Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2343 E. 2022/9 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/2343 – 2022/9
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2343
KARAR NO : 2022/9

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2021
NUMARASI : 2020/316 – 2021/408 E.K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 06/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ….isimli iş yerinin sahibi olduğunu, dava dışı …… firmasından satın alınan ancak defolu çıkan ürünlerin firmaya iadesi için davalı şirketin şubesine teslim edildiğini, ürünlerin dava dışı firmaya teslim edilmediği gibi müvekkile bilgi verilmediğini, dava dışı firma tarafından ürün bedellerinin tahsili amacıyla icra takibine girişildiğini, müvekkil tarafından hesaplarına konulan blokenin kaldırılması amacıyla icra borcunun ödenerek dosyanın kapatıldığını, harici araştırmalar sonucu ürünlerin davalı şirketin ambarında beklediğini öğrendiklerini, icra dosyasına yapılan ödemenin tahsili amacıyla davalı hakkında Trabzon İcra Müdürlüğünün 2020/2879 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesindeki beyanlarının iddiadan ibaret olduğunu, tutanak ile kayıt altına alınması gerekirken böyle bir kaydın olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilin sorumluluğunun TTK 882. maddesinde belirtilen özel çekme hakkı ile sınırlı olduğunu beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Davacı tarafından defolu olduğu gerekçesi ile dava dışı üçüncü kişiye ait satın alınan elbiselerin kargo şirketine 203967620131 gönderi takip numarası ile teslim edilmiş olduğu halde davalı kargo şirketi tarafından söz konusu ürünlerin dava dışı satıcıya iade edilmediği, ürün bedellerinin gönderilmemiş olması nedeni ile davacı aleyhine icra takibinin yapıldığı ve bu nedenle uğranılan zararın tazmini gerekçesi ile iş bu davanın açılmış olduğu, söz konusu olayda ürünlerin teslim edilmemesi ve davacının uğramış olduğu zararda davalı kargo şirketinin kusurunun bulunduğu anlaşıldığı, davalının kusurlu eylemi sonucu oluşan gerçek zarar miktarının TTK madde 882 uyarınca gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogram ağırlığı için özel çekme hakkını karşılayan tutar ile sınırlı olduğu, aldırılan bilirkişi raporunda bu tutarın 260,56 TL olduğunun belirtildiği, rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davalının Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2020/2879 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin asıl alacak 260,56 TL üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebinin alacak miktarının likit olmaması nedeniyle reddine” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarında dava dilekçesinde değinilen hiç bir hususta açıklama yapılmadığını, davalı beyanlarına dayalı tespit yapıldığını, maddi olgular ve kusur durumları araştırılmadan çekme hakkı karşılığı ücret tespiti yapıldığını, müvekkilin uğradığı gerçek zarar konusunda bir değerlendirme yapılmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, davalı şirketin ürünlerin teslim edilmediğini müvekkile bildirme borcu bulunmasına rağmen bu hususun da mahkemece göz ardı edildiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu kargonun müvekkil şirket tarafından alıcı adresine ulaştırıldığını ancak dava dışı şirket tarafından hasarlı olduğu gerekçesiyle teslim alınmadığını, söz konusu hasarın müvekkil şirketin davranışından kaynaklanmadığını, davacının basiretli bir tacir gibi davranıp ticari alışverişindeki alım satım ve iade prosedürünü takip etmesi gerektiğini, müvekkilin kargo sürecinde bir ihmali bulunmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, kargo taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili müvekkilinin ticaretle uğraştığını, dava dışı ………. firması ile cari hesap şeklinde işleyen ticaretinin bulunduğunu, bu firma tarafından gönderilen ürünlerin ayıplı olduğunun tespit edilmesi üzerine iade faturası düzenleyerek ürünleri gönderen firmaya iadesi için davalı firmaya verdiğini, gönderim ücretini ödediğini, bir zaman sonra firma tarafından aleyhine icra takibi yapıldığını, araştırdığında ürünleri göndermek için teslim ettiği davalı yanca ürünlerin teslim edilmediğini, kendisine de bilgi verilmediğini bu nedenle icra dosyasına ödediği miktarın tahsili için davalı aleyhine yaptığı icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiş;
Davalı ise davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda gönderi için belirlenen özel çekme hakkı karşılığı 260,56 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna getirmiştir.
Öncelikle davalının istinaf talebinin incelenmesinde; mahkemece 260,56 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüş olup karar tarihi itibariyle istinaf sınırı 5.880 TL olduğundan miktar yönünden bu talebin usulden reddi gerekmiştir.
TTK’nun 875. maddesinde taşıyıcının ziya ve hasardan sorumlu olduğu belirtilmiş, 882. maddesinde de sorumluluğun sınırları açıklanmıştır. Böyle bir sınırlama CMR madde 23/3’de de öngörülmüş ve buradaki düzenleme TTK madde 882’ye aynen geçmiştir. TTK 882 ve CMR 23/3’e göre ziya haline özgü olmak üzere, hesaplanan tazminat hiç bir zaman eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8,33 Özel Çekme Hakkını aşamayacaktır.
Sınırlı sorumluluk durumu bu olmakla beraber TTK madde 886’da “Sorumluluğu sınırlama hakkının kaybı” başlığı altında, taşıyıcının sorumluluktan kurtulma hallerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı hallerin belirlendiği görülmektedir. Benzer hükümler, sorumluluğun sınırlanmasının kaybedilmesi bakımından CMR madde 29’da da yer almaktadır. Taşıyıcının taşınan eşyalara zarar veren davranışının kasta dayanmasında taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaması hususunda bir tartışma yoktur. Buna karşın asıl önemli olan, kastın yanında aynı yaptırımı öngören diğer kavram olan pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinci ile işlemiş bir fiil veya ihmal kavramıdır. Bu kavram yeni bir kusur türüdür. Bu çerçevede her somut olayda, ortaya çıkan zarara sebep olan davranışın pervasız bir nitelik taşıyıp taşımadığı belirlenmelidir. Bu belirlenirken zararı doğuran taşıyıcı yada fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin zararın ortaya çıkması ihtimalini öngördüğü, bu öngörü içinde, zararın ortaya çıkma ihtimalinin büyük olduğunu bilip bilmediği esas alınacaktır (Doç.Dr. Burak Adıgüzel Taşıma Hukuku, Adalet Yayınevi, Ankara 2018).
Yukarıda da belirtildiği üzere davacının gönderisinin gönderi adresine teslim edilmediği sabittir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış kararlarına göre ise taşınan eşyanın kaybına ilişkin taşıyıcının herhangi bir açıklama getirmemesi hali sınırlı sorumluluk ilkesinin istisnasını oluşturmaktadır (Aynı yönde Ankara BAM 20 HD’nin 2017/922 Esas, 2018/408 Karar sayılı ilamı). Şu halde davalı yanca gönderinin yerine teslim edilmeyip kaybedilmesi ve bu yönde de bir açıklama getirilmemesi dikkate alındığında davalının eyleminin pervasızca bir hareket olduğunun kabulü gerekmiştir.
Dosya kapsamından davacı aleyhine İstanbul 28. İcra Dairesinin 2018/19033 Esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen ürünlerin bedeline ilişkin olarak icra takibine girişildiği ve davacı tarafından 11.529 TL ödenmek suretiyle bu dosyanın kapatıldığı sabittir. Davacının bu miktarı davalıdan istemesi yerindedir. Ancak yargılama aşamasında kaybolan gönderi bulunup davacıya teslim edilmiştir. Yani ürünler artık davacının elindedir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ürünlerin mevcut hali ile değerinin 6.225 TL olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla davalının elinde 6.225 TL’lik ürün bulunmaktadır. Sebepsiz zenginleşmeye olanak vermemek için davacının mevcut zararından bu miktarın düşülmesi suretiyle 5.304 TL üzerinden davanın kabul edilmesi gerekirken olayda uygulanma yeri bulunmayan özel çekme hakkı uygulanarak bulunan zarara hükmedilmesi yerinde olmamış ancak bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/1-b-2. maddesi uyarınca kaldırılıp, yerine esasa ilişkin yeniden hüküm tesisine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 352. ve 341. maddeleri uyarınca miktar itibariyle USULDEN REDDİNE,
1.a-İstinaf aşamasında yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya İADESİNE,
1.b-İstinaf nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/09/2021 tarih ve 2020/316 Esas, 2021/408 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 hükmü gereğince KALDIRILMASINA,
3-Kaldırılan hükmün yerine;
“3.a-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile davalının Trabzon İcra Dairesinin 2020/2879 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 5.304 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3.b-Alacak bilirkişi incelemesi ile tespit edildiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine taktiren yer olmadığına,
3.c-Karar verilen miktar üzerinden alınması gereken 362,31 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 139,59 TL’nin mahsubu ile bakiye 222,72 TL bakiye harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3.d-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3.e-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
3.f-Davacının yapmış olduğu 1.248,20 TL yargılama giderinin davanın kabul oranı (%45) dikkate alınarak hesaplanan 561,69 TL ve 193,99 TL harç masrafı olmak üzere toplam 755,68 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
3.g-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320 TL arabulucuk ücretinin davanın kabul-red oranı dikkate alınarak hesaplanan 594 TL’nin davalıdan, ‭726 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA,
3.h-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesinin 1. fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACIYA İADESİNE”
şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
4-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yatırılan istinafa karar harcının talep halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 162,10 TL başvuru harcı ve 16,50 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 178,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadan karar verilmiş olması nedeniyle davacı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde KESİN olmak üzere 06/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Katip
e-imzalı