Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/611 E. 2021/841 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/611 – 2021/841
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/611
KARAR NO : 2021/841

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2021
NUMARASI : 2019/394 Esas 2021/86 Karar

DAVACILAR : 1-…
2-…
VEKİLLERİ : …
DAVALI : ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/06/2021

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin murisi ve desteğinin 22/04/2012 tarihinde sevk ve idaresindeki 34 BH 2504 plakalı araç ile yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, müteveffanın vefatına sebebiyet veren 34 BH 2504 plakalı aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesi ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, müteveffa desteğin vefatından sonra geride destekten yoksun kalan olarak müvekkillerinin kaldığını, bu kazada desteğini kaybeden müvekkilinin yaşadığı ve yaşayacağı acıyı tarif etmenin mümkün olmadığını, vefat eden desteğinden hem bedeni hem de maddi ve manevi olarak yardım alan ve alacak olan bu desteğe muhtaç olan ve olacak olan müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarara maruz kaldığını, bu nedenlerle, haklı ve yasal davanın kabulü ile, esas itibari ile destekten yoksun kalan 3. kişi olan müvekkili için 5.000,00’er TL (belirsiz alacak) destekten yoksun kalma zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tazmin ve tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, mahkeme masrafları ile mahkeme vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın araç sigorta ettirenine ihbarını davacı taraf sigortalıdan herhangi bir ödeme almışsa, aynı ödemeyi mükerrer şekilde tazmin ettiği takdirde sebepsiz zenginleşme olacağını, kaza neticesinde vefat eden ..’nin sigortalı araçta sürücü konumunda bulunduğunu, kimse kendi kusurundan faydalanamaz ilkesi gereğince davanın esastan reddi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün ehliyetsiz olduğunu. Yeterli sürücü belgesi olmadan araç kullanılması ZMMS Genel Şartları’na göre rücu hallerinden sayıldığından ödenen tazminatın davacılara rücu edileceğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini. Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, davacı tarafın ibraz edilen deliller ve özellikle kaza tespit tutanağının tebliğ edilmediğini, zorunlu dava şartı olan sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin ispat edilmesi gerektiğini, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazanın iş kazası olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, söz konusu kaza iş kazası ise SGK tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin sorulup tenzil edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine, davanın ihbarına, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dava konusu uyuşmazlığın, tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan zarar nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir. Davacıların murisinin 22/04/2012 tarihinde sevk ve idaresindeki 34 BH 2504 plakalı araç ile yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiği, müteveffanın vefatına sebebiyet veren 34 BH 2504 plakalı aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesi ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğu, dosyaya gelen belgelerden müteveffanın davacıların desteği olduğu anlaşılmıştır. 30/06/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekiline sigortaya başvuru dava şartı eksikliğini tamamlamak üzere kanun uyarınca 1 hafta kesin süre verilmiş olup, davacı vekili 02/07/2020 tarihli dilekçesi ekinde dava sigorta şirketine yazılı başvuru yaptığına ve başvurunun davalı sigorta şirketine tebliğine ilişkin evrakları mahkememiz dosyasına sunmuştur. Dava konusu trafik kazasının tek taraflı oluşu, kazaya başka bir aracın veya kişinin karışmadığı, bu sebeple kusur tayini yapılmasına yer olmadığı kanaatiyle dosyamız destekten yoksun kalma tazminat hesabı yapılmak üzere aktüer bilirkişiye tevdi edilerek rapor tanzim edilmesi istenilmiştir. Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda; poliçe teminat limitinin 225.000,00 TL olduğu gözönünde bulundurularak, davacı eş …. bakımından 177.785,72 TL, davacı çocuk … bakımından 47.214,28 TL destek zararı hesaplandığı bildirilmiştir. Davacı vekili, 23/12/2020 tarihli dilekçe ile bedel artırım talebinde bulunmuştur. Hesaplanan tazminat miktarının poliçe teminat limiti dahilinde kaldığı ve davalı sigorta şirketinin tazminattan sorumlu olduğu nazara alınarak” gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının davasının bedel artırım dilekçesi de dikkate alınarak davacı …. için 177.785,72 TL, davacı …. için 47.214,28 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; müteveffanın sadece eş ve bir çocuğu için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması yapılmış olup tek destek sahiplerinin davacı …. ve … olup olmadığı,müteveffanın anne ve babasının sağ olup olmadığı, başkaca çocuklarının bulunup bulunmadığı ve varsa yaşları belirsizdir. Davacı vekili müteveffanın değil davacı ….’in nüfus kayıt örneğini dosyaya sunmuş olup bunun destek paylarının tespiti yönünde bir bağlayıcılığı bulunmayacağını, müteveffa …’nin kendi kusuru ile vefat ettiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan zarar nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; davacıların murisi …. 22/04/2012 tarihinde 34 BH 2504 plakalı araç ile tek taraflı trafik kazası sebebiyle vefat ettiğinden bahisle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep eder olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemesince taraf delilleri toplanılmış, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı dosyası getirtilmiş, hasar dosyası alınmış, aktüer bilirkişi …’dan bilirkişi raporu alınmış ve bu rapor doğrultusunda yapılan bedel artırımı da göz önünde bulundurularak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketinin istinaf sebepleri incelendiğinde; istinaf talepleri arasında müteveffanın anne ve babasının sağ olup olmadığı, başkaca çocuklarının bulunup bulunmadığı varsa yaşları vs. sebepler ileri sürülmüş ise de mahkemesince müteveffa ….’nin nüfus kaydının dosya içerisine alındığı, anne ve babasının vefat etmiş olduğu, davacı … dışında diğer çocuklarının evli olduğu ve yaşlarının büyük olduğu görülmüş bu sebeple bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davalı bir diğer istinaf sebebi olarak alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiğinden bahsetmiş ise de “…Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı TBK’nun 53. maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davaya konu kazada ölen yakınlarının desteğinden yoksun kaldığını iddia ederek tazminat isteminde bulunmaktadır. Davacıların talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatlarına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacıların ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacılara yansıtılamayacak, sürücü desteğin tam kusurlu olması, onun desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyecektir.(HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca)
Bu durum karşısında; davacıların, zarar gören 3. kişi sıfatına dayanan zarar giderim talebi nedeniyle, davacıların desteğinin kazadaki kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, davacıların, zarar gören 3. kişi konumunda olmaları sebebiyle rücü sebebinin bulunmasının davacıların tazminat talep etme hakkını etkilemeyeceği, işin esasının incelenmesi ve davacıların tazminat talebinin değerlendirilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” (Yargıtay 17. HD. 20/12/2018 tarih 2018/5438 Esas 2018/12570 Karar vb.) karardan da anlaşılacağı üzere davacıların zarar gören 3. kişi konumunda olmaları ve destekten yoksun kalan 3. Kişi sıfatlarına dayanmaları da göz önünde bulundurulduğunda tazminat haklarının etkilenmeyeceği anlaşılmıştır. Kaza tarihinin 22/04/2012 olduğu da göz önünde bulundurulduğunda davacıların destekten yoksun kalma tazminatı istemelerinde bir engel bulunmamaktadır.
Tüm bu sebeplerle mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu görülmüş davalının tüm istinaf itirazlarının HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/02/2021 tarih, 2019/394 Esas, 2021/86 Karar sayılı karına yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gerekli 15.369,75 TL harçtan istinaf başvurusu sırasında alınan 3.845,00 TL peşin harcın mahsubu ile 11.524,75 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davalı aleyhine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA.
5-Kararın kesinleştirme, gider/delil avansı iadesi ve harç tahsile ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE.
6-Kararın tebliği işleminin dairemizce YAPILMASINA.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 02/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı