Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/44 E. 2021/254 K. 22.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/44
KARAR NO : 2021/254

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2020
NUMARASI : 2017/491 Esas-2020/298 Karar

DAVANIN KONUSU : Yönetim Kurulu Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 22/02/2021
Taraflar arasında görülen davaların yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı asıl ve birleşen davaların davalısı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacılar vekili asıl ve birleşen davalara ilişkin dava delikçelerinde özetle; müvekkillerinin davalı kooperatifin üyesi olduklarını, davalı kooperatifin yönetim kurulu tarafından alınan 31.07.2017 tarih ve 06, 07 ve 08 nolu kararlar uyarınca kooperatifin amacına uygun motorlu araç bulundurulmadığından bahisle müvekkillerinin üyeliklerinin iptaline karar verildiğini, söz konusu kararların Kooperatifler Kanunu ile ana sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, müvekkillerinin kooperatifinin amacına uygun araçlarının da mevcut olduğunu ileri sürerek ortaklıktan çıkarmaya ilişkin kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili asıl ve birleşen davalara yönelik cevap dilekçelerinde özetle; iptali istenen kararların kanun ve ana sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Asıl ve birleşen dosya davacılarının davalı kooperatifin üyesi iken, davalı Trabzon, Yomra, Arsin 1 nolu Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 31/07/2017 gün ve 06, 07 ve 08 sayılı kararlarıyla “Kooperatif amacına uygun motorlu aracı bulunmak” hükmünü ihlal ettiği gerekçesiyle kooperatif üyeliğinden ihracına karar verildiği ve asıl ve birleşen dosya davacıları tarafından da görülmekte olan ortaklıktan çıkarılma kararlarının iptali istemli davaların açıldığı anlaşılmaktadır.
Kooperatif ortaklarının, kooperatif ortaklığından çıkarılmasına ilişkin yasal düzenleme 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. Maddesinde düzenlenmiş olup; “(1)Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. (2)Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. (3)Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. (4)Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir. (5)(Ek: 6/10/1988-3476/4 md.) Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” hükmü amirdir.
Yine davalı şirkete ait ana sözleşmenin “Ortaklıktan Çıkarma” başlıklı 14. maddesi incelendiğinde anasözleşme 14/3 maddesinde çıkarma kararının gerekçeli olarak yapılması gerektiği ve ayrıca yasal düzenlemeye uyumlu olarak kararın onaylı bir örneğinin çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere 10 gün içinde notere tevdi edileceği düzenlenmiştir.
Somut olayımızda asıl ve birleşen dosyalar içerisinde ayrı ayrı mevcut olan çıkarma kararları incelendiğinde “kooperatife üye olma şartlarını yitirdiğinizden Yönetim Kurulumuz 31/07/2017 tarih ve 2017/ 06 – 07 – 08 sayılı kararlarla kooperatif üyeliğinizin silinmesine oy birliği ile karar vermiştir.” şeklinde gerekçesiz olduğu ve ayrıca kararın 31/07/2017 tarihli olmasına rağmen Kooperatifler Kanununun 16/3 ve anasözleşmenin 14/3 maddelerindeki emredici hükümlere aykırı olarak notere 10 günlük yasal süre içerisinde değil de 07/09/2017 tarihinde tevdi edildiği, bu nedenlerle davacıların davalı kooperatif ortaklığından çıkarılmasına dair işlemlerin usul ve yasaya aykırı olup iptali gerektiği anlaşılmakla asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabullerine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçelerle asıl dava olan 2017/491 Esas sayılı dosyası ile; iş bu dosya ile birleşen 2017/492 ve 2017/493 Esas sayılı dosyalar kapsamında görülen davaların ayrı ayrı KABULÜNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl ve birleşen davaların davalısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı kooperatif bünyesinde yasal olarak 59 aracın faaliyet gösterdiğini, fiili durumun da buna uygun olduğunu, davacılara ait araçların UKAME kayıtlarında yer almadığını, bu haliyle davacıların davalı kooperatifin hukuken ortağı olmadıklarını, davacıların üyelik kaydının kooperatif ana sözleşmesine aykırı şekilde yapıldığını, bu haliyle kazanılmış haktan söz edilemeyeceğini, davacılardan …’ın 10.12.2019 tarihli dilekçesiyle ortaklık kaydının silinmesini talep ettiği hususunun da gözetilmediğini, dava tarihinden önceki yönetim kurulunun gerekli şartları taşımayan davacıları ortak yapmış olması nedeniyle davacıların ortaklık kaydının resen silinmek durumunda kalındığını, bu durum karşısında iptali istenen kararlarda hukuka aykırılık bulunmadığını, mahkemece hatalı hukuki değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Asıl ve birleşen davalar; kooperatif üyesi olan davacıların ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin yönetim kurulu kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
HMK’nun 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir.
Somut olayda; istinaf incelemesine konu kararın gerekçesinde davacıların davalı kooperatif ortaklığından çıkarılmasına dair işlemlerin usul ve yasaya aykırı olup iptali gerektiği belirtilmesine karşın gerekçeli kararın hüküm fıkrasının birinci bendinde “1-Asıl dava olan Mahkememizin 2017/491 Esas sayılı dosyası ile; iş bu dosya ile birleşen Mahkememizin 2017/492 ve 2017/493 Esas sayılı dosyalar kapsamında görülen davaların ayrı ayrı KABULÜNE” denilmekle yetinildiği, bunun haricinde tarafların taleplerinden her biri hakkında açıklama yapılmadığı gibi taraflara yüklenen hak ve yükümlülüklerden de bahsedilmediği görülmüştür.
Bu durum karşısında istinaf incelemesine konu kararın Hüküm fıkrasının HMK’nun 297. maddesine uygun şekilde tesis edildiğinden bahsedilemeyeceği sabit olmakla, mahkemece verilen kararın HMK’nun 297, 355 ve 353/1-a-4. maddeleri uyarınca re’sen kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekli gözetilerek davalı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
2-Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.10.2020 tarih ve 2017/491 Esas ve 2020/298 Karar sayılı kararının HMK’nun 297, 355 ve 353/1-a-4. maddeleri gereğince RE’SEN KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre asıl ve birleşen davaların davalısının istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın asıl ve birleşen davaların davalısına İADESİNE,
5-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında asıl ve birleşen davaların davalısı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için asıl ve birleşen davaların davalısı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın taraflara tebliği, gider avansı ve harç iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 22/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip