Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2363 E. 2022/929 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2363
KARAR NO : 2022/929

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : …. . (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2021
NUMARASI : 2020/292 – 2021/418 E.K.

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …- UETS
DAVALI : … – -…- …
VEKİLİ : Av. …- UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/06/2022

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yan, müvekkil aleyhine Araklı İcra Müdürlüğü’nün 2015/4 E. sayılı dosyası ile Kambiyo Senetlerine Özgü Takip yolu ile icra takibi başlatmıştır. Haksız icra takibine Araklı İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/3 E. sayılı dosyası eli ile imzaya ve tüm borca itiraz edilmiştir. Ancak yerel mahkeme yasaya aykırı gerekçeler ile Araklı İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/3 Esas ve 2019/10 Karar sayılı dosyası ile itirazımızın reddine karar vermiştir. Yasaya aykırı karar tarafımızca istinaf edilmiş, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2019/3386 Esas ve 2020/475 Karar sayılı dosyası ile istinaf gerekçelerimiz yerinde görülmüş ve imzaya itirazımızın kabulüne karar verilmiştir. Sonrasında müvekkil firma tehiri icra için gerekli bedeli de defaten yatırmamış ve dolayısıyla icra tehdidi altında kalmıştır. Davalı yanın da şifahi telkinleri ve baskısı ile ticari hayatının sekteye uğramasından, adreslerinde haciz işlemi yapılmasından korkan müvekkil davalı yanın vekili …’nın banka hesabına peyder pey ödeme yapmaya başlamıştır ve toplam 65.000,00-TL ödeme yapılmıştır. Kesin kararından sonra haksız ödenen 65.000,00-TL’nin iadesi istenildiğinde ise müvekkilime iadenin olmayacağı beyan edildiğinden Trabzon İcra Müdürlüğünün 2020/5439 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatılmış, yapılan haksız itiraz neticesinde takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Bu nedenlerle Davamızın kabulü ile, itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, Davalının haksız itirazı nedeni ile %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Trabzon İcra Müdürlüğü 2020/5439 E. dosyasına şamil olmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesine, Dava masrafları ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Borçlu şirketin imzaya itirazı üzerine takibe konu çek üzerindeki imzanın borçluya ait olup olmadığının tespiti amacıyla mahkeme tarafından rapor aldırılmış dava konusu çek üzerindeki imzanın şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı itiraz üzerine tekrar alınan raporda çekte 3. Ciro imzası ile …..’in mukayese imzaları arasında benzerlik saptandığından söz konusu imzanın ….’in eli ürünü olduğunun belirtildiğini, Müvekkilin alacaklı olduğu takip dosyasına konu çekteki imzanın davacı taraf şirketin yetkilisine ait olduğu Araklı İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/4 Esas sayılı dosyasında ispat edilmiştir. Ancak müvekkilin hiçbir kusuru olmadığı halde dosyada alınan iki rapor bulunmasına rağmen sırf çekin adli makamların kusuru sebebiyle kaybolmasından dolayı müvekkilin onca alacağının hiçe sayılması asla ve asla hakkaniyetle bağdaşamaz . Verilen karar hukuka ve hakkaniyete tamamen aykırı bir karar olup adalet tecelli etmemiştir. Müvekkilin mağduriyet yaşamasına sebep olan çekin kaybolması eylemi her ne kadar bir yargısal faaliyet kapsamında dava görülürken ve bu faaliyeti icra eden yargısal kurumlardan olan mahkeme tarafından gerçekleştirilmiş ise de, çekin muhafazasının sağlanamaması ve kaybolması bir yargısal faaliyet değil, bu yargısal faaliyetin icrası kapsamında bu görevi ifa eden mahkemenin idari görevleri kapsamında kaldığından idarenin hizmet kusuru (kusurlu sorumluluk ) bulunması nedeniyle tazmin yükümlülüğünün bulunduğu izahtan varestedir. Dolayısıyla iş bu davanın T.C. Adalet Bakanlığı’na ihbar edilmesini, fazlaya ilişkin haklarımızın saklı kalması davanın öncelikle T.C. Adalet Bakanlı’ğına ihbarına, davanın reddine karar verilmesi talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; ” Dava konusu uyuşmazlık; davacı tarafından icra tehdidi altında davalıya ödenmiş olduğu iddia edilen 65.000,00 TL’nin iadesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın temeli, Araklı İcra Müdürlüğü’nün 2015/4 Esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus icra takip dosyasındaki dayanak yapılan çekteki imzaya, yetkiye ve borca itiraza dayanmaktadır. Takibe itiraz neticesinde dosya önüne gelen Araklı İcra Hukuk Mahkemesi 2015/3 E. sayılı dosyasında icra takibine konu çekin arka yüzündeki davacı şirket kaşesi üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğundan sebeple davacı şirketin imzaya itirazının reddine karar vererek davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmetmiştir. Araklı İcra Hukuk Mahkemesi’nin işbu kararı istinaf edilmiş olup, yerel mahkeme kararı, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2019/3386 Esas ve 2020/475 Karar sayılı ilamı ile kaldırılmıştır. Akabinde, davacı bahsi geçen icra dosyasına ödemiş olduğu bedelin haksız ödendiğinden bahisle mahkememiz dosyasına konu icra takibini başlatmış olup, davalının takibe itirazı üzerine işbu itirazın iptali davasını açmıştır. Alacak iddiası kambiyo senedi olan çeke dayanmakta olup, davacı çekteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmektedir. Çekteki imzanın aidiyetinin tespiti için çek üzerinde imza incelemesi yaptırılması zaruridir. Mahkememizce imza incelemesi yaptırılmak üzere çek aslının mahkememize sunulması için taraflara süre verilmiş, taraflar verilen sürede çek aslını sunamamışlardır, çek aslının uhdelerinde bulunmadığını icra dosyasındayken kaybolduğunu belirtmişlerdir. Mahkememizce ilgili icra müdürlüğünden ve ilgili mahkemeden davaya konu çek aslı sorulmuş ve mahkememize gönderilmesi istenilmiş ise de; Araklı İcra Hukuk Mahkemesi’nden gelen yazı cevabında çek aslının bulunamadığı, çekin kaybolması ile ilgili tutanak tutulduğu, sorumlular hakkında idari soruşturmanın yapılmış olduğu, disiplin soruşturması sonucunda sorumlular hakkında çekin kaybolmasında kasti hareketlerinin bulunmaması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği belirtilmiştir. Bu karara karşı 7 gün içinde Bakanlık Disiplin Kuruluna itiraz yolu ve idari yargı yolunun açık olmasına rağmen taraflar bu yollara başvurmamışlardır. Bu noktada, icra mahkemesi kararlarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğini belirtmekte fayda vardır, zira mahkememizce Araklı İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen karar ve buna bağlı olarak Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin kaldırma ilamı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden davaya esas alınmamıştır. Kaldıki; Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2019/3386 esas ve 2020/475 karar sayılı ilamında; çek fotokopisi üzerinden imza incelemesi yapılamayacağından bahisle icra mahkemesinin dar yetkili mahkeme olması ve işin hallinin genel yetkili mahkemelerde çözülebileceği gerekçesiyle araklı icra hukuk mahkemesinin kararını kaldırmıştır. Mahkememize gelen dosyada işin halli, ancak çek aslı üzerinde yapılacak imza incelemesi sonucu çözülebileceği tartışılmaz bir gerçektir. Sonuç itibarıyla, davacının iddiası imza itirazına dayandığından ve çek üzerinde imza incelemesi yapılmadan iddiası ispat olunamayacağından, itirazın iptali davasında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıda olduğu da dikkate alındığında davacının çek aslını mahkemeye ibraz edememiş olduğunun kabulü karşısında ispat olunamayan davanın reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, cevap dilekçesini tekrarla borçlu olduklarını ispatladıklarının gözardı edildiğini, davalı yanın tüm yargılamalar sonucunda müvekkilinden alacaklı olduğunu ispat edemediğini, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2019/3386 E. ve 2020/475 K. sayılı dosyasının davalı yana borçlu olmadıklarını şüpheye yer bırakmayacak şekilde kesin olarak hüküm altına aldığını, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasını, davanın ve kötü niyet tazminatının kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; davalının, Araklı İcra Dairesinin 2015/4 E. Sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla 31/12/2014 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli çeke dayanarak dosyamız davacısı ayrıca bu çekin keşidecisi, lehtarı ve diğer cirantası olmak üzere 4 ayrı borçlu aleyhine icra takibi yaptığı davacının Araklı İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde 2015/3 E. 2019/10 K. nolu dosyada borca, yetkiye ve imzaya itiraz ettiği, itirazın 22/05/2019 tarihindeki kararla reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu dosya kapsamında dosyamız davacısının imzaya itirazı önce, bilirkişi ……’dan 09/12/2015 havale tarihli rapor alınmış, bu raporda davacı şirket yetkilisi …..’in eli ürünü olmadığı tespit edilmiş, akabinde itirazlar üzerine İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesinden 20/12/2017 tarihli heyet raporu alınmış, bu raporda ise söz konusu imzanın ……’in eli ürünü olduğu tespit edilmiş, çelişki sebebiyle Ankara Polis Kriminal Laboratuvarında 3 kişilik heyetten rapor alınmak istenmiş, ancak bu aşamada takip konusu çek aslının kayıp edilmesi sebebiyle çek fotokopisi üzerinden inceleme yapılmış, aldırılan bu raporda da çek üzerindeki imzanın …..’e ait olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu icra mahkemesi dosyası istinaf yoluna gitmiş, dosyayı inceleyen Samsun BAM 4. HD. 14/02/2020 tarihli 2019/3386 E. 2020/475 K. ilamında dosyada birbiriyle çelişen 2 rapor bulunması sebebiyle raporu düzenleyenlerden birinin ATK olması rapora üstünlük tanımayacağı, alınan 3. Raporun fotokopi üzerinden alındığı nazara alındığında çelişkiyi gidermeye yetmeyeceği, bu haliyle uyuşmazlığın çözümünü dar yetkili icra mahkemesinin görevi dışında kalacağı nazara alınarak davacının imzaya itirazının kabulüne karar verildiği, bu sebeple takibin durdurulması yönünde karar oluşturulduğu görülmüştür. İcra dosyasının bu seyri aşamalarında dosyamız davacısı tarafından davacı vekilinin hesabına toplamda 65.000,00 TL yatırılmış, davacı tarafça da Samsun BAM 4. HD.’sinin kararından sonra 27/02/2020 tarihinde Trabzon İcra Müdürlüğünün 2020/5439 takip sayılı dosyasında ödenen bu miktarın tahsili amacıyla icra takibi yapılmış, davacının itirazı üzerine takip durmuş, akabinde süresinde mevcut dosyanın açılarak itirazın iptali talep edilmiştir.
Somut dosya içeriği ve içerisinde bulunan Araklı İcra Müdürlüğünün 2015/4 E. Sayılı takip dosyası, Araklı İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/3 E. 2019/10 K. Sayılı dosyası, bu dosya içerisine aldırılan raporların içerikleri dikkate alındığında mahkemesince çek aslının kaybolması sebebiyle yeniden rapor aldırılamaması da değerlendirildiğinde, mevcut haliyle davacı şirket yetkilisi …….’in imza incelemelerinin bir tanesinin .. tarafından yapıldığı, diğer incelemenin İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi tarafından yapıldığı, her ne kadar iki rapor birbiriyle çelişmişse de sonradan fotokopi üzerinden de olsa Ankara Polis Kriminal Laboratuvarında aldırılan 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı, bu haliyle artık ATK raporunun üstün tutulmasını gerektirecek somut bir bilirkişi raporunun daha bulunduğu, davalının illetten mücerret olan çeke dayandığı nazara alındığında mahkemece kurulan hükmün yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/09/2022 tarih ve 2020/292 Esas, 2021/418 Karar sayılı hükmüne yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan istinaf başvurusu sırasında alınan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile 21,40 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA.
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve gider/delil avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 02/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

… … … …
Başkan-… Üye-… Üye-… Katip-…
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı