Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/873 E. 2021/935 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/873 – 2021/935
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/873
KARAR NO : 2021/935

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2021
NUMARASI : 2019/395 – 2021/145 E.K.
DAVACILAR : 1
2-
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Tazminat
KARAR TARİHİ : 15/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/06/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin tek desteğinin 14/11/2008 tarihinde sevk ve idaresindeki …… plakalı araç ile yaptığı tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini, aracın kaza tarihi itibarıyla davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, trafik kazasında vefat eden desteğin, desteğinden yoksun kalan 3. kişi sıfatıyla müvekkilinin uğradığı destekten yoksun kalma zararlarının tamamından davalının sorumlu olduğunu beyan ederek her bir müvekkili için 3.000 TL (belirsiz alacak) destekten yoksun kalma zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin itirazlarında zamanaşımı itirazında bulunduğunu, davadan önce müvekkil şirkete başvuru yapılmadığını, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın %100 kusurlu olduğunu, müteveffanın davacılara destek olduğunun ispatlanması gerektiğini, kusur durumunun tespiti için rapor aldırılmasını, aktüer bilirkişisinden zarar tespiti yaptırılması gerektiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Açılmış bulunan davanın kabulü ile, davacı ……. için 6.618,60 TL, davacı …… için 73.381,40 TL destekten yoksun kalma tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın tek taraflı değil çift taraflı bir kaza olduğunu, mahkemece bu husus dikkate alınmadan ve kusur tespiti yapılmadan müvekkil şirket aleyhine hüküm kurulduğunu, kusur oranlarının tespiti hususunda ATK’dan rapor alınması gerektiğini, bilirkişi raporunda dava dışı anneye pay ayrılmasına rağmen mahkemece bu payın davacı eşin payına eklenmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
13/11/2007 tarihinde ….’in ……. plakalı araç ile İstanbul Kadıköy Rıhtım Caddesi üzerinde seyrederken önünde seyir halinde bulunan ……. plakalı araca arkadan çarpması sonucu yaralandığı ve kaldırıldığı hastanede öldüğü, Kadıköy CBS tarafından yapılan soruşturmada 02/04/2008 tarihinde tüm kusurun ölende olduğu belirtilerek KYOK kararı verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece aktüerya bilirkişisinden rapor alınmış ve sonuçta 73.381,40 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı süresinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
1-Davalı vekili kazanın çift taraflı olduğunu bu nedenle kusur raporu alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
Her ne kadar zorunlu trafik sigortacısı sigortalısının kusuru oranında zararı gidermekle yükümlü ise de, davacının olayda 3.kişi konumunda olması ve ölenin kusurunun ona yansıtılamayacak olması dikkate alındığında davalı vekilinin kusura ilişkin itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2-Olayda Kadıköy CBS tarafından alınan raporda davalının tam kusurlu olduğu belirtilmiştir. Davalı vekili tam kusurlu olan ölenin yakınlarının tazminat isteyemeyeceğini ileri sürmüş ise de, davacının 3. kişi olduğu dikkate alındığında bu itirazların da reddi gerekmiştir.
3-Dosya kapsamından ölenin annesinin de hayatta olduğu ve bilirkişice anneye de pay ayrılarak garame hesabı sonucunda tazminatların bulunduğu görülmektedir. Mahkemece annenin ölü olduğu ileri sürülerek onun payı diğerlerine aktarılmış ve garame hesabı yapılmadan karar verilmiştir.
KTK’nun 96. maddesi hükmüne göre, rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılması gerekmektedir. Bunun yanında kaza nedeniyle zarar görenlerin tamamı (eş, çocuklar, anne, baba) hesaplamada dikkate alınmalı ve paylar dağıtılmalıdır.
Bilirkişice bu ilkeler doğrultusunda hesaplama yapılmasına rağmen mahkemece annenin ölü olduğu belirtilerek onun payı hesaplamaya katılmadan hüküm kurulmuştur. Ölenin annesi kaza tarihinde hayatta olup ölenin gelirinin bir kısmını anneye de ayıracağının kabulü artık içtihatlar ve uygulama gereği sabit hale gelmiştir. Kaldı ki anne çok daha sonra ölmüş olup bu anlamda mirasçılarının da talep hakkı olduğu bilinmelidir. Bu itibarla mahkemece aktüerya bilirkişisinin hesabına göre hüküm kurmak gerekirken anneye ayrılan pay dikkate alınmadan hüküm kurulması yerinde olmamış davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılıp, yerine esasa ilişkin yeniden hüküm tesisine dair aşağıda belirtilen şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/03/2021 tarih ve 2019/395 Esas, 2021/145 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 hükmü gereğince KALDIRILMASINA,
2)Kaldırılan hükmün yerine;
“2.a)Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davacı …… için 50.863,81 TL, davacı ……. için 4.587,64 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazla isteğin reddine,
2.b)Alınması gereken 3.787,88 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslah harcı (44,40+273,24) toplamı olan 317,64 TL’nin mahsubu ile 3.470,24 TL bakiye karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir yazılmasına,
2.c)Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı, peşin harç ve ıslah harcı toplamı olan 326,04 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.d)Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 8.008,69 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.e)Davacının yapmış olduğu 604,20 TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 416,90 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
2.f)Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
2.g)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320 TL arabulucuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir yazılmasına,
2.h)Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesinin 1. fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla davacılara iadesine,”
şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 162,10 TL başvuru harcı ve 43 TL posta masrafının davacılardan tahsili ile DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadan karar verilmiş olması nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın tebliğ işlemlerinin dairemizce YERİNE GETİRİLMESİNE,
7-Kararın kesinleştirme, gider avansı iadesi ve harç tahsile ilişkin işlemlerinin mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
8-İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince DAVALIYA İADESİNE YER OLMADIĞINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’a TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 15/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Katip
e-imzalı