Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/526 E. 2021/679 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

, T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/526
KARAR NO : 2021/679

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2020
NUMARASI : 2018/628 Esas-2020/323 Karar

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/15148 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlandığını, müvekkilinin takip konusu faturalar uyarınca davalıya borcunun bulunmadığını, İstanbul merkezli müvekkili ile davalı şirket arasında geçmişte sıkı bir iş ilişkisinin bulunduğunu, bu ilişki uyarınca doğrudan banka havalesi veya mahsuplaşma suretiyle ödemeler yapıldığını, takibe konu fatura bedellerinin de bu şekilde ödendiğini, davalının iddiasının aksine müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu ileri sürerek icra dosyası uyarınca davalıya borçlu olunmadığının tespitiyle davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiaların yersiz ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, bu cari hesap kapsamında taraflar arasında müteaddit defalar iş yapıldığı ve para transferi gerçekleştirildiği, Mahkememizce tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra yaptırılan bilirkişi incelemesinden de anlaşıldığı üzere; davacı tarafından mahkeme dosyasına ve inceleme sırasında sunulan ödeme belgelerinin delil olarak kabul edilmesi durumunda davacı tarafın muhasebe kayıtlarına alınmayan 936.946,54 TL ödemenin davalıya olan borcundan düşüldükten sonra davacı şirketin, davalı şirkete borçlu olmayıp davalı şirketten 188.194,88 TL alacaklı olduğu, davacı tarafça sunulan ödeme belgelerinin muhasebe kayıtlarında yer almamasının söz konusu ödemelerin yapılmadığı anlamına gelmeyeceği, bu nedenle dava konusu Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/15148 Esas sayılı icra dosyasına konu borcun bulunmadığı, bu durumun davalı-takip alacaklısı tarafça da bilinmesi gerektiği ve sebeple başlatılan icra takibinin kötü niyetli olduğunun kabulü gerektiği değerlendirilmekle davanın kabulü ile; Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/15148 Esas sayılı takip dosyası kapsamında, davacının davalıya borcu bulunmadığının tespitine ve Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/15148 Esas sayılı takip dosyasındaki asıl alacağın % 20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
” şeklindeki gerekçelerle
1-Davanın KABULÜ ile; Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/15148 Esas sayılı takip dosyası kapsamında, davacının davalıya borcu bulunmadığının TESPİTİNE,
2-Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/15148 Esas sayılı takip dosyasındaki asıl alacağın % 20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişi raporunda müvekkili haricinde dava dışı ……. adına yapılan ödemelerin de müvekkiline yapılmış gibi kabul edildiğini, müvekkili ile davalı arasında nakliye işleri haricinde tır alım satımına ilişkin gayri resmi ilişki bulunduğunu, bu ilişkiden kaynaklı ödemelerin defterlere kaydedilmediğini, bilirkişi raporunda yer alan ödemelerin de bu ilişki uyarınca yapıldığını, takibe konu borca ilişkin olmadığını, mahkemece bu husus gözetilmeksizin yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; davalı alacaklı tarafından 12.12.2013 tarihi ile 31.12.2014 tarihleri arasında düzenlenen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağına ilişkin olarak asıl alacak ve ferileriyle birlikte toplam 699.120,29-TL’nin tahsili amacıyla davacı aleyhine icra takibine başlanması nedeniyle istinaf incelemesine konu bu davanın açıldığı ihtilafsızdır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden ve takip talebinde yer alan açıklamalardan, dava ve takibe konu alacağın taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Nitekim mahkemece, hukuki tavsif bu yönde yapılarak davalının cari hesap alacağının bulunup bulunmadığına yönelik araştırma ve değerlendirme yapılması yoluna gidilmiştir.
Kambiyo senetlerine dayalı olarak açılan menfi tespit davaları hariç olmak üzere kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalıdadır. Ancak davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde hazırlanan bilirkişi raporunda, davacının halihazırda davalıya cari hesaptan kaynaklı 748.751,66-TL borcunun bulunduğunun belirtilmesi ve davalının da borcun ödendiğine ilişkin savunmada bulunması karşısında açılan davada ispat yükü cari hesap borcunu ödediğini iddia eden davacı (borçlu) taraftadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda borcun ödendiğine ilişkin olarak sunulan belgeler doğrultusunda davacının, davalıdan 188.194,88-TL alacaklı olduğu belirtilmiş ise de bilirkişi tarafından yapılan bu değerlendirmede isabet görülmemiştir.
Zira bilirkişi tarafından hesaplamaya dahil edilen toplam 56.000,00-TL tutarlı iki adet ödeme dava dışı ….. adına yapıldığından dava konusu alacak ile ilgisi bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu ödemelerin cari hesap alacağına ilişkin hesaba dahil edilmesine olanak yoktur. Öte yandan dava konusu alacak dışında sebepten mücerret kambiyo senedine dayanılarak Trabzon 4. İcra Müdürlüğünün 2014/10418 Esas sayılı dosyasında yapılan takip uyarınca ve icra yoluyla tahsil edilen paraların da dava konusu cari hesap alacağıyla ilişkisi yoktur. Bunun yanı sıra davacı tarafından ödeme iddiasının ispatına yönelik dosya kapsamına sunulan banka dekontlarında cari hesap borcuna mahsuben ödeme yapıldığına yönelik bir açıklamaya yer verilmediği gibi taraflar arasında cari hesap ilişkisinin dışında gayri resmi şekilde yapılan başkaca (araç alım-satımı) ticari ilişkinin de bulunduğu gözetildiğinde, üzerinde cari hesap borcuna ilişkin olduğuna dair açıklamaya yer verilmeyen, davacının kendi defter ve belgelerine işlenmeyen dekontlar uyarınca ödeme iddiasının ispat edildiğinden söz edilemez. Bu haliyle davacının, kendi defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu şekliyle davalıya olan 748.751,66-TL cari hesap borcunu ödediğini yazılı delillerle ispat ettiğinin kabulüne olanak yoktur.
Ancak davacı vekili, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmıştır. Mahkemece, ispat yükü kendisinde olan davacıya yemin hakkını kullanıp kullanmayacağı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Açıklanan bu durum karşısında davacının ödeme iddiasını yazılı delille ispat edemediği de gözetilerek, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve hatalı hukuki değerlendirmeler uyarınca yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın HMK’nun 355 ve 353/(1)-a-6. maddeleri uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.10.2020 tarih ve 2018/628 Esas, 2020/323 Karar sayılı kararının HMK’nun 355 ve 353/(1)-a-6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın DAVALIYA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf kanun yolu başvurusunun incelenmesi sırasında duruşma yapılmadan karar verildiğinden bu aşama için davalı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 22/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.