Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/678 E. 2021/805 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/678 – 2021/805
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/678
KARAR NO : 2021/805

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2021
NUMARASI : 2018/34 Esas 2021/81 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. .
DAVALI : 1 –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2 –
DAVALI : 3 -TÜRKİYE SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/05/2021

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17.07.2015 günü saat 06.20 sıralarında Trabzon-Akçabat karayolunun Kalkınma Mahallesi Devlet Karayolu üzerinde meydana gelen kazada, … idaresindeki 48 UH 597 plakalı araç, müvekkili ….’in kullandığı araca arkadan çarparak ağır şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, olayla ilgili olarak Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesinde sanık …. aleyhinde dava açıldığını, davanın sonuçlandığını ve kararın kesinleştiğini. Kusur raporunda davalı ….’in olayın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise olayda bir kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini. Müvekkili …. 1960 doğumlu olup kendisi kazadan önce profesyonel dalgıç olarak iş yapmakta ve batık gemi çıkarma/ su altı ürünleri çıkarma gibi çeşitli firmalara iş yaparak geçimini sağlamakta iken kaza sonrasında bu işini de yapamaz hale geldiğini, vücudunda meydana gelen maluliyetin çok ciddi olduğu, halen işini yapamadığı gibi ilerideki etkilerinin de çok fazla olacağını, KTÜ tarafından müvekkilin vücudunda iç organ yaralanması ve iç kanaması olduğu ve hayati tehlikesinin bulunduğunun tespit edildiğini, müvekkilin yaşamını tehlikeye soktuğu, basit tıbbı müdahale ile giderilecek ölçüde hafif olmadığı, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi hafif (1) orta (2-3) ve ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında şahısta olay tarihinde saptanan sağ orbita lateral duvar kırığı, sol 4 ve 7. Kosta kırıklarının hayat fonksiyonlarını müştereken orta (3) derecede etkileyecek nitelikte olduğuna dair rapor düzenlendiğini. Netice olarak önce 21.10.2015 tarihinde Adli Tıp Kurumundan sonrasında da 21.03.2017 tarihinde KTÜ Farabi Hastanesi Dahiliye bölümünden alınan rapor ile, trafik kazası sonrası sigmoid kolondan 20 cmlik rezeksiyona bir sebep olan yaralanmasının, organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde olduğu tespit edildiğini, Ceza mahkemesinin de bu raporu esas alarak sanık hakkında ceza hükmünü kurduğunu, vücudunda meydana gelen hasarın ne olduğu ve çalışma gücünün ne oranda zarar gördüğü, ilerideki etkilerinin en olacağı araştırılmaya ve bu yönde rapor alınmaya muhtaçtır. Davacının vücudunda meydana gelen hasarın derecesi, kendisinin profesyonel dalgıç olması, geçirdiği bu kaza nedeniyle tek yapabildiği iş olan dalgıçlık mesleğini yapamayacak olması ve kazancının yüksekliği, yargılama sırasında belirlenecek geçici ve sürekli iş göremezlik derecesi, davalı tarafın kesin kusur durumu gibi sebeplerle zararın tam ve kesin olarak belli olduğunda, fazlaya ilişkin talep, dava ve HMK 107/2 maddesindeki artırım hakları saklı kalmak üzere davacı … için; Davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL, maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan tahsiline, manevi zarar olarak müvekkil için 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar, verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı …. cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle kaza ve kusur hususunda davacının iddialarını kabul etmediğini, Davacı her ne kadar kazada kusurun kendisine ait olduğunu ve ceza yargılamasında alınan raporun da bu yönde olduğunu iddia etmişse de; kendisinin ceza yargılamasının kovuşturma aşamasında hiç bulunmadığını sadece dava sonucundan haberi olduğunu, dolayısıyla kusur yönünden tespiti kabul etmesine imkân olmadığını. Hukuk hâkiminin, kusur konusunda ceza mahkemesinin verdiği kararla bağlı olmadığını, bu bakımdan dosya kapsamında yeni bir rapor alınmasını talep ettiğini. Gerçekleşen davada kendisinin davacıya değil davacının kendisine çarptığını, davacının kaskının bulunmadığını, plakasının ve ehliyetinin olmadığını, aracın sigortalı olduğunu ve sigortaya dava açılması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddinin gerektiğini. Davacının gördüğü zararla illiyet bağı sadece söz konusu kaza İle değil kendisinin tedbirsiz bir şekilde trafiğe çıkması ve kask kullanmaması ile de bağlantılı olduğunu, bu açıdan da zararın tamamının kazadan kaynaklandığı iddiası da yerinde olmadığını, maddi tazminat açısından davacının iddialarını somutlaştırması gerektiğini, davacının dilekçesinde iddia ettiği gibi bir tedavi süreci olmadığını, kazanın ikinci günü hastanede kendisini ziyaret ettiğini, durumunun iyi olduğunu, tazminatın bir cezalandırma ve zenginleşme aracı olmadığını, bu açıdan davacının manevi tazminat talebinin çok fahiş olduğunu. Kendisinin engelli bir çocuğu olduğunu, bakımının masraflı olduğunu, dolayısıyla istenen bedelleri ödemesinin maddi olarak mümkün olmadığını, hukuki dayanaktan yoksun ve haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; İlgili yasa gereği davacının dava açmadan evvel müvekkil şirkete talebi ile ilgili gerekli ve yeterli tüm belgeler ile yazılı başvuru yapması gerekirken doğrudan doğruya dava açması kanuna aykırı olup davanın müvekkil şirket açısından reddedilmesini talep ettiği. Müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, poliçede sadece sürekli maluliyet hallerinin teminat altına alındığını, bu nedenle müvekkil şirketin sorumluluğundan bahsedilmesi için davacının sürekli sakatlığının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, kaza tarihi itibariyle tedavi masrafları ve geçici iş göremezlik talepleri bakımından müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri de sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanacağını, yaralanan ve / veya maluliyetinin olduğunu iddia eden davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının mahkemece tespiti gerektiğini. Müvekkil şirket yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olduğunu, bu nedenlerle müracaat şartına uyulmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, kusur, maluliyet durumu ve tazminat miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, emniyet kemeri kullanmama sonucu var olan müterafik kusurun tazminattan mahsubuna, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….’ın cevap dilekçesi sunmadığı, davalı Taner Altuntaş’ın duruşmada alınan beyanında; Kaza sırasında ben araçta değildim, araç resmiyette benim adıma kayıtlı olduğu için davalı tarafım dediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “…Dava konusu uyuşmazlığın; trafik kazasından kaynaklanan zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, olay günü davalılardan Türkiye Sigorta A.Ş. bünyesinde ZMMS poliçesi ile sigortalı işleteni davalı …. olan ve diğer davalı Nevzat Kandemir’in sevk ve idaresindeki aracın davacı ….’in sevk ve idaresindeki motorsiklete çarpması sonucu yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, bu kazanın oluşumunda davacının kusursuz, davalı sürücünün ise %100 oranında kusurlu olduğu, kaza sonucunda davacının yaralandığı ve iyileşme sürecinin 4 aya kadar uzayabileceği ve davacının bu kaza sebebiyle sürekli iş göremezlik oranının ise %28,2 olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece kazaya ilişkin kusur raporu, iş göremezlik raporu alındıktan sonra tazminat hesap raporu olarak Aktüerya Hesap Uzmanı … tarafından tanzim edilen 31.08.2020 havale tarihli bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere; davacının dava konusu kaza sebebi ile davalılardan talep edebileceği maddi tazminat miktarı toplamının 124.834,88 TL olduğu, hesaplanan tazminat miktarının 48 UH 597 plakalı araca ilişkin 214538177 nolu 24/11/2014 başlangıç- 24/11/2015 bitiş tarihli poliçenin kişi başı ölüm/sakatlık limiti olan 268.000,00 TL dahilinde kalması nedeniyle tazminat miktarından davalı sigorta şirketinin de sorumlu olduğu hukuki denetime elverişli bilirkişi raporlarından anlaşılmış olup davacının 03/11/2020 havale tarihli bedel artırım dilekçesi de dikkate alınarak maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davacının manevi tazminat davası yönünden ise, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı dikkate alınarak karar verilmiş olup, bu bağlamda öncelikle dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü …’in %100 oranında kusurlu olması, dosyaya sunulan belgeler tetkik edilmekle Türkiye Sualtı Sporları, Cankurtarma Su Kayağı ve Paletli Yüzme Federasyonu Dalış Kayıt Defteri’nde davacının kayıtlı olduğu, Profesyonel Su Altı Adamları Yönetmeliği gereğince Balıkadam olmaya yeterlik kazandığı, yine Engin Dalış ve Cankurtarma Merkezi tarafından 02.10.2017 tarihinde düzenlenen belge ile davacının 3 yıldız dalıcı kartı aldığı, davacının profesyonel dalgıç olarak geçimini sağladığı, 29.05.2019 tarihli Adli Kurul Raporu’na göre kazanın kişinin organlarından birinin sürekli zayıflamasına neden olduğu, şahsın muayenesinde kaza sonrası uzun süre yüzememe tariflediği, nihayetinde yapılan araştırmada davacının batınının deformik görünümde olduğunun teşhis edildiği, bu nedenle kazadan sonra davacının işini yapamaz hale geldiğinin anlaşıldığı, davalılardan Nevzat Kandemir’in emekliliğe başvurmadan önce aylık asgari ücret aldığı, kirada oturduğu, herhangi bir malvarlığının bulunmadığı, evli olduğu, diğer davalı Taner Altuntaş’ın aylık asgari ücret aldığı, kendi evinde oturduğu, herhangi bir malvarlığının bulunmadığı, evli olduğu göz önüne alındığında davacı üzerinde meydana gelen manevi zararın tazmini tutarları hususunda hak ve adalete uygun karar verildiği” gerekçeleriyle Davacının maddi tazminat (iş göremezlik) davasının bedel artırım dilekçesi dikkate alınarak kabulü ile 4.002,16 TL’si geçici iş göremezlik tazminatı, 120.832,72 TL’si sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 124.834,88 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı Türkiye Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça başvuru şartının usulüne uygun olarak yerine getirilmediğini, başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yasa gereği davacının dava açmadan evvel müvekkil şirkete talebi ile ilgili gerekli ve yeterli tüm belgeler ile yazılı başvuru yapması gerekirken doğrudan doğruya dava açması kanuna aykırı olup davanın usulden reddinin gerektiğini, huzurdaki davanın açılmasının kanunen aranan “sigorta şirketine yazılı başvuru” niteliğini haiz olmadığını ve başvuru yerine geçmediğini, müvekkil şirketin manevi tazminata ilişkin vekalet ücretinden ve yargılama gideri ile harçların tamamından diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması hukuka aykırı olduğunu, hükümde de görüleceği üzere yerel mahkemenin manevi tazminattan müvekkil şirketi sorumlu tutmamasına rağmen, manevi tazminata ilişkin 4.080,00-TL vekalet ücretinden diğer davalılar ile birlikte müvekkil Türkiye (Güneş) Sigorta A.Ş’yi de müştereken ve müteselsilen sorumlu tuttuğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkeme ilamının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine dair yeniden hüküm kurulmasına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; 17/07/2015 tarihinde davalı ….’ın kullandığı aracın davacı …’in kullanmakta olduğu motosikletle çarpışması sonucu davacının yaralanması sebebiyle geçici ve sürekli iş göremezlik kaybı nedeniyle maddi manevi tazminat talep edildiği, mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesinin 20/01/2020 tarihli davalı sürücü …’in %100 kusurlu olduğunu belirtir raporu, KTÜ Adli Bilimler Enstitüsünün 29/05/2019 tarihli raporu ile ….’in iyileşmesinin 4 aya kadar uzayacağı, sürekli iş göremezlik oranının %28,2 olduğunu belirtir raporu ve aktüer bilirkişi Dr. ….’dan alınan rapor doğrultusunda maddi tazminatın kabulüne, manevi tazminatın ise 20.000,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Davalı Türkiye Sigorta A.Ş. İstinaf sebepleri incelendiğinde; davalı kendisine usulüne uygun başvuru yapılmadığını belirtmiş ise de, 2918 sayılı KTK’nun 97. maddesi 26/04/2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih ve 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile değiştirilmiş, “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü getirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının dava şartı olduğu düzenlenmiştir. Dosyamız incelendiğinde; davacı vekili tarafından 15/10/2017 tarihinde Güneş Sigorta A.Ş. Genel Müdürlüğüne müracaatın yapıldığı ve ekinde belgelerin eklendiği, kaldı ki gerek yargıtay uygulamaları gerekse çeşitli istinaf mahkemelerinin ve dairemizin uygulamaları doğrultusunda istinaf başvurusu yapılmasının davacı dilekçe ve ekleri de nazara alınarak yerinde ve yeterli olduğu anlaşıldığından bu yöndeki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilince ayrıca; müvekkili şirketin manevi tazminata ilişkin vekalet ücreti, yargılama gideri ve harçların tamamından diğer davalılar ile birlikte müştereken müteselsilen sorumlu tutulmasının yerinde olmadığı talebinin incelenmesinde, manevi tazminata ilişkin hükmün doğru bir şekilde davalılar … ve …..’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine şeklinde hüküm kurulmasına rağmen harç, yargılama gideri ve ücreti vekalette hükmedilen 20.000,00 TL’lik manevi tazminat miktarına ilişkin bir ayrım yapılmadan tamamından tüm davalıların sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı Türkiye Sigorta A.Ş.(Güneş Sigorta) vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kaldırılarak yerine esasa ilişkin aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Davalı Türkiye Sigorta A.Ş.(Güneş Sigorta) vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/01/2021 tarih ve 2018/34 Esas, 2021/81 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 hükmü gereğince KALDIRILMASINA.
2)Kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere;
“a- Davacının maddi tazminat (iş göremezlik) davasının bedel artırım dilekçesi dikkate alınarak KABULÜ ile 4.002,16 TL’si geçici iş göremezlik tazminatı, 120.832,72 TL’si sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 124.834,88 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
b-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …..’tan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE. Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE.
c-Alınması gereken toplam 9.893,67 TL harçtan peşin alınan 174.20 TL ile ıslah esnasında alınan 422.96 TL nin mahsubu ile bakiye 9.296,51 TL (Maddi tazminat yönünden alınması gereken toplam 8.527,47 TL’den her üç davalının da sorumlu olmak üzere, arta kalan 1.366,20 TL’den davalı sigorta şirketi dışında davalılar …. ve ….’tan alınmak üzere) karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
d- Maddi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabul edilen maddi tazminat üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 15.809,31 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
e-Manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabul edilen maddi tazminat üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalılar …. ve ….’tan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
f-Davalı …. kendisini vekil ile temsil ettiğinden red edilen manevi tazminat üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 4.080,00 TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
g-Davacı tarafından yapılan toplam 2.421,96 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 2.006,37 TL’sinin (1.729,00 TL’sinden her üç davalının, arta kalan 277,37 TL’sinden davalılar ….. ve ….’tan alınarak) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
h-Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla TARAFLARA İADESİNE” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE.”
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı Türkiye Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan karar harcının talep halinde davalıya İADESİNE.
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı Türkiye Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 162,10 TL başvuru harcının davacıdan tahsili ile DAVALIYA VERİLMESİNE.
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadan karar verilmiş olması nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA.
6-Kararın tebliğinin DAİREMİZCE YAPILMASINA.
7-Kararın kesinleştirme, harç ve gider/delil avansı iadesine ilişkin işlemlerinin mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 28/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı