Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/435 E. 2021/507 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/435 – 2021/507
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/435
KARAR NO : 2021/507

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : 2020/69 – 2020/476 E.K.
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ : Av.
2-
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin oğlu ve desteği ….’ın 13/04/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, kazaya karışan her iki araç sürücüsünün de kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, müteveffa …’un kullandığı aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesinin bulunmadığını, karşı tarafa ait aracın ise …… AŞ tarafından sigortalı olduğunu, müteveffanın ölümü ile müvekkilinin oğlunun desteğinden yoksun kaldığını, …..’nın destekten yoksun kalma zararlarının tazmininden davalı …… ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek 5.000 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce müvekkil kuruma başvuru yapılmadığını, müteveffanın kendi kusuru ile vefatının teminat dışında olduğunu, müvekkil kurum aleyhine tazminat ödenmesine karar verilmesi halinde müteveffanın mirasçısı olan davacıya rücu edileceğinden davacının aynı zamanda borçlu konumuna geleceğini bu durumda alacaklı ve borçlu sıfatının birleşeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı …… A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin kaza tarihinden itibaren 10 yıl içerisinde yapılması gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve sigorta poliçe limiti ile sınırlı olacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Davanın ıslah edilmiş hali ile kabulü ile; 48.440,01 TL’nin (davalı …… A.Ş. yalnız 5.000 TL’sinden sorumlu olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı …… A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine ilişkin kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, buna rağmen 5.000 TL üzerinden müvekkil şirketin mesul tutularak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı …….. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müteveffanın sürücü belgesi olmadan ve kask ve koruyucu elbise kullanmadan araç kullanması nedeniyle hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, mahkemece müvekkil kurum aleyhine avans faiz işletilmesine ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 31/10/2019 tarihinde davanın reddine karar verilmesi üzerine Dairemizce yapılan inceleme sonucunda davalı ……. yönünden verilen kararın yerinde olduğu ancak ……. yönünden davaya devam edilmesi gereğinden bahisle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda 48.440,01 TL üzerinden davanın kabulüne ve bu miktarın 5.000 TL’sinden …… AŞ’nin de sorumlu olmasına karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna getirmiştir.
HMK’nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasanın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay incelemesi ancak bir kararın somut olaya uygun gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Öte yandan, yazılacak kararın gerekçesiyle hüküm kısmı arasında bütünsellik esastır. Başka bir anlatımla, gerekçe ile hüküm birbirine bağlı olup, çelişki bulunmaması gerekir. Nitekim, HMK’nın 298/2. maddesinde de gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 sayılı kararında da kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağı içtihat edilmiştir (Yargıtay 11. HD’nin 2018/4495-2020/2118 E.K.sayılı ilamı).
Somut olayda hüküm kısmında “1-Davanın ıslah edilmiş hali ile kabulü ile; 48.440,01 TL’nin (davalı ……. AŞ yalnız 5.000 TL’sinden sorumlu olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” şeklinde yazılmış, gerekçede ise davalı …. Şirketi aleyhinde açılan dava istinaf öncesi reddedilip bu kararın da istinaf mahkemesince de yerinde bulunduğu dolayısıyla kararın ……. yönünden kesinleşmesine rağmen sehven davalı …… hakkında 5.000 TL tazminata hükmedildiği belirtilmiş olup görüleceği üzere hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmuştur. İstinaf mahkemesince ancak HMK’nun 297 ve 298.maddelerine uygun olarak oluşturulmuş bir kararın mevcudiyeti halinde inceleme yapılabileceğinden ortada bu anlamda bir gerekçeli karar bulunmadığı için sırf bu nedenle kararın re’sen kaldırılması gerekmiştir. Her ne kadar davalı istinaf eden …….. hakkında verilen hüküm kesinlik sınırında gibi gözükse de gerekçeli kararda davalı……’nın sorumlu olmadığı belirtilmiş hükümde ise belli bir miktarda sorumlu olduğu açıklanmıştır. Ortada davalı ….’nın sorumlu olduğu miktarın ne kadar olduğuna dair net bir durum yoktur. Dolayısıyla burada kesinlik sınırından bahsedilmesi mümkün değildir.
Bu itibarla mahkemece gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulduğundan kamu düzeni ile ilgili olan bu husus re’sen dikkate alınıp kararın HMK’nun 355 ve 353/1-a-4 maddeleri uyarınca re’sen kaldırılmasına karar verilmiş olup davalı …… vekilinin istinaf itirazları bu aşamada incelenmemiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/12/2020 tarih ve 2020/69 Esas, 2020/476 Karar sayılı ilamının HMK’nun 355 ve 353/1-a-4 maddeleri uyarınca re’sen KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Mahkemece verilen kararın kaldırılma sebep ve şekli gözetilerek davalı ……… vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,
4-İstinaf başvurusu sırasında alınan istinaf karar harcının DAVALILARA İADESİNE,
5-İstinaf başvurusu sırasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla HÜKÜM ALTINA ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda KESİN olmak üzere 26/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Katip
e-imzalı