Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/496 E. 2021/607 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/496 – 2021/607
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/496
KARAR NO : 2021/607

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2020
NUMARASI : 2020/183 – 2020/432 E.K.

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 12/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …… tarafından Trabzon 3. İş Mahkemesinin 2017/622 esas sayılı dosyasında müvekkil aleyhine işçilik alacaklarına ilişkin açılan davanın kısmen kabulü ile 9.377 TL kıdem tazminatının, 688 TL ihbar tazminatının, 6.027 TL yıllık izin ücret alacağının, 4.878,31 TL fazla mesai ücret alacağının, 425,76 TL ubgt ücreti alacağının faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, kararda hükmedilen miktarın tahsili amacıyla Trabzon İcra Müdürlüğünün 2018/29954 E. sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, takip borcu olan 30.824,90 TL’nin müşterek ve müteselsil sorumluluk hükmü gereği müvekkil şirket tarafından ödenerek dosya borcunun kapatıldığını, ayrıca iş mahkemesi dosyasında toplam 2.805,99 TL yargılama masrafı yapıldığını, müvekkil ile davalılar arasında düzenlenen sözleşmelere göre, sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştırılacak personele ilişkin sorumlulukların tamamının davalılara ait olduğunu beyan ederek toplam 33.630,89 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte sorumlulukları oranında davalılardan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı …… vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin sadece mail adresine elektronik posta yoluyla davet mektubu gönderildiğini ve müvekkilin toplantıya katılmadığı tutanak altına alınarak yokluğunda arabuluculuk görüşmesi gerçekleştirildiğini, müvekkilin resmi elektronik posta adresi bulunmadığını, bu nedenle müvekkil hakkında usulüne uygun bir dava şartı arabuluculuk başvurusu ve süreci bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “somut olayda, arabulucu tarafından davalı ……… görüşmelere davet edilmeden ve iletişim sağlanmadan arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği anlaşılmakla usulüne uygun şekilde arabuluculuk başvurusu olmadığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçesinin aksine usulüne uygun şekilde arabulucuya başvurulduğunu, diğer davalılar yönünden dava şartı noksanlığı yönünden bir itiraz bulunmadığını, arabulucunun görev ve sorumluluğundaki bir durumun müvekkil şirkete yüklendiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, işçilik alacakları sebebiyle rücu istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı işçilik alacakları sebebiyle rücu davası açtığı, mahkemece davanın dava şartı olan arabuluculuğa tabi olduğu, davalının usulünce arabuluculuğa davet edilmediği, dava şartının gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/7 hükmüne göre “Taraflara ait iletişim bilgileri, görevlendirilen arabulucuya büro tarafından verilir. Arabulucu bu iletişim bilgilerini esas alır, ihtiyaç duyduğunda kendiliğinden araştırma da yapabilir. Elindeki bilgiler itibarıyla her türlü iletişim vasıtasını kullanarak görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ve ilk toplantıya davet eder. Bilgilendirme ve davete ilişkin işlemlerini belgeye bağlar.”
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 24/3 hükmüne göre ise “Taraflara ait iletişim bilgileri, görevlendirilen arabulucuya adliye arabuluculuk bürosu tarafından verilir. Arabulucu bu iletişim bilgilerini esas alır, ihtiyaç duyduğunda kendiliğinden araştırma da yapabilir. Elindeki bilgiler itibarıyla her türlü iletişim vasıtasını kullanarak görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ve ilk toplantıya tarafları ve varsa avukatlarını birlikte davet eder. Bilgilendirme ve davete ilişkin işlemlerini belgeye bağlar. Arabulucu taraflara ulaşamaması hâlinde, ulaşmak için hangi yolları denediğini ve hangi sebeplerle ulaşamadığını son tutanakta belirtir.”
Görüldüğü üzere, dava şartı arabuluculuk için karşı tarafın daveti şarttır. Arabulucunun taraflara ulaşmak için tüm yolları denemesi ve bunu belgelendirmesi gerekir. Ancak buna rağmen ulaşılmadığında bu husus belgeye bağlanmalıdır. Başka bir ifadeyle mevcut yasal düzenleme karşısında arabulucu ya taraflara ulaşmalı ve bunu tutanağa bağlamalı ya da taraflara ulaşmama durumunu hangi yolları kullandığını da belirterek tutanağa bağlamalı ve bu hususu son tutanağa yazmalıdır.
Dosya kapsamında davacının arabulucuya başvururken davalının telefon numarasını ve adresini de bildirdiği halde son tutanakta sadece elektronik posta adresine davet gönderildiği, ancak katılmadığı gerekçesiyle arabuluculuğun sona erdirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflara ulaşmak için tüm yolların denenip denenmediğinin ve davetin gönderildiği elektronik posta adresinin hangisi olduğunun yazılmadığı son tutanağın Kanun’un 18/A/7 hükmüne ve Yönetmeliğin 24/3 hüküme uygun olduğu söylenemez. Dolayısıyla dava şartı olan arabuluculuğa başvuru da sağlanmamıştır.
Yapılan değerlendirme neticesinde icra müdürlüğü işleminin ve ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/12/2020 tarih ve 2020/183 Esas, 2020/432 Karar sayılı hükmüne yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın mahsubu ile başka harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, gider avansı iadesi ve harç tahsile ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde KESİN olmak üzere 12/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Katip
e-imzalı