Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/776 E. 2021/814 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/776
KARAR NO : 2021/814

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2021
NUMARASI : 2020/244 D.iş 2020/243 D.iş Karar

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN :
VEKİLİ : Av ….-
İHTİYATİ HACZE
İTİRAZ EDEN : 1
2-…
VEKİLİ : Av. …-
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 31/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/05/2021

Trabzon Asliye Tİcaret Mahkemesi’nin 12/01/2021 tarih ve 2020/244 D.iş 2020/243 D.iş Karar sayılı ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu …’nin itirazının kabulüne, itiraz eden borçlu …… Ltd. Şti.’nin itirazının reddine dair verilmiş olan ara kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TALEP :
İhtiyati hacze itiraz eden vekili dava dilekçesinde özetle; Mahkemenizin yukarıda esas numarası yazılı dosyasında … tarafından müvekkiller adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malları ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları hakkında İİK.’nun 257. maddesi uyarınca belirtilen 310.000,00 TL borç kadar ihtiyati haciz uygulanması kararı verildiğini, hakkında işlem başlatılan müvekkiller Trabzon İlinde tanınan ve COVID-19 salgın sürecinde dahi ödemelerini aksatmayan köklü bir şirket ve yetkilisidir. Karşı taraftaki şirket ile de bu şekilde uzun süreli ticari ilişkilerinin süre geldiğini, müvekkiller halen faaliyet halinde olup çalışmaya devam ettiklerini, müvekkillerin kaçma ya da ellerindeki mal varlıklarını azaltma gibi bir durumu söz konusu olmadığını, müvekkilin gayrimenkul ve araç kayıtlarından da görüleceği üzere müvekkil şirketin mal varlığı değerleri üzerinde meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı yönünde endişeye mahal verecek bir durum, dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilmesine haklı bir neden mevcut olmadığını, müvekkil şirketin işbu dava tarihine kadar hiçbir ödeme yapmadığına dair beyan gerçeği yansıtmadığını, müvekkil şirket ile karşı taraf arasında borca konu edilen senetlerin imza tarihinden sonra 30/06/2020 tarihinde sunulu makbuzda görüleceği üzere cari hesaba mahsuben çekler sunmuş karşı taraf işbu çekleri kabul ederek makbuzu kaşe ve imza etmiştir. İşbu mutabakat sunulu mail çıktısından da görüleceği üzere karşı tarafa ait ……. ile müvekkil şirket onayına sunulmuştur. Gerçekleştirilen mutabakat sonucu bakiye borç ayrıntılı incelemeyi gerektirmekte ve borç miktarının tespiti ile işbu miktarda borçlu olunmadığının açığa kavuşturulması için süresi içinde dava hakkımızı baki olmakla; şu aşamada ilk kontrol cari hesap ekstresinin sunulduğunu, işbu yazılı kayıtlar tek başına vaki ihtiyati haczin haksız ve kötü niyetli olduğunun kesin kanıtı olduğunu, ayrıca önemle belirtmek gerekir ki; müvekkil … yönünden zaten başvuru hakkı dahi doğmamıştır. Müvekkil … dosyaya konu senetlerin cirantası konumunda olduğunu, müvekkil şirkete bugüne kadar karşı tarafça Kanunumuzca kabul edilmiş cirantaya başvurunun şekil şartını oluşturan Ödememe Protestosu gönderilmemiştir. Bilindiği üzere Kambiyo Senetlerinden (çek, poliçe, bono) sadece çek için çekin vadesinde bankaya verilmesi ile bedelinin mevcut olmaması durumunda karşılıksızdır işlemi görmesi ile arkasına şerh edilmesi ve devamında hesapların kat edilmesi ile ayrı bir ihtara/protestoya ihtiyaç duyulmadığını, borca konu bonolarda ise Ödememe Protestosundan muafiyet TTK m. 713 atfı ile şirketin iflas etmiş olması ve TTK, m. 722’de bahsedilen iradi beyanlar ile mevcuttur. Müvekkillerin iflas durumu mevcut olmadığı gibi; dosyanızda ve hatta ilgi senetlerin ve ihtiyati haciz kararının takibinin başlatıldığı Trabzon İcra Dairesinin 2020/19859 ESAS sayılı dosyasında muafiyeti gösterir böyle bir belge sunulmadığını, dolayısıyla henüz başvuru hakkı doğmadığı halde ihtiyati haciz kararı verilmiş olması ile müvekkiller açısından telafisi güç zararlar ortaya koyduğunu, müvekkil şirket yönünden tedbir gerektirecek bir hal bulunmadığı ve hatta borç ile borç miktarı hususunda uyuşmazlık olduğu şu halde şirketin hesaplarının bloke edilmiş olması, ticaretinin engellenerek işlerin sekteye uğratılması Müvekkil … yönünden ise öncelikle borçtan sorumlu olmadığı, borç hususunda şüphe olduğu halde mal varlığı değerleri haczedilmiş (Tapu, Türkiye genelindeki tüm bankalar vs) olması ile iki müvekkil de zarar ettirildiğini, mevcut durum neticesinde haksız haciz nedeniyle tazminat, menfi tespit ve sair dava ve başvuru haklarımızı saklı tuttuklarını, bu nedenlerle Trabzon İcra Müdürlüğünün 2020/19859 E sayılı dosyasının ve takip dayanağı senet asıllarının celbi ile yapılacak inceleme sonucunda; Müvekkillerin mal varlığı değerleri üzerine konulan ihtiyati haczin kaldırılmasına Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine kararın bir örneğinin İlgi İcra dosyasına gönderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre verilmiş olan 17/03/2021 tarihli ara karar ile; “İİK’nın 265/1. maddesi uyarınca borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. İtiraz eden … ve Doğu İnşaat vekilinin itiraz dilekçesi ve ekinde sunduğu belgeler incelendiğinde, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunduğu, cari hesaba mahsuben itiraz eden tarafından çek sunulduğu ve …… şirketi tarafından bu çeklerin kabul edildiği, alacağın tespitinin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmıştır. Ayrıca, borçlu …, ihtiyati haciz konusu bonoların cirantası konumundadır, TTK uyarınca alacaklının cirantanın sorumluluğuna gidebilmesi için alacaklının cirantaya ödememe protestosu göndermesi gereklidir, dosyaya sunulan belgeler incelendiğinde alacaklının borçlu …’ye protesto çektiğine ilişkin belgeye rastlanılmadığı, ödememe protestosundan muafiyet şartlarının da bulunmadığı anlaşılmış olmak bu borçlu yönünden yapılan itirazın kabulüne karar vermek gerekmiştir. İtiraz eden …… yönünden ise, bu borçlunun ihtiyati hacze konu bonoların keşidecisi olduğu, TTK uyarınca alacaklının keşideciye başvurabilmesi için protesto çekme şartının aranmadığı dikkate alınarak bu borçlu yönünden yapılan itirazın reddine” karar verildiği görülmüştür.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze itiraz eden borçluların her ne kadar cari hesaba mahsuben çek sunduğu iddia edilse de bu iddianın hukuka uyar yanı olmadığını ve hukuki bir anlam ifade etmediğini, borçluların çek sunmasının ifa uğruna edim olduğunu, her türlü izahtan vareste olduğunu, ifa uğruna edim söz konusu olduğunda borçlu borçlandığı edimi ifa etmediğini, kendilerinin ihtiyati haciz talebinde kötü niyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlanamadığını, dosya içerisinde de kötü niyeti ortaya koyacak her hangi bir durumun olmadığını, alacağın likit olduğunu, gerçek miktarı belli ve sabit olduğunu, takibe konu senetlerin, bonoların, borçlu … tarafından düzenlenerek müvekkiline verildiğini, mücerret bir borç ikrarı olduğunu ve borçlu tarafından bonoların ödendiğini gösterir her hangi bir ödeme belgesi sunulmadığını, ciranta … yönünden ödememe protestosu bulunmadığından hakeket edilmesi açık olan borçlu tarafından hakkın kötüye kullanımı niyetliliği bulunduğunu, dürüstlük kuralına, usule ve yasaya aykırı olduğunu, kabul edilmesinin mümkün olmadığını, kötü niyetli itirazın sonunda verilen kararın kaldırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme ek kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararına itirazın duruşma açılarak değerlendirildiği görülmüştür.
“…Hamilin bonoyu düzenleyene karşı ihtiyati haciz talep edebilmesi için, bononun süresinde ibraz edilmiş ve vadesinin gelmiş olması yeterlidir. ancak düzenleyen dışında müracaat borçlulara (lehtara) başvurabilmek için senedin vadesinin gelmiş olması yeterli olmayıp, ayrıca TTK’nun 714/3. maddesindeki sürede protesto edilmesine bağlıdır. Alacaklı hamil senedi düzenleyene protesto keşide etmediği takdirde, TTK’nun 730/c maddesi uyarıca düzenleyen dışındaki diğer borçlulara karşı müracaat hakkını kaybeder. Ödeme protestosu bonoya bağlı alacağın muaccel hale gelmesi veya borçluların temerrüdü için öngörülen bir ihtar olmayıp, hamilin müracaat hakkını kullanabilmesi için öngörülen bir koşuldur…” (İstanbul BAM 12.HD 2020/1422 Esas 2020/1305 Karar) Bu ve benzer kararlardan da anlaşılacağı üzere somut olayda lehtardan ihtiyati haciz istenebilmesi için TTK’nun 714/3 maddesi gereğince bononun protesto edilmesi gerekli olduğu halde her hangi bir protesto çekildiğine dair bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2021 tarih ve 2020/244 D.iş, 2020/243 D.iş Karar sayılı hükmüne yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE.
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer OLMADIĞINA.
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA.
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve gider/delil avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/(1)-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 31/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

… … … …
Başkan-… Üye-… Üye-… Katip-…
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı