Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/337 E. 2021/446 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/337
KARAR NO : 2021/446

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2020
NUMARASI : 2019/443 – 2020/374 E.K.
DAVACI : TRABZON İÇMESUYU VE KANALİZASYON İDARESİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
VEKİLLERİ : Av. … –
DAVALI :

VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 19/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 02.03.2016 tarihinde ……… abone numarası ile su abonesi olduğunu, abonenin 2016 yılına ait ödenmemiş su borçlarının tahsili amacıyla Trabzon İcra Dairesinin 2016/26816 E. sayılı dosyasında takip başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, borçlu tarafından ödeme yapılmadığı gibi takip tarihi itibariyle aboneliğin iptal ettirilmediğini beyan ederek davalının itirazının iptali ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait olduğu iddia edilen 2.691,36 TL ve 12.306,66 TL tutarlı borçların hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olduğunu ve taraflarınca kabul edilmesinin mümkün olmadığını, söz konusu tutarların müvekkil şirketin sayacı okunmaksızın ve dolayısıyla gerçek su tüketimi ölçülmeden soyut ve takribi olarak girilen emsal su tüketim miktarları üzerinden hesaplandığını, faturalarda yer alan borç kalemlerinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddi ile davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dava konusu uyuşmazlığın; davacı tarafından Trabzon İcra Dairesi’nin 2016/26816 E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine karşı davalı tarafça yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında iş yeri su aboneliği sözleşmesi bulunduğu, takip konusu alacağın bu sözleşmeden kaynaklanan su faturalarına ilişkin alacağın tahsiline ilişkin olduğu, mahkemece öncelikle TİSKİ’ye müzekkere yazılarak uyuşmazlık konusu yıllara ait iş yeri su tarifelerinin dosya içine alındığı, ardından dosyanın sözleşmeden kaynaklanan bir alacak bulunup bulunmadığını hesaplamak üzere bir inşaat mühendisi ve bir mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen rapora göre; itiraz edilen borç incelendiğinde alacağın, 179 m3 lük su kullanımına ve gecikme cezasına ait olduğunun tespit edildiği, icra takibindeki 2.691,36 TL’nin davalı şirketin kullanımı sonucunda faturalandırılan miktar olduğundan itirazın haksız olduğu bildirilmiştir. Davalı şirketin bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda mahkemece ek rapor alınmış ek raporda, bilirkişi heyeti davalının itirazlarını değerlendirmiş ve itirazın yerinde olmadığını belirtmiştir. Mahkemece alınan kök ve ek raporların denetime açık ve hukuka uygun olduğu dikkate alınarak davacının davasının kabulü ile, Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2016/26816 Esas sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin alacak likit (belirlenebilir) olmadığından reddine” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli ve gerekli inceleme yapılmadan düzenlendiğini, mahkemece delillerinin değerlendirilmediğini, tanık dinletme taleplerinin reddedildiğini, tutanaklarda adı geçen sayaçların abonesiz olup müvekkil şirkete ait şantiye alanıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kaçak su kullanımından kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı tarafından abonelik sözleşmesi kapsamında kullanılan su bedeli ile abonelik öncesine ait kullanım bedelinin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, davalının itiraz ettiği, açılan itirazın iptali davasının kabul edildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak, bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, tanıkların dinlenmediği, ilgili tahakkuktaki suyun davalı tarafından kullanılmadığını ileri sürmüştür. Daha sonra borcunun kalmadığına ilişkin belge sunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalının su tüketiminin olduğu alandaki inşaat ruhsatlarının 2013 ve 2014 yıllarında alınmış olması, davalının abonelik tarihine kadarki su ihtiyacını arsa sahiplerinin aboneliklerinden kullandığı iddiası ve davacı kurum tarafından ilgili inşaat alanında farklı tarihlerde iki ayrı sayacın tespit edilmiş olması karşısında ilgili sayaçların davalıya ait olmadığı ve tüketimin davalı tarafından yapılmadığı yönündeki savunmalar yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin 06/05/2019 tarihli duruşmada “Bildireceğimiz delilimiz yoktur.” beyanı ve tanık listesi sunmamış olması karşısında tanıklarının dinlenmediği yönündeki savunması da yerinde görülmemiştir.
Bilirkişi raporları incelendiğinde hesaplamanın yöntemine göre yapılmış olduğu ve davacı kurum tarafından fazla tahakkuk yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin sunduğu evrakta davalı şirketin 11/12/2020 tarihi itibariyle borcunun bulunmadığı yazılı ise de dava tarihindeki duruma göre yargılama yapıldığı dikkate alındığında, varsa bir ödemenin infaz aşamasında dikkate alınacak olması sebebiyle bu yöndeki talebin de kabulü mümkün görülmemiştir.
Yapılan değerlendirme neticesinde ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/11/2020 tarih ve 2019/443 Esas, 2020/374 Karar sayılı hükmüne yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın mahsubu ile 3.083,96 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, gider avansı iadesi ve harç tahsile ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde kesin olmak üzere 19/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı