Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/875 E. 2021/1020 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/875 – 2021/1020
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/875
KARAR NO : 2021/1020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2021
NUMARASI : 2020/417 Esas-2021/149 Karar

DAVACI : TÜRKİYE CUMHURİYETİ ZİRAAT BANKASI ANONİM
ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/06/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile asıl borçlu …… arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca asıl borçluya kredi kullandırıldığını, davalının kredi sözleşmesinde müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçlu ile birlikte davalıya hesap kat ihtarının gönderildiğini, hesap kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2020/2793 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibin davalının haksız ve kötü niyetli itirazı uyarınca durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ikametgahı uyarınca icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisiz olduğunu, kefalet sırasında eş rızası alınmaması nedeniyle kefaletin geçersiz sayılması gerektiğini, müvekkilinin kefaletinin müteselsil kefalet olarak değerlendirilemeyeceğini, zira sözleşme imzalanması sırasında bu hususta müvekkilinin yeterince aydınlatılmadığını, kredi sözleşmesinde yer alan sabit faizli tarımsal kredi ifadelerinin müvekkilince imza atılan sözleşmeyle uyumlu olmadığını savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Davacı banka tarafından kredi mevduat hesabına ilişkin başlatılan icra takibine davalı kefil tarafından süresinde yetkiye, borca ve tüm ferilerine yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, davacı alacaklı tarafından iş bu itirazın iptali davasının açılmış olduğu, davalının adresinin Maçka/Trabzon olduğu, kredi sözleşmesi incelendiğinde, taraflar arasında yetki sözleşmesi yapılmamış olduğu, genel yetkili mahkeme ve icra dairesinin davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer Maçka İcra Dairesi olduğu, Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2020/2793 Esas sayılı dosyasında yetkiye ve borcun varlığına yönelik itirazda bulunduğu ve bu yönde takibin durduğu da dikkate alındığında, davalının icra müdürlüğünün yetkisine yaptığı itirazın kabulü ile açılan davanın reddine dair karar verilip aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.” şeklindeki gerekçelerle davalının Trabzon İcra Dairesinin 2020/2793 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu yetki itirazının kabulü ile açılmış bulunan davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının icra takibine itiraza ilişkin dilekçesinde usule uygun şekilde icra müdürlüğünün yetkisine itirazda bulunmadığını, zira usule uygun yetki itirazı için yetkili icra dairesinin de gösterilmesi gerektiğini, mahkemece bu husus gözetilmeksizin yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK’nun 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmelidir.
İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır.
Öte yandan, itirazın iptali davasının görülebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada, geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde, bu itiraz usulünce incelenerek sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı açıktır.
Bu aşamada, icra dairelerinin yetkisini düzenleyen mevzuatın açıklanması gerekmektedir.
Bilindiği üzere icra takiplerinde yetki belirlemesi, İİK’nun 50. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) hükümlerine göre yapılmaktadır.
Ancak HMK’nun 447. maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca; mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı HUMK’na yapılan yollamalar, 6100 Sayılı HMK’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.
İİK’nun 50. maddesi aynen “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.
Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.
İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur” düzenlemesini içermektedir.
Bu açık atıf nedeniyle yetki itirazının, HMK hükümlerine uygun bir şekilde yapılmasının gerektiği açıktır. Yetki itirazının ileri sürülme zamanını ve şeklini düzenleyen anılan yasanın 19 maddesinin 2. bendinde aynen; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca usule uygun ve geçerli bir yetki itirazından söz edebilmek için yetki itirazı sırasında yetkili mahkeme veya icra dairesinin açıkça gösterilmesi zorunludur.
Somut olayda davalı tarafından icra müdürlüğüne sunulan itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesinin açıkça gösterilmediği anlaşılmaktadır. Bu haliyle icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itiraz dikkate alınamayacaktır.
Açıklanan bu durum karşısında; hatalı hukuki değerlendirmelere istinaden davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın, HMK’nun 353/1-a-4. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.03.2021 tarih ve 2020/417 Esas, 2021/149 Karar sayılı kararın, dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nun 353/(1)-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın DAVACIYA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davacı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 28/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.