Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/718 E. 2021/806 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/718 – 2021/806
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/718
KARAR NO : 2021/806

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2021
NUMARASI : 2019/505 Esas 2021/52 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/05/2021

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin eşi ve desteği …….’ın 24/09/2010 tarihinde sevk ve idaresindeki ……. plakalı araç ile yaptığı tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini, aracın kaza tarihi itibarıyla davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, trafik kazasında vefat eden desteğin eşi ve destekten yoksun kalan 3. kişi sıfatıyla müvekkilinin uğradığı destekten yoksun kalma zararlarının tamamının tazmininden davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu belirterek 10.000,00 TL (belirsiz alacak) destekten yoksun kalma zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep ettikleri görülmüştür.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava trafik kazasından kaynaklanan haksız fiilden doğduğunu görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle görev itirazında bulunduğunu, yetkili mahkemenin Karayolları Trafik Kanununun 10. maddesi uyarınca İstanbul Mahkemeleri olduğunu, başvuru eksikliği nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını. Davayı kabul anlamına gelmemekle kazanın meydana geldiği tarih ile poliçe başlangıç tarihinin aynı gün olması sebebiyle kazanın poliçenin geçerliliği içerisinde olup olmadığının tespiti için kazanın saatinin tespiti gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur raporu aldırılması gerektiğini, tazminata hükmedilmesi halinde müterafik kusurun bulunması halinde tazminatta indirim yapılması gerektiğini belirterek tüm bu nedenlerle davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Davacı tarafından eşinin kullanmış olduğu … plakalı araçla 24.09.2010 tarihinde yaptığı tek taraflı trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunulmuş ise de; ……. plakalı aracın sigorta poliçesi incelendiğinde 24.09.2010 tarihinde saat 10:36’da sigorta başlangıcının yapıldığı, kazaya ilişkin Reşadiye Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/148 Esas sayılı dosyası celp edilerek olay yeri inceleme raporu incelendiğinde kazanın saat 10:25’den önce gerçekleştiğinin anlaşıldığı bu nedenle kazadan kaynaklı davalı sigorta şirketine tazminat talebinde bulunulamayacağı” gerekçeleriyle davanın reddine, karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı istinaf dilekçesinde özetle;yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hiç bir ihtilaf, çekişme bulunmayan, aleyhine iptal davası ikame edilmeyen, aleyhine bir itirazda bulunmayan, kesinleşip tüm resmi makamlara iletilen resmi makamlarca resmi evrak olarak düzenlenen ve kazaya ilişkin olan trafik kazası tespit tutanağının mahkemece kabul edilmediğini, kazanın sigorta poliçesinin düzenlenmesinden sonra 5-6 dakika içinde olduğunu, bu rastlantıdan mahkemece art niyet veya sigortanın sonrasında düzenlemesi gibi sonucunun çıkarıldığını, bunun sonucunda red kararının verildiğini, bu red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kaza yapan aracın maliki, işleteni ve sigorta poliçesinin tarafı olmadığını, zarar gören 3. kişi olduğunu, dava konusu destekten yoksun kalma zararının sigorta teminat limiti içerisinde olmadığını, kazanın sigorta poliçesinin düzenlenmesinden sonra vuku bulduğunun ispatının davalı şirkete ait olduğunu, kazanın sigorta teminat kapsamının içerisinde olduğunun hukuken ve fiilen tespit olmasına rağmen verilen red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, destekten yoksun kalma sebebiyle tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; 24/09/2010 tarihinde davacının eşi ve desteği…….’ın kullanmakta olduğu ……. plakalı kamyonun tek taraflı kaza yapması sebebiyle vefat etmesi üzerine destekten yoksun kalma tazminatı talep eder olduğu anlaşılmıştır. Mahkemesince “……. plakalı aracın sigorta poliçesi incelendiğinde 24/09/2010 tarihinde saat 10:36’da sigorta başlangıcının yapıldığı, kazaya ilişkin Reşadiye Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/148 Esas sayılı dosyası celp edilerek olay yeri inceleme raporu incelendiğinde kazanın 10:25’den önce gerçekleştiğinin anlaşıldığı bu nedenle kazadan kaynaklı davalı sigorta şirketine tazminat talebinde bulunulamayacağı…” gerekçesiyle davanın red olunduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu aracın sigorta poliçesi incelendiğinde, sigorta poliçesinin …….Tic. Ltd. Şti. Tarafından ……. Sigorta A.Ş.’ye …… Ltd. Şti. Acenteliğinde Çankaya/Ankara adresinde 24/09/2010 tarihinde düzenlendiği ve alt kısmında “iş bu poliçe ve ekleri Ankara’da 24/09/2010 tarihinde saat 10:36’da 1 asıl 2 suret ve 2 sayfa olarak tanzim edilerek sigortalıya teslim edilmiştir.” kaydının düşüldüğü görülmüştür.
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinin İSTİNAF TALEP VE BEYANLARIMIZ başlıklı bölümünün 1. Paragrafında “davamız konusu trafik kazasında kazayı yapan ……. plakalı aracın trafik sigortasının Ankara İlinde 10:36 da düzenlendiğine 1 suretinin taraflara verildiğine ve pirimin peşin alındığına dair taraflar arasında hiç bir ihtilaf bulunmayıp bu husus kesinleşmiştir.” diyerek söz konusu poliçenin 10:36 da yapılıp primin de peşin verildiğini kabul ettiği anlaşılmaktadır.
İhtilaf trafik kazasının hangi saatte olduğu noktasında düğümlenmektedir. Dosya arasına getirtilen Reşadiye Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/148 Esas sayılı dosyası arasında bulunan olay yeri inceleme raporu, Niksar İlçe Jandarma Komutanlığı başlıklı tutanak incelendiğinde olay haber alma ve hareket zamanının 24/09/2010 – 10:25 / 24/09/2010 – 10:35 olarak zapta geçtiği ve raporun ….. Jan. Bçvş. OYİB. Astsb. ve …. Uzm. J.VI.Kad.Çvş. OYİB. Elm. Tarafından düzenlendiği anlaşılmaktadır. Yine dosya arasında bulunan … J.Bçvş. İç Güvenlik Tim K. ve Opr. ……, Dr. ….. imzalı tutanakta “…24/09/2010 günü saat 09:30 sıralarında komutanlığımıza Reşadiye Devlet Hastanesinden gelen telefon ihbarı ile Reşadiye Uluköy civarında yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğinin bildirildiği kazayla ilgili olarak Reşadiye Devlet Hastanesine gelindiği saat 09:40 sıralarında …. isimli şahsa görevli doktorlar tarafından acil müdahalenin yapıldığı…” denilerek saat 10:00 da tutanağın yukarıda ismi geçen kişiler tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. Bu haliyle söz konusu kazanın trafik poliçesinin düzenlendiği 10:36 dan önce olduğu resmi kayıtlar ile sabit hale gelmiştir. Her ne kadar zabıt mümzilerinin dinlenilebileceği akla gelmekte ise de olay tarihinin 2010 yılı olduğu nazara alındığında sağlıklı bir sonuca ulaşmanın bu yöntemle yerinde olmadığı görülmüştür.
Tüm bu sebeplerle trafik poliçesinin başlangıç saatinin davacının da kabulünde olduğu üzere 10:36 olduğu göz önünde bulundurulduğunda kazanın bu saatten önce olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2021 tarih ve 2019/505 Esas, 2021/52 Karar sayılı hükmüne yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE.
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer OLMADIĞINA.
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA.
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve gider/delil avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 28/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan- Üye- Üye- Katip-
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı