Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2364 E. 2022/963 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/2364 – 2022/963
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2364
KARAR NO : 2022/963

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2021
NUMARASI : 2018/544-2021/423 E.K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
FER’İ MÜDAHİL :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Şirketin Fesih ve Tasfiyesi
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı ve fer’i müdahil vekilince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %25 hisseli ortağı olduğunu, şirket ortakları arasında yaşanan çekişmeler ve açılan davalar nedeniyle şirketin yönetilemez hale geldiğini, nihayetinde organsız kalan şirkete mahkemece yönetim kayyımı atandığını, ortaklar arasındaki güven sorunları, şirketin uzun yıllar ciddi faaliyetinin bulunmaması, organsız kalınması nedeniyle haklı nedenlere binaen şirketin feshini talep etme hakkının doğduğunu ileri sürerek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haklı nedenlere binaen şirketin fesih ve tasfiyesi istenebilecek ise de bunun yerine davacı ortağın ortaklıktan çıkarılması yolunun tercih edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil ….. müdahale dilekçesinde özetle; haklı sebeplere binaen şirketin feshine karar verilmesine ilişkin koşulların somut olayda mevcut olmadığı gibi aksinin kabulü halinde de fesih yerine davacı ortağın ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazısı, çıkartılan ihtaratlı davetiyeler, SMMM Bilirkişi ……, YMM Bilirkişi …… ve YMM ……’dan alınan kök ve ek bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davalı şirketin halen faal olup, son 3 dönemdir genel kurul bildirimlerinin yapılmadığı, taraflar arasında ortak bir güven ve itimadın kalmadığı, ilişkilerinin yargıya yansıdığı, şirket kâr paylarının ortaklara düzgün olarak dağıtılmadığı, davacının şirket içerisinde söz sahibi olmaktan çıkartıldığı, bu hali ile şirketin feshinin istenmesinin haklı sebeplere dayanır olduğu görülmüştür. Davacının ayrılma akçesi ödenerek şirket ortaklığından çıkarılma konusunda dosyanın değerlendirilmesinde ise; tüm dosya kapsamından da anlaşıldığı üzere davalı şirketteki tek sorun şirket ortaklarının arasında yaşanan güven problemi olmayıp, şirketin tümüyle ticari faaliyette bulunmasının mümkün olmamasıdır. Zira davalı şirket son iki yıldır genel kurul toplantısı yapamamakta, 2016 yılından beri son 5 yıldır sürekli zarar etmekte, şirket ortaklarının sermaye taahhüt borçlarını yasal olarak 24 ay içerisinde tamamlamaları gerekmesine rağmen ödemeyerek sermaye taahhüt borcunu ödemede temerrüte düşmüşlerdir. Bu nedenlerle davacının ayrılma akçesi ödenerek şirket ortaklığından çıkarılması Mahkememizce uygun bulunmmış ve şirketin feshine karar verilmesinin yerinde olacağı anlaşılmıştır. Şirketin feshinde yetkili bulunup bulunmadığı şirket defterleri incelenemediğinden belirlenememiş, bu sebeple tasfiye memuru olarak bir SMMM’nin atanmasının yerinde olacağı kanısına varılmış, tüm bu sebeplerle davacının davasının kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.” şeklindeki gerekçelerle;
1-Davanın KABULÜ ile; Trabzon Ticaret Sicili Müdürlüğünün 18070 Sicil, 0047061085700019 Mersis numarası ile kayıtlı bulunan “…..”nin feshi ile tasfiyesine,
Tasfiye memuru olarak; Trabzon Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasınca ismi bildirilen …..’ın atanmasına ve kendisine tasfiye için toplamda 3.000,00 TL ücret ödenmesine, söz konusu ücretin feshedilen şirketçe ödenmesine,
Kayyımların görevinin hükmün kesinleşeceği tarihe kadar aynen devamına,
Kararın ticaret sicil müdürlüğüne bildirilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin feshini gerektirir bir durumun olmadığını, aksinin kabulü halinde de davacı ortağın çıkma payının ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi yerine yazılı gerekçelerle şirketin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

Fer’i müdahil vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin feshini gerektirir bir durumun olmadığını, aksinin kabulü halinde de davacı ortağın çıkma payının ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi yerine yazılı gerekçelerle şirketin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda davacı şirket ortakları arasında yaşanan olaylar ve açılan davalar gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin davacının, şirketin feshini istemekte haklı olduğuna ilişkin değerlendirmelerinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak TTK’nun 636/3. maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Şirketler Hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup, düzenleme uyarınca ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunludur. Limited şirketler karma yapıda olup şirketin feshi kararı sadece ortakları değil şirket alacaklıları, çalışanları ve hatta piyasa ekonomisini etkilemektedir. TTK’nın 636/3. maddesi hakime, şirketin feshi haricinde duruma uygun düşecek diğer bir çözüme hükmetme hususunda yetki vermekte, başlı başına ekonomik değer taşıyan şirketin, fesih ve tasfiyesinden ziyade, mevcut uyuşmazlıklar giderilerek ticari hayatına devamını sağlamaktadır.
İlk derece mahkemesince bu yönde değerlendirme yapılarak davacının ayrılma akçesi ödenerek şirket ortaklığından çıkarılması uygun bulunmamış ise de mahkemenin bu yöndeki değerlendirmesinde isabet bulunmamaktadır. Zira dosya kapsamında alınan bilirkişi ropurundan davalı şirketin gayri faal durumda olmadığı, halihazırda tarafı olduğu sözleşmeler uyarınca sürdürülen inşaat işlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan davalı şirketin borca batıklığı da söz konusu değildir. Ongan eksikliği hususu da şirkete kayyım atanmasıyla bir nebze olsun giderilmiştir. Güven sorununa sebep olan ortaklardan Tuncay Yiğit’in hissesini devretmesi sonrasında ortaklık yapısı da değişmiştir. Bununla birlikte şirketin hakim ortağı olan fer’i müdahilin şirketin devamını sağlamak yönünde iradesini ortaya koyduğu da dosya kapsamıyla sabittir.
Açıklanan bu durum karşısında TTK’nun 636/3. maddesi uyarınca duruma uygun düşecek çözüm babında davacının çıkma payı karşılığında ortaklıktan çıkartılması yerine yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı ve fer’i müdahil vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının ayrı ayrı kabulü ile mahkemece verilen kararın, HMK’nun 353/1-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı ve fer’i müdahil vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının ayrı ayrı kabulüyle Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30.09.2021 tarih ve 2018/544 Esas, 2021/423 Karar sayılı kararın, dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın yatıran TARAFLARA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 07/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.