraflar arasındaki ortağa veresiye mal satışına yönelik sözleşme yani temel ilişki oluşturmaktadır. Zira … davacı kooperatifin ortağı olup taraflar arasındaki hukuki ilişki uyarınca davacı kooperatiften veresiye mal almış bu nedenle davacıya borçlanmıştır. Bilirkişi tarfından davacı kayıtları ve faturalar üzerinde yapılan inceleme uyarınca tespit edildiği üzere davalının satın aldığı mallar nedeniyle davacıya faturaya dayalı borcu toplamda 279.413,80-TL tutarındadır.
Davacı vekilince faiz hesabının detayı ve faizin kaynağını gösteren belgelerin sunulmasına ilişkin olarak ibraz edilen dilekçe ekindeki Tarım Kredi Kooperatifler Merkez Birliğince yazılan 07.07.2019 tarihli yazıda ortaklara veresiye satışların usulü ve veresiye satışlardaki vade ve temerrüt faizi hesabı açıklanmıştır. Bu belge uyarınca veresiye satışlarda vadenin 60 gün olduğu anlaşılmakta olup buna göre yapılan hesaplamada davalının takip tarihi olan 21.11.2017 tarihi itibariyle 116.831,12-TL temerrüt faizi borcunun bulunduğu belirlenmiştir. Ancak takip talebinde temerrüt faizi yönünden ikili ayrıma gidilmiş bu doğrultuda iptal edilen çekin vade tarihi olan 15.09.2017 tarihine kadar olan sürede akdi temerrüt faizi hesabı yapılıp bulunan miktar ana paraya eklenmek suretiyle asıl alacak olarak talep edilmiş, çekin vade tarihi olan 15.09.2017 ila takip tarihi olan 21.11.2017 tarihi arasında ise %9 oranında yasal temerrüt faizi istenmiştir.
Dosya kapsamında yer alan davalı … tarafından imzalı tahhütname başlıklı 18.09.2017 tarihli belge ile davacıya hitaben yazılan 19.04.2019 tarihli belgeden de davalının çekin vade tarihine kadar olan kısım yönünden talep edilen işlemiş faiz miktarını ve hesap yöntemini kabul ettiği anlaşılmaktadır. Zira davacı tarafından yapılan hesaplama uyarınca davalı …’in veresiye satıştan kaynaklı asıl borcu olan 279.413,80-TL ile 07.03.3019 tarihli yazı ve ekindeki faiz miktarlarına ilişkin tablolar uyarınca çekin vadesi olan 15.09.2017 tarihine kadar hesaplanan faiz tutarı 80.586,20-TL olup asıl alacak ve faiz miktarının toplamı da çek bedeli olan 360.000,00-TL’yi vermektedir. Bu durumda icra takibinde ana para (279.413,80-TL) ve 15.09.2017 tarihine kadar işletilen akdi temerrüt faizi toplamının müddeabih yapılarak takip talebinde asıl alacak olacak şekilde talep edildiği sonucuna varılmıştır. Kaldı ki buna engel bir durum da bulunmamaktadır.
Ancak takip talebinde bunun yanı sıra 15.09.2017 ila takip tarihi olan 21.11.2017 tarihleri arasında ve %9 oranında faiz miktarı üzerinden yapılan hesaplama uyarınca 5.947,40-TL işlemiş faiz talebinde de bulunulmuştur. Dosya kapsamındaki bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere bu hesaplama asıl alacak miktarı olan 360.000,00-TL üzerinden yapılmıştır. Ne var ki yukarıda değinildiği üzere takip talebinde asıl alacak olarak belirtilen 360.000,00-TL’nin içerisinde 80.586,20-TL’lik akdi temerrüt faizi kısmı da bulunmaktadır. Faize faiz işletilemez kuralı uyarınca da ana paraya dahil edilen akdi temerrüt faizi tutarının takip talebinde belirtilen 15.09.2017-21.11.2017 tarihleri arasındaki işlemiş faiz miktarının hesabına dahil edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davacının 15.09.2017 tarihi ile takip tarihi arasındaki talep edebileceği işlemiş faiz miktarının ana para miktarı 279.413,80-TL, faiz oranı %9 olmak suretiyle bilirkişiye hesaplatılması gerekmektedir.
O halde mahkemece yapılması gereken iş;
1-Davalı … yönünden açılan davanın tümden reddine,
2-Davalı keşideci şirket yönünden sadece asıl alacak miktarı olan 360.000,00-TL üzerinden itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden ve takip tarihinden itibaren işletilecek %9 oranında yasal faiziyle devamına,
3-Davalı … yönünden ise takibin asıl alacak miktarı olan 360.000,00-TL ile yukarıda belirtildiği şekilde bilirkişiye yaptırılacak hesaplama uyarınca bulunacak 15.09.2017-21.11.2017 tarihleri arasındaki dönem için talep edilebilir işlemiş faiz miktarı ile takip tarihinden itibaren işletilecek %9 oranında yasal faiziyle takibin devamına karar verilmesi, bu doğrultuda tarafların tazminat taleplerinin yeniden ele alınmasından ibarettir.

Açıklanan bu durum karşısında davalılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KISMEN KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25.03.2021 tarih ve 2018/278 Esas-2021/161 Karar sayılı kararın, dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın istinaf kanun yoluna başvuran DAVALILARA İADESİNE,
5-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalılar aleyhine/yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 27/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.