Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/717 E. 2021/761 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/717 – 2021/761
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/717
KARAR NO : 2021/761

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2021
NUMARASI : 2019/361 – 2021/89 E.K.
DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Tazminat
KARAR TARİHİ : 21/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi ve desteği ……’in 28/03/2008 tarihinde sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, müteveffanın vefatına sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesi ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, murisin vefatı ile müvekkillerinin murisin desteğinden yoksun kaldıklarını beyan ederek destekten yoksun kalan 3. kişi olan müvekkillerinin her biri için 5.000 TL (belirsiz alacak) destekten yoksun kalma zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açıldığını, müteveffanın sigortalı aracın sürücüsü olduğunu ve müvekkil şirketten tazminat talep etme hakkı bulunmadığını, müteveffanın “destek” olduğu hususunun ispatlanması gerektiğini, müvekkil şirketin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Davacının davasının bedel artırım dilekçesi ve ZMMS teminat limiti dikkate alınarak kabulü ile, davacılardan …… için 95.840,47 TL, ……. için 4.159,53 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacılara ödenmesine,” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, mahkemece aldırılan hesap raporunda hatalı şekilde anne ve babanın hayatta olup olmadığı araştırılmadan hesap yapıldığını, müterafik kusur indirimi yapılmadığını, murisin kaza esnasında alkollü olduğu tespit edilmesine rağmen hesap raporunda indirime gidilmediğini, müvekkil şirketin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazasına dayalı destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacılar vekili müvekkillerinin murisi ve tek desteği …’in 28/03/2008 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle her bir davacı için 5.000’er TL destekten yoksun kalma tazminatı istemiş;
Davalı ise davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili istinaf kanun yoluna getirmiştir.
2918 Sayılı KTK’nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Maddenin özellikle 2. fıkrasında “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir. Bu itibarla olayda bir kişinin ölmesi dikkate alındığında uzamış ceza zamanaşımı olarak 15 yıllık zamanaşımı uygulanacağından davalı vekilinin zamanaşımının dolduğuna ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir. Öte yandan davacılar tarafından 3. kişi sıfatıyla bu dava açıldığından ölenin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, yine müterafik kusurun olayda uygulama yerinin bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacılardan başka hak sahibi bulunup bulunmadığı araştırılmamış ve sadece davacılar hak sahibi kabul edilerek hesaplama yapılmış ve bu bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Murisin başka hak sahibi varsa bunlar da hesapta dikkate alınmalıdır. Aksi halde davalı sigorta şirketinin limit üzerinde ödeme yapmasına sebebiyet verilmiş olacaktır. UYAP üzerinden alınan kayıtlarda kaza tarihinde murisin annesinin ölü babasının ise hayatta olduğu görülmektedir. Şu halde tazminat hesabında murisin babasına pay ayrılmaması doğru olmamış bu yöne ilişkin davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmüştür.
Mahkemece yapılması gereken iş; ölenin babasının halen hayatta olduğu ve babaya da pay ayrılması gerektiği gözetilerek önceki bilirkişiden bu doğrultuda ek rapor alıp sonuca gitmekten ibarettir.
Tüm bu açıklamalar ışığında yukarıda belirtilen gerekçeler kapsamında davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak, kaldırma kararı doğrultusunda inceleme yapmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/01/2021 tarih ve 2019/361 Esas, 2021/89 Karar sayılı ilamının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınan istinaf karar harcının DAVALIYA İADESİNE,
4-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla HÜKÜM ALTINA ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda KESİN olmak üzere 21/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Katip
e-imzalı