Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2287 E. 2022/828 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/2287 – 2022/828
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2287
KARAR NO : 2022/828

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2021
NUMARASI : 2020/380 – 2021/449 E.K.

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 20/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/05/2022

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketinin 181739068 numaralı ZMMS Poliçesi ile sigortaladığı, dava dışı …..’ın maliki olduğu, …. plakalı aracın müvekkilinin maliki olduğu…… plaka sayılı araca çarptığını ve hasara uğrattığını, araç maliki olan davacının meydana gelen kazada kusursuz olduğunun düzenlenen kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, kaza ile ilgili sigorta şirketi nezdinde açılan 10139762 numaralı hasar dosyasında alınan eksper raporuna göre davacıya ait aracın 35.000,00 TL hasarlı olduğunun tespit edildiğini, ancak araştırma raporuna göre kazanın anlaşmalı kaza olduğu iddia edilerek hasar bedelinin ödenmediğini, ZMMS Poliçesi kapsamında kalan hasarın ödenmemesi üzerine yasal düzenleme gereği öncelikle sigorta şirketine 07/07/2020 tarihli dilekçe ile müracaat edildiğini, talep dilekçelerinin davalı sigorta şirketine 13/07/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup yasal 15 günlük süre içinde herhangi bir ödeme yapılmadığını, cevap da verilmediğini, zorunlu arabuluculuk kapsamında davalı sigorta şirketi ile uzlaşma adına arabulucuya başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle davalarının kabulü ile, hasar bedeli olarak 100,00 TL ve değer kaybı olarak 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini dava ve talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Dava dilekçesinin davalı sigorta şirketine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı tarafın davaya karşı cevap vermediği ve duruşmalara da katılmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Her ne kadar davalı sigorta şirketi dava konusu trafik kazasının gerçek bir trafik kazası olmadığını, dolandırıcılık niteliğinde anlaşmalı kaza olduğunu belirterek davacının tazmin taleplerini reddetmiş ve görülmekte olan davada savunma yapmış ise de; davacı taraf aleyhinde dolandırıcılık nedeni ile yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunmamış ve böyle bir şikayette bulunduklarına dair Mahkememize bilgi vererek soruşturma dosyasının sonucunun beklenmesini talep etmemişlerdir, ayrıca dolandırıcılık iddiaları yönünden herhangi bir delil sunmayıp, bir takım tahmin ve varsayımlara dayanmışlardır. Bu durum yani dolandırıcılık sonucu zarara uğratılmak istenen davalı sigorta şirketinin hiçbir yasal yola başvurmamış olması, davacı taraf aleyhinde şikayetçi olmaması hem hayatın olağan akışına aykırılık teşkil etmekte hem de bu yöndeki savunmalarındaki samimiyeti haleldar etmektedir. Bu nedenlerle davalı tarafın dava konusu trafik kazasının gerçek bir kaza olmayıp anlaşmalı kaza olduğuna dair savunmaları Mahkememizce muteber bulunmamıştır.” gerekçeleriyle alınan bilirkişi raporları ile davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan aracın davacının aracına %100 kusurlu olarak çarpması sonucu davacının 35.000,00 TL zarara uğradığının anlaşılması neticesinde davacının davasının ıslah edilmiş hali ile kabulü ile 35.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı sigorta şirketi vekili 15/11/2021 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketçe açılan hasar dosyasında bulunan belgeler incelendiğinde mağdur araç sürücüsü olan …..’un Frisk listesinde bulunan organize hasar düzenleyen bir şahıs olduğu, kendisine ait servisinin bulunması ve kazaya karışan aracının da kendi servisinde bulunduğunun tespit edilmesinin şüpheni bulunması üzerine kaza ile ilgili araştırmacı görevlendirildiğini, araştırma raporuna göre kazanın bulunduğu yerde kamera bulunmadığının, kaza yeri incelemesi esnasında karşı araç sürücüsü …….’un şüpheli tavırlar sergilemesinin, meydana gelen kazada araçta daha fazla hasarın bulunması gerektiğini, olay yerinde fren izlerinin bulunması gerektiğinin, olay yerine intikal eden polis memuru ile yaptığı görüşmede de kazaya karışan araçların çarpma noktalarında belirgin bir hasar olmadığını ve polis memurlarının da kazadan şüphe duyduklarını beyan ettiklerinin, kazaya karışan taraflar ve araç maliki aralarında kaza öncesi ve kaza sonrasında telefon konuşması olduğunun tespit edilmesine rağmen tarafların kazadan önce ve kaza sonrasında birbirlerini tanımadıklarının beyan ettiklerinin tespit edilmesinin kazanın senaryo kaza olduğu ihtimalini güçlendirdiğinin tespit edildiğini, ayrıca davalı vekili mahkemece aldırılmış olan bilirkişi raporuna karşı yapmış olduğu itirazlarında da; bilirkişilerce kaza araştırmacı raporunun değerlendirilmediğini, mahkemenin ise taraflarınca yapılmış olan itirazları değerlendirilmeksizin eksik değerlendirmeler sonucu oluşturulmuş olan bilirkişi raporu dayanak yapılarak karar verdiğini, dosyaya sunmuş oldukları iddialarına ilişkin suç duyurusunda bulunulmamasının yapmış oldukları savunmaları ortadan kaldırmamakta olduğunu, yerel mahkemenin savunmalarının haklılığının ispatı için bir ceza dosyasının bulunmasını şart koştuğunu ancak iddiaları ile ilgili ceza dosyasının bulunmasının şart olmadığını ve iddia ettikleri hususların mahkemece bilirkişilere yaptırılacak olan inceleme ile de tespit edilebileceğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2018/1083 Esas, 2020/259 Karar ve 05/02/2020 tarihli kararında da ceza dosyasının olup olmaması hususunun önemsenmemiş olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına karar verilemesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazası sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; 27/12/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacının aracında oluşan hasar yüzünden kazaya sebebiyet veren ….. plakalı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen davalıya karşı açmış olduğu tazminat davasında mahkemesince ATK. Trafik İhtisas Dairesinden 01/04/2021 tarihli rapor alındığı, akabinde makine bilirkişisi Prof. Dr. ….’den tazminata yönelik rapor alındığı ve davalı iddialarının kabul edilmeyerek tam kabul yönünde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Alınan raporların olay ve oluşa uygun karar vermeye yeterli, denetime elverişli olduğu görülmüştür. Davalı sigorta şirketi kazanın kurgu bir kaza olduğunu ileri sürmüş ise de, TTK’nun 1282. maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1281. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.(Yargıtay 17. HD. 14/12/2015 tarih 2015/4912 E. 2015/14016 K. Vb.)
Dosya kapsamında hasarın teminat dışında kaldığı hususu, davalı sigorta şirketince somut delillerle ispatlanamadığından kazanın belirtilen yer, şekil ve zamanda meydana geldiği, sigorta geçerlilik süresi içinde gerçekleşen rizikonun teminat kapsamında kaldığı kabul edilerek ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapor ile dava konusu kazanın oluşumunda tarafların kusur oranları belirlenip, daha sonra davacıya ait araçta oluşan gerçek zarar yönünden rapor aldırılarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verildiği anlaşıldığından davalı istinaflarının yerinde olmadığı görülmüştür.
Tüm bu nedenlerle mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu görülmüş davalının tüm istinaf itirazlarının HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davalının Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/10/2021 tarih, 2020/380 Esas, 2021/449 Karar sayılı karına yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gerekli 2.390,85 TL harçtan istinaf başvurusu sırasında alınan 597,71 TL peşin harcın mahsubu ile 1.793,14 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davalı aleyhine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA.
5-İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince davalıya İADESİNE YER OLMADIĞINA.
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, gider/delil avansı iadesi ve harç tahsile ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 20/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan- Üye- Üye- Katip-
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı