Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/657 E. 2021/833 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/657
KARAR NO : 2021/833

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2021
NUMARASI : 2017/152 Esas-2021/23 Karar

DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ : Av. …
DAVALI-KARŞI DAVACI :
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali-Alacak
KARAR TARİHİ : 01/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı-karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki uyarınca müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalı-karşı davacının haksız ve kötü niyetli itirazı uyarınca durduğunu ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına davalı-karşı davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP-KARŞI DAVA:
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı ile müvekkilinin araç temini kapsamında çalıştıklarını, her bir nakliye için tek seferlik sözleşme imzalanarak nakliye işlemlerinin gerçekleştirildiğini, sözleşme kapsamında ihtilafların çözüm yeri olarak İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili kılındığını, bu nedenle mahkemenin ve icra dairesinin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin müşterilerine ait malların nakliye, dağıtım ve depolanması işini yaptığını, taraflar arasında imzalanan tek seferlik taşıma sözleşmesi kapsamında müvekkilinin dava dışı müşterisine ait malların taşınması işinin davacı-karşı davalı tarafından yapıldığını, taşıma sırasında müşteriye ait malların zarar gördüğünü, bu husususun davacı-karşı davalının şoförü tarafından imzalı tutanakla kayıt altına alındığını, hasar bedelinin müvekkilinin müşterisi tarafından müvekkiline fatura edildiğini, müvekkilinin de bu bedeli davacı-karşı davalıya yansıttığını, bu haliyle taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi uyarınca müvekkilinin borçlu değil alacaklı olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddi ile karşı dava uyarınca 3.286,48-TL bakiye cari hesap alacağının davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dava, tahsil edilemeyen fatura bedellerine ilişkin itirazın iptali davası olup karşı dava ise cari hesaptan kaynaklı alacak davasıdır.
Asıl dava bakımından yapılan incelemede;
Trabzon İcra Dairesi’nin 2017/7821 takip dosyası incelendiğinde usulüne uygun açılmış bulunan bir icra takibi bulunduğu, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği, ödeme emrine süresinde itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu görülmüştür. Ödeme emrine itiraz dilekçesinin tebliğe çıkartılmadığı anlaşılmış ve böylece işbu davanın süresinde açıldığının kabulü gerekmiştir. Karşı davanın ise HMK 132 vd. koşulları taşıdığı ve usulüne uygun biçimde açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temelinin nakliye hizmetini yerine getiren şirketin düzenlediği fatura bedellerinin tahsil edilip edilmediği ile taşıma hizmeti esnasında hasarlanan ürünlere ilişkin taşıtan şirket müşterisi üçüncü şirketin düzenlediği fatura bedellerinin davacı-karşı davalı şirket tarafından karşılanıp karşılanmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Davaya konu faturalaşma ve cari hesap ilişkisinin tespiti bakımından aldırılan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, hem davacı hem de davalıya ait ticari defterlerin karşılıklı olarak incelenmiş olduğu gözetilerek denetime elverişli biçimde hazırlanan talimatla aldırılan bilirkişi raporuna itibar edilmiştir. Bu bakımdan tarafların ticari defterlerinin sahipleri bakımından delil sıfatını haiz olmaları gözetilerek ve dosyaya sunulan faturalar, ödeme dekontları ve cari hesaplar değerlendirildiğinde davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalıdan alacaklı olduğu kabul edilmiştir. Asıl rapor ve ek rapor arasında meydana gelen bedel farkı irdelendiğinde asıl raporda alacak tutarının 3.286,48 TL olarak belirtildiği, ek raporda ise ikili bir ayrıma gidilerek dava tarihi itibarıyla alacak miktarının 5.174,48 TL, inceleme tarihi itibarıyla alacak miktarının 1.044,48 TL olduğu belirtilmiştir. Her dava, açıldığı tarihteki koşullarıyla değerlendirilir. İnceleme tarihi itibarıyla elde edilen değil dava tarihi itibarıyla elde edilen meblağa itibar edilmesi gerekmiş, öte yandan ek rapor hesaplamasında sehven düzenlenen faturaya ilişkin düzeltme kaydı yapıldığı ve 1.888,00 TL fatura bedelinin bilirkişi tarafından sehven eklendiği kanaatine varılmıştır. Bu nedenle ek raporda ulaşılan meblağdan hatalı şekilde eklenen fatura bedeli düşülerek asıl raporda ulaşılan değer esas alınmış, davacı tarafın davalı taraftan dava konusu ettiği alacağı bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın reddi kararına bağlı olarak dava konusu alacağın bulunmamasından dolayı icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş, sehven kısa karara yazılmadığı görülerek gerekçeli kararda hüküm altına alınmıştır.
Karşı dava bakımından yapılan incelemede;
Davalı-karşı davacı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde davalı-karşı davacının davacı-karşı davacıdan 3.286,48 TL alacaklı olduğu iddia edilmiş, toplanan deliller üzerinden dosya bilirkişiye gönderilmiş, 19/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda yalnızca davacı-karşı davalı ticari defterlerine dayalı olarak inceleme yapılmış, davalı-karşı davacı vekili tarafından yapılan itirazlar dikkate alınarak davalı-karşı davacı ticari defterlerinin de incelenmesi için dosya talimat yazılarak bilirkişiye gönderilmiş, gelen 11/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda davalı-karşı davacı ticari kayıtlarında, iddia edildiği şekilde davacı-karşı davalıdan 3.286,48 TL alacak bulunduğu kanaatine varıldığı görülmüştür. İtirazlar üzerine aynı bilirkişiden bu kez hem davacı-karşı davalı hem de davalı-karşı davacı ticari defterleri incelenerek ve karşılaştırılarak inceleme yapması istenmiş, 29/06/2020 tarihli ek raporda her iki taraf ticari defterlerinin karşılaştırmalı biçimde incelendiği ve bu yönüyle raporun denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır. Ek raporda yukarıda da açıklandığı üzere, dava tarihi itibarıyla alacak miktarının 5.174,48 TL, inceleme tarihi itibarıyla alacak miktarının 1.044,48 TL olduğu belirtilmiştir. Her dava, açıldığı tarihteki koşullarıyla değerlendirilir. İnceleme tarihi itibarıyla elde edilen değil dava tarihi itibarıyla elde edilen meblağa itibar edilmesi gerekmiş, öte yandan ek rapor hesaplamasında sehven düzenlenen faturaya ilişkin düzeltme kaydı yapıldığı ve 1.888,00 TL fatura bedelinin bilirkişi tarafından sehven eklendiği kanaatine varılmıştır. Bu nedenle ek raporda ulaşılan meblağdan hatalı şekilde eklenen fatura bedeli düşülerek asıl raporda ulaşılan değer esas alınmış, böylece davalı-karşı davacı tarafın davacı-karşı davalı taraftan alacağı bulunduğu görülerek karşı davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama, anlatım ve kabuller uyarınca davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
” şeklindeki gerekçelerle
1-Davacı-karşı davalının davasının REDDİ ile Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2017/7821 esas sayılı takip dosyası ile açılan takibin İPTALİNE,
2-Davalı-karşı davacının davasının KABULÜ ile 3.286,48 TL’nin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı DAVACIYA ÖDENMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşınan malların hasara uğramasında sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle hasar bedelinin müvekkiline yansıtılamayacağını, bu haliyle müvekkilinin davacıdan takip miktarı kadar alacaklı olduğunu, mahkemece bu husus gözetilmeksizin hatalı bilirkişi raporuna istinaden yazılı şekilde kara verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Asıl dava itirazın iptali, karşı dava alacak istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Her ne kadar davacı-karşı davalı vekilince karşı davaya ilişkin olarak verilen karara istinaden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de karşı dava yönünden verilen kararın miktar itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle karşı davaya ilişkin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı-karşı davalı vekilinin asıl davanın reddine ilişkin istinaf istemlerinin incelenmesine gelince;
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları uyarınca davacı-karşı davalının kendi ticari defterleri uyarınca davalı-karşı davacıdan alacaklı olmayıp aksine borçlu olduğunun anlaşılmasına göre, asıl dava yönünden kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı-karşı davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı-karşı davalı vekilinin karşı davaya ilişkin istinaf kanun yolu başvurusunun mahkemece karşı davaya ilişkin olarak verilen kararın miktar itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davacı-karşı davalı vekilinin asıl dava yönünden Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.01.2021 tarih ve 2017/152 Esas-2021/23 Karar Sayılı kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı-karşı davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı-davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 01/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.