Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2368 E. 2022/932 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/2368 – 2022/932
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2368
KARAR NO : 2022/932

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2021
NUMARASI : 2020/533 – 2021/478 E.K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 03/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2022

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı taraf vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar ile müvekkili banka arasında, borçlusunun dava dışı …… Tic. Ltd. Şti, müteselsil kefillerinden birinin davalı Kadrinur Uzun olan 26.08.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı ve diğer borçluların krediyi zamanında ödemediğini, Trabzon İcra Müdürlüğünün 2018/31991 Esas sayılı dosyası ile aleyhlerinde ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı, ilgili takibe itiraz ederek; takip konusu alacağa ilişkin olarak borçlu olduğu iddia edilen şirkette bulunan hissesini …….’a devrettiği, 10.12.2013 tarihinde, noter kanalıyla yapılan hisse devir sözleşmesi ile, şirket lehine yapmış olduğu kredi kefaletinden 10.12.2013 tarihinde istifa ettiğini, buna ilişkin olarak Trabzon 4. Noterliği’nin 10.12.2013 tarih, 26397, 26398, 26399, 26400, 26401 yevmiye nolu ihtarnameleri ile ilgili kurumlara istifasını beyan ettiğini, Davalının müteselsil kefaletinden istifa ettiğine dair herhangi bir ihtarı müvekkil bankaya tebliğ edilmediğini, arabuluculuk görüşmeleri sonunda anlaşmaya varılamadığını, bu nedenlerle takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasına itiraz ettiğini, ilgili kredi sözleşmesine …… Tic. Ltd. Şti’nin borçlandığını, husumet itirazında bulunduğunu, mahkemece aksi kanaatin hasıl olması halinde ilgili şirket ve gerçek kişiler hakkında dava ayrı ayrı icra takip dosyası ve veya dava ikame edilmiş ise usul ekonomisi açısından birleştirilmelerini, davanın reddini, davacının en az %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Davacı Bankanın Trabzon Şubesi nezdinde dava dışı asıl borçlu …….. Ltd. Şti.’ne dava dışı müteselsil kefil ……. ve davalı ….’un müteselsil kefaleti ile Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi hesapları açıldığı ve kredi kullandırıldığı, iş bu kredi borçlarının ödenmemesi üzerine davacı banka hesaplarının kat edildiği, Noter aracılığı ile davalılara hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edildiği, ihtarnamenin tebliğine rağmen borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından Trabzon İcra Müdürlüğünün 2018/31991 Esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığı, davalıların takibe itirazları üzerine takibin durdurulduğu ve davacı banka tarafından da itirazların iptali için görülmekte olan davanın açılmış tüm dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkememizce tarafların tüm delilleri toplanıp, dava konusu kredi sözleşmesine ilişkin tüm kayıt ve hesap dökümleri celp edildikten sonra gerekmesi halinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek dosya konusunda uzman bankacı bir bilirkişiye tevdi edilmiş ve dava konusu alacağın mevcut olup olmadığı mevcut ise takip talebindeki her bir kalem için ayrı ayrı miktarının tespiti istenilmiştir. Dosyaya rapor ibraz eden bankacı bilirkişi ……. 28/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı ……un, dava dışı …… Tic.Ltd.Şti. ile davacı banka arasında imzalanmış olan 26.08.2013 tarihli GKS’nde müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, dava dışı firma ile davacı banka arasında imzalanmış olan 13.09.2017 tarihli 250.000,00 TL ve 25.06.2018 tarihli 340.000,00 TL sözleşmelerde kefalet imzalarının bulunmadığı, sözleşmelerin ise usule uygun kurulduğu görülmüştür. Davalının 10.12.2013 tarihinde noter kanalıyla yapılan hisse devir sözleşmesi ile hisselerini ……ına devrettiği görülmüş olmakla birlikte davacı bankaya kefaletten dönme ihtarnamesi göndermediği anlaşılmıştır. Dolayısı ile iş bu sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerden sorumlu tutulabileceği kanaatine varılmıştır. Davalının firma ortaklığından 10.12.2013 tarihinde ayrılmış olmasının kefalet sorumluluğunu otomatik olarak bitirmediği ayrıca, davalının noter marifeti ile “dava dışı firmaya vermiş olduğu kefaletten vazgeçtiğine dair bir ihtarnamenin de bulunmaması nedeniyle ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonra dahi, iş sözleşme kapsamında kefil olunan firmaya kullandırılan kredilerde sözleşme tutarı ile sınırlı olmak üzere kefalet sorumluluğunun devam etmesi gerekeceği, burada dikkat edilmesi gereken hususun ise, dava dışı firmaya kullandırılan kredilerin hangi sözleşme ve hangi tebliğ koşullarına göre yapıldığının tespiti olacaktır. Davacı banka ile dava dışı firma arasında düzenlenen 13.09.2017 tarihli 250.000,00 TL limitli GKS’nde davalı …….’un kefalet imzasının talep edilmediği, ayrıca dava dışı firmaya tesis edilen 20.04.2018 tarihli Kredi Tebliğine göre sadece ……….dının kefaletinin arandığı görüldüğünden 13.09.2017 tarihinden sonra kullandırılan krediler için davalı …….’un kefaletinin aranmayacağı kanaatine varıldığı belirtilmekle davacı bankanın davalı …..’dan kefaleti sebebiyle takip tarihi itibariyle toplamda 32.727,71 TL alacaklı olduğu tespiti yapılmıştır. İşbu uzman bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı bankanın davalıdan 22/10/2018 takip tarihi itibariyle; 32.727,71 TL müteselsil kefaletten kaynaklı sorumlu olduğu, davalıların itirazı üzerine durdurulan takibe konu alacağın likit olduğu, davalı tarafça banka hesapları üzerinde yapılacak basit bir inceleme ile davacı bankaya borçlu oldukları asıl alacak miktarını belirlemelerinin mümkün olduğu, bu nedenle davacının icra inkar tazminatı talebinin de asıl alacağın %20’si oranında kabulüne” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşme gereğince kefilin müşterinin bankaya sözleşmeden doğan borçları için sözleşmede belirtilen kefalet limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile sorumlu olduğunun belirtildiğini, Genel Kredi Sözleşmelerinin tek bir krediye özgülenmiş sözleşmeler olmadığını, Kredi kullandırımının müşterinin de ihtiyacı doğrultusunda devamlılık arz edeceğini, Borçlar Kanunu ve GKS kapsamında kefilin sorumluluğunun ileride doğacak muhtemel borçlar için de geçerli olduğunu, kefillikten istifanın müvekkili bankaya bildirilmediğinden borçlandırılma yönünden bankayı bağlamayacağını, ortaklıktan çıkma ise, davalının kefilliğinden ayrı olup, şahsi kefaleti etkilemeyen bir husus olduğunu, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece bilirkişiden rapor alındığını, hüküm kurulurken de bu raporun hükme esas alındığını, ancak rapora göre davanın reddedilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesini hatalı olduğunu, kabule göre aleyhe icra inkar tazminatına hükmedilirken lehe göre kötü niyet tazminatına hükmedilmediğini, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; davacı tarafından Trabzon İcra Müdürlüğünün 2018/31991 takip sayılı dosyasında Genel Kredi Sözleşmesine dayanarak ana borçlu dava dışı …… Ltd. Şti. ile yine dava dışı ….. ve dosya davalısı …. aleyhine ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın ve davanın süresinde açılmış olduğu anlaşılmıştır. Açılan bu dava ile davacının itirazın iptalini talep ettiği görülmüş, mahkemesince taraf delilleri toplanarak bilirkişi emekli banka müdürü …….’dan rapor alınıp davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği görülmüştür.
Tarafların istinaf sebepleri birlikte incelendiğinde; mahkemesince bilirkişi ……’dan alınan raporda “… Davalı …..’un, dava dışı ……. Ltd. Şti. ile davacı banka arasında imzalanmış olan 26.08.2013 tarihli GKS’nde müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, dava dışı firma ile davacı banka arasında imzalanmış olan 13.09.2017 tarihli 250.000,00 TL ve 25.06.2018 tarihli 340.000,00 TL sözleşmelerde kefalet imzalarının bulunmadığı… davalının 10.12.2013 tarihinde noter kanalıyla yapılan hisse devir sözleşmesi ile hisselerini ……na devrettiği görülmüş olmakla birlikte davacı bankaya kefaletten dönme ihtarnamesi göndermediği anlaşılmıştır. Dolayısı ile iş bu sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerden sorumlu tutulabileceği…. davalının kefalet imzasının bulunmadığı, 13/09/2017 tarihli sözleşme sonrası olan 13/04/2018 tarihinde kullandırılan 16.500,00 TL’lik rotatif krediden davalı …….’un sorumlu tutulmaması gerekeceği…” şeklinde yerinde tespitlerde bulunulduğu, bilirkişinin raporunun olay ve oluşa uygun denetime elverişli karar vermeye yeterli olduğu, bilirkişinini de tespitlerinde belirttiği üzere hissesini devretmekle müşterek ve müteselsil borçlu davalının borçtan kurtulamayacağı, ancak sorumluluğunun imzalamış olduğu kredi sözleşmeleriyle bağlı olacağı, bu haliyle davalının istinaf sebeplerinin kısmen kabulü ile rotatif kredi yönünden de davalının sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından toplamda 16.208,93 TL yönünden davanın kabulü yerine 32.727,71 TL yönünden kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı anlaşılmıştır. Takip tarihi itibariyle davacının takibinden haksız ve kötü niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğinden aleyhe kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı görülmüş, bu sebeple davalının bu ve sair diğer istinaf sebeplerinin de reddi gerekmiştir. Ayrıca, bu açıklamalar çerçevesinde davacının tüm istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurularının; davacı taraf yönünden istinaf başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı taraf yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile yapılan yanlışlığın yeniden yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığından mahkemesince verilen kararın HMK’nun 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, kaldırılan karar yerine geçmek üzere yeniden esasa ilişkin hüküm tesisine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf yasa yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE.
a-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan istinaf başvurusu sırasında alınan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile 21,40 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
b-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA.
2-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının KABULÜ ile; Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2021 tarih,2020/533 Esas 2021/478 Karar Sayılı hükmün HMK’nun 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA.
KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a- Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile, Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2018/31991 Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE. Takibin 15.491,04 TL asıl alacak, 397,86 TL işlemiş faiz, 12,03 TL BSMV, 308,00 TL KMH faiz olmak üzere toplam 16.208,93 TL üzerinden DEVAMINA. Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE.
b- Dava konusu asıl alacağın likit olduğu anlaşıldığından asıl alacağın (15.491,04 TL) %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
c-Davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin davacı bankanın dava konusu icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından REDDİNE.
d- Alınması gereken toplam 1.107,23 TL’nin peşin alınan 1.823,45 TL’den mahsubu ile bakiye 716,21 TL’nin talep halinde davacıya İADESİNE.
e- Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
f- Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 16,752,90 TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
g- Davacı tarafından yapılan toplam 2.446,35 TL’den davanın kabul oranına göre hesaplanan takdiren 266,00 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE. Bakiye kalan kısmın DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA.
h- Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla YATIRANA İADESİNE.
ı- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davanın kabul oranına göre belirlenen 143,61 TL’sinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA. Bakiye kalan 1.176,39 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA.” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE.
3-Davalı tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılan harcın talep halinde İADESİNE.
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı tarafından yargılama giderleri olarak yapılan, istinaf kanun yoluna başvuru harcı, posta masrafı olmak üzere 226,70 TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE.
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için taraflar yararına vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA.
6-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin dairemizce, kesinleştirme ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerinin mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 03/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan- Üye Üye Katip-
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı