Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/866 E. 2021/1211 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/866 – 2021/1211
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/866
KARAR NO : 2021/1211

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2020
NUMARASI : 2018/438 Esas 2020/481 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/09/2021

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı Davalı sigorta şirketi vekili ve davalı ……. ile davacı ……. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 27/12/2017 tarihinde sürücü …….ın sevk ve idaresindeki ……. plakalı araç ile araçlara kırmızı ışık yandığı sırada emniyet şeridine girdiği, yeşil ışık yanması üzerine hızını artırarak yoluna devam ettiğini, bu esnada karşıdan karşıya geçen müvekkiline çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini. Davalı sürücü ……., işleten sıfatında bulunan davalı …….t’in asli ve tam kusurlu olduğunu, ……. plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığını. Kaza neticesinde müvekkilinin ağır yaralandığını, maddi ve manevi zarar gördüğünü belirterek dava sırasında hak kaybına uğramaması adına dava sonuçlanıncaya kadar 1 ve 2 nolu davalıların adlarına kayıtlı araç veya gayrimenkuller üzerine 3.şahıslara devrini önlemek amacıyla ihtiyati haciz kararı verilmesini. Maddi tazminata ilişkin belirsiz alacak davasının kabulü ile müvekkili adına şimdilik 500 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini, 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalılar …… ve ……’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı …… cevap dilekçesinde özetle; sahil yolu olarak bilinen bölünmüş otobanda normal seyrinde devam ettiğini, ışık ihlali yapmadığını, kırmızı ışık ihlali yapan ve kazaya sebebiyet veren kişinin davacı olduğunu, kazanın olduğu yolun şehirler arası yol olduğunu, bu durumda kırmızı ışığa dikkat etmeden yola çıkan ve kananın gerçekleşmesine sebebiyet veren davacının olduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Davalı ……. cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın sahibi olduğunu, aracı kullanan şöförün kusursuz olduğunu, davayı kabul etmediğini, kazanın oluşumunda davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Davalı ……. Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin itirazlarında, kazaya karışan aracın müvekkili şirket tarafından sigortalı olduğunu. Zorunlu dava şartı olan sigorta şirketine davacının başvuru yapmadığını, zamanaşımı itirazında bulunduğunu, yetki ve husumet itirazında bulunduğunu. Esasa ilişkin beyanlarında ise; kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için adli tıp kurumundan rapor alınması gerektiğini, maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin 6111 Sayılı kanun gereği, trafik sigortası genel şartları uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendiğinden teminat dışında olduğunu, hesap raporunun aktüer bilirkişi tarafından hazırlanması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere kazanın iş kazası olup olmadığının tespiti gerektiğini, gelirin asgari ücret üzerinden hesaplanmasını, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun tenzili gerektiğini, müvekkili şirketin zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, dava tarihine kadar herhangi bir ihbar bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlığın; trafik kazasından kaynaklanan zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, olay günü davalılardan ……. A.Ş. bünyesinde ZMMS poliçesi ile sigortalı işleteni davalı ….. olan ve diğer davalı …….n sevk ve idaresindeki aracın davacı yaya …….’a çarpması sonucu yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, bu kazanın oluşumunda davacının %50, davalı sürücünün ise %50 oranında kusurlu olduğu, kaza sonucunda davacının yaralandığı ve iyileşme sürecinin 3 aya kadar uzayabileceği ve davacının bu kaza sebebiyle sürekli iş göremezlik oranının ise %8 olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece kazaya ilişkin kusur raporu, iş göremezlik raporu alındıktan sonra tazminat hesap raporu olarak Aktüerya Hesap Uzmanı …. tarafından tanzim edilen 25.06.2020 havale tarihli bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere; davacının dava konusu kaza sebebi ile davalılardan talep edebileceği maddi tazminat miktarı toplamının 32.749,34 TL olduğu, hesaplanan tazminat miktarının …. plakalı araca ilişkin ….. nolu 20/03/2017 başlangıç- 20/03/2018 bitiş tarihli poliçenin kişi başı ölüm/sakatlık limiti olan 330.000,00 TL dahilinde kalması nedeniyle tazminat miktarından davalı sigorta şirketinin de sorumlu olduğu hukuki denetime elverişli bilirkişi raporlarından anlaşılmış olup davacının 18/09/2020 havale tarihli bedel artırım dilekçesi de dikkate alınarak maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davacının manevi tazminat davası yönünden ise, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı dikkate alınarak karar verilmiş olup, bu bağlamda öncelikle dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü …….’ın %50 oranında kusurlu olması, dosyaya sunulan belgeler tetkik edilmekle 06.12.2019 tarihli Adli Kurul Raporu’na göre davacının, trafik kazası nedeniyle meydana gelen sürekli toplam engellilik oranının %8 olduğu, şahsın muayenesinde epilepsi hastası olduğunu, titremelerinin kaza sonrası arttığını, sağ eliyle ağır yük kaldıramadığını belirttiği, nihayetinde yapılan araştırmada davacının dominant elinin sağ eli olduğu ve sağ el hareketinin kısıtlı olduğu belirlenmiştir. Davalılardan ……’in aylık asgari ücret aldığı, üzerine kayıtlı babasının kamyoneti bulunduğu, evli olduğu, diğer davalı ……..’ın aylık 2.750,00 TL ücret aldığı, kirada oturmadığı, herhangi bir malvarlığının bulunmadığı, bekar olduğu göz önüne alındığında davacı üzerinde meydana gelen manevi zararın tazmini tutarları hususunda hak ve adalete uygun karar verildiği kanısıyla” gerekçeleriyle açılan davanın kabulü ile, 32.749,34 TL’nin davalı ……. Şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 08/06/2018 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …… ve ……’den alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı ……. vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece dosyaya sunulan itiraz dilekçeleri ve yargılama esnasında dile getirilen diğer hususlar dikkate alınmadan karar verilmesinin usule, yasaya ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarının karara dayanak alınmasının hukuken mümkün olmadığını, yerel mahkemece verilen kararın tüm dosya kapsamı, toplanan deliller göz önünde bulundurulduğunda eksik inceleme ürünü olduğunu, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde 1. derecede asli ve tam kusurlu olduğunu, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan raporda sürücü tarafından kazanın meydana gelmemesi için herhangi bir fren tedbirine başvurulup başvurulmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılmaksızın kanaat bildirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya sunulan ATK raporunun davacının gerçek özür oranını yansıtmadığını, çelişkili ve eksik inceleme ürünü olduğunu, müvekkilin yaşı, mevcut engel durumu, sağlık sorunları, tam iyileşmesinin mümkün olmaması, geçirmiş ve geçirmesi muhtemel ameliyatlar ve davalıların meydana gelen kaza sonrasındaki tavrı da dikkate alındığında müvekkilin bu tarifsiz elem, ızdırap ve üzüntüsü karşısında hükmedilen 10.000,00 TL manevi tazminatın oldukça düşük olup müvekkilin zararını giderir nitelikte olmadığını, manevi tazminat kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan talep edilmesine rağmen yerel mahkemenin dava tarihi itibariyle yasal faize hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü mahkemece verilen kararın kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı …….. istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ATK raporunda da belirtildiği üzere kaza yerine 20 mt. mesafede yaya alt geçidi bulunduğunu, davacının yasak olan bir yerden karşıya geçmek istemesi sonucu kazanın meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun davacıda olduğunu, verilen ATK raporunun hukuka uygun olmadığını, manevi tazminatın bir ceza olmadığını, somut olayda bir kusuru olmadığını, hukuka aykırı olarak tarafına kusur atfedildiğini, dosyadaki mevcut delil durumunun dikkate alınmadığını, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü mahkemece verilen kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı ……. Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunu tebliğ almadıklarını, raporda hesaplanmış olan geçici iş göremezlik tazminatının kabul edilemez olduğunu, davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesinin hukuka uygun olmadığını, dava miktarına 27.12.2017 tarihinden itibaren yasal faizi uygulanmasını talep ettiklerini, Belirsiz alacak davalarında bir kereye mahsus olarak sunulan ıslah dilekçelerinde faiz dava miktarı olan kısım için dava tarihi,ıslah edilen miktar olan kısım için ıslah tarihi başlangıç tarihi olarak esas alınması gerektiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü mahkemece verilen kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; 27/12/2017 tarihinde sürücü davalı …… kullandığı …… plakalı aracın davacı yaya …….’a çarpması sonucu yaralanması sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemli davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf sebeplerine göre yapılan incelemede;
1-Davacı vekili mahkemenin dayanak aldığı kusur raporunun yanlış olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemesince ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesinden 05/07/2017 tarih 3788 sayılı rapor almış bu raporda davalı sürücü ……’ın %50 davacı yaya …….’un %50 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. Dosya içerisinde bulunan Trabzon 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/376 Esas sayılı dosyasında Trafik Bilirkişisi …….’dan alınan raporda ise yaya ……’un 1. derece asli kusurlu, kamyonet sürücüsü ……ın ise 2. derecede tali kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Bu haliyle her iki raporun birbiriyle çelişkili olduğu görüldüğünden ATK raporunun dayanak yapılmasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemesince yapılacak iş İTÜ Trafik kürsüsünden veya Karayolları Fen Heyeti’nden oluşturulacak bilirkişi heyetine dosyanın tevdi edilmesi sağlanarak gerek ceza dosyası gerekse mevcut dosya birlikte değerlendirilip, tereddütü giderecek şekilde bilirkişi raporu alınmasından ibarettir.
2-Davacı vekili maluliyete esas alınan ATK raporunun yanlış yönetmeliğe göre düzenlendiğini iddia etmiştir. Mahkemece alınan KTÜ Adli Bilimler Enstitüsü Müdürlüğünün 06/12/2019 tarihli raporunda 20/02/2019 tarihinde resmi gazetede yayınlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmeliğe göre hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır. Oysa kaza tarihinin 27/12/2017 olduğu gözetildiğinde Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik gereğince raporun düzenlenmesi gerektiği açıktır. Bu haliyle yanlış yönetmelik baz alınarak hüküm kurulması yerinde değildir. Mahkemesince yeniden kaza tarihi esas alınarak ilgili ATK’ndan yeni bir rapor alınması gereklidir.
3-Kabule göre de manevi tazminata dava tarihinden itibaren faiz yürütüldüğüne yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; eylemin haksız fiil niteliğinde olduğu nazara alındığında manevi tazminata da faizin kaza tarihinden itibaren hükmedilmesinin gerektiği anlaşıldığından bu yönden de istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir.
Davalı ….. Sigorta şirketinin istinaf sebeplerine göre yapılan incelemede;
1-Müvekkili sigorta şirketinin geçici işgöremezlik tazminatından bir sorumluluğu bulunmadığını ileri sürmüştür.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde “Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi hükmü gereğince sona ermiştir” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğundan olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 Sayılı Kanunun 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba kanunun 59. maddesi ile değişik KTK’nun 98. maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamının idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletilmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder (Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini-Konya barosu yayınları. Shf 7-8, Yargıtay üyesi: Hüseyin Tuztaş).
Bu halde davalı vekilinin geçici iş göremezlik giderinin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğuna ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.
Davalı …..’in istinaf sebepleri yönünden değerlendirme;
1-Kusura yönelik itirazlarda bulunduğu anlaşıldığından yukarıda kusura yönelik yeniden rapor alınması gerektiği açıklandığından yukarıdaki açıklamalara atıfta bulunarak bu yöndeki istinaf taleplerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
2-Araç maliki olması sebebiyle her hangi bir kusurunun bulunmadığını bu sebeple maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını belirtmiş ise de; sürücünün trafik kazasının oluşmasında kusurlu bulunması durumunda zarar gören 6098 Sayılı TBK’nun 49. maddesi gereğince sürücüye, 2918 Sayılı Kanunun 85. maddesi gereğince motorlu araç işletenine ve 6102 Sayılı TTK un 1401 ve devamı hükümleri uyarınca motorlu aracın zorunlu trafik sigortacısına karşı dava açabilir.
Ayrıca, 6098 Sayılı TBK’nın 53. ve 54. maddelerinde ölüm ve bedensel zararlar halinde istenebilecek maddi tazminatlar, aynı kanunun 56/2. fıkrası gereğince ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu açıklamalar çerçevesinde sorumluluğunun bulunmadığına yönelik istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca; manevi tazminata yönelik taraf vekillerinin yapmış olduğu istinaf taleplerinin birlikte değerlendirilmesinde; kusura ve maluliyete yönelik yeniden rapor alınacağından ilgili raporlar geldikten sonra mahkemesince bir değerlendirme yapılmasının yerinde olacağı görülmüş bu sebeple tarafların bu yöndeki istinaf taleplerinin de ilgili raporlar alındıktan sonra mahkemesince değerlendirilmesinin yerinde olacağı anlaşılmıştır.
Açıklanan bu durum karşısında mahkemece eksik araştırma ve hatalı hukuki değerlendirmeler uyarınca karar verildiği anlaşıldığından tarafların istinaf kanun yolu başvurusunun usulü kazanılmış haklar baki kalmak üzere kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tarafların istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2020 tarih ve 2018/438 Esas, 2020/481 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA.
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE.
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın taraflara İADESİNE.
4-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında taraflar tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA.
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran taraflar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA.
6-Kararın taraflara tebliği, gider avansı ve harç iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 24/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan- Üye- Üye- Katip-
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı