Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/228 E. 2021/425 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/228 – 2021/425
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/228
KARAR NO : 2021/425

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2020
NUMARASI : 2019/176 Esas 2020/483 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/….Esas sayılı dosyası kapsamında borçlu ….. ile müvekkil banka arasında gerçekleştirilen 16/04/2015 tarihli kredi sözleşmesi ve ….. ve …… ile kefalet sözleşmesine dayanan borcun ödenmemesi dolayısıyla borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin taraflara tebliğ edildiğini, borçlulardan …. ve ….’un 03/11/2017 tarihinde itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiklerini, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemeye açılmadığını, Araklı Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesine açılması gerektiğini, davanın yetki nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kefalet işlemi gerçekleşirken kanunen aranmış şartların yerine getirilmediğini, müvekkillerinin eşlerinin kefalet işlemine yazılı rızasının mevcut bulunmadığını bu nedenlerle davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dava konusu uyuşmazlığın genel kredi sözleşmesine müteselsil kefaletten kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin olduğu, uyuşmazlığın taraflarından birinin Halk Bankası A.Ş., diğer taraflarının ise gerçek kişiler olduğu, bununla birlikte davacı ile dava dışı asıl borçlu arasındaki sözleşmenin taksitli ticari kredi, kredili ticari mevduat hesabı ve gayri nakit çek kredisi ilişkisi olduğu, dolayısıyla kefil olunan borcun ticari bir borç olduğu, davalı kefillerin genel kredi sözleşmesine el yazıları ile ve kefalet limitleri belli olacak biçimde müteselsil kefil sıfatıyla imza atmış oldukları görülmüştür. Uyuşmazlık; kefillerin borçtan sorumlu olup olmadıkları noktasında bununla bağlantılı olarak da kefalet sözleşmesinin kanunun aradığı şekil ve geçerlilik koşullarını taşıyıp taşımadığı noktasında toplanmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583 vd. maddelerinde kefalet sözleşmesinin şekil şartları gösterilmiş olup maddeye göre, kefalet sözleşmesi yazılı şekilde, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacaktır. Kefilin sorumlu olduğu miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefalet durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi ifadeyle yükümlülük altına girdiğini sözleşmede kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. 584’te ise eşlerin sözleşmeden kefil olarak sorumlu olabilmeleri için haklarında mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça- ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceği, bu rızanın ise sözleşme kurulmadan önce veya en geç sözleşme anında mevcut olması gerektiği düzenlenmiştir. Maddenin son fıkrasında ise eşin rızası kuralının istisnaları düzenlenmiş olup buna göre; ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleriyle ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefaletleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletlerde eşin rızası aranmayacaktır. Somut olayda dosya arasındaki kefalet sözleşmesinin, madde metninde belirtilen yazılılık, kefilin sorumlu olacağı azami meblağ, kefalet türü ve kefalet tarihinin kefilin el yazısı ile yazılması gerekliliğine dair şartları taşıdığı görülmüştür. Ancak sözleşmede, sözleşme tarihi olan 16.04.2015 tarihi itibariyle medeni durumu evli olan davalı kefillerin eşlerinin kefalete rızası olduğuna dair herhangi beyan ve imza görülmemiştir. Dosya arasında bulunan 23/12/2019 tarihli 2.Ek bilirkişi raporunda da bu husus davalıların kefalet tarihi itibariyle esnaf veya sanatkarlar siciline kayıtlı olup olmadıkları sonucuna göre sorumluluklarının doğabileceği şeklinde mütala edilip bu ihtimal dahilinde alacak ve faiz hesabı yapılıp sunulmuştur. Davacı vekili rapora karşı beyanlarında davalıların Şöförler ve Esnaf Odasına kayıtları olduğunu belirterek bilirkişinin raporundaki bu tespite katıldıkları beyanıyla davanın kabulünu talep etmiştir.TBK m.584/3’teki istisnai durumlar arasında yer alan esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletlerde eş rızası kuralının uygulanmaması için verilecek kefaletin mesleki faaliyetle ilgili olması gerekmektedir. Dosyada sözleşme tarihinde medeni durumları evli olan gerçek kişi davalıların kefaleti, kendi mesleki faaliyetleriyle ilgili verdiklerine dair bir iddia, bilgi yahut belge olmadığından davalıların kefaletinin istisnai durumlardan olduğu düşünülemez. Dolayısıyla sözleşme tarihinde evli olan davalıların eşlerinin kefalete rızaları alınmadığı anlaşıldığından her iki davalının da kefil olarak sorumlu olamayacakları kanaatine varılmıştır.” gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece verilen kararın hukuka aykırı ve haksız bir şekilde reddedildiğini, dava konusu olay bakımından yerel mahkemenin değerlendirmelerin eksik bırakıldığını, davalıların kefalet tarihi itibariyle esnaf ve sanatkarlar odasına kayıtlı oldukları, bu nedenle söz konusu kefalet sözleşmesinde eşin rızasına gerek olmadığını, alınan kredinin ticari nitelikte kredi olduğu göz önüne alındığında davalıların müteselsil kefilliğe ilişkin şartları tamamlamış olduğu, davalıların icra takibine yaptıkları itirazı haksız olduğu ve itirazın iptalinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; kefalet sözleşmelerinde eşin rızası TBK’nın 584.maddesinde “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.(Ek fıkra: 28.03.2013 – 6455/77 md.) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” şeklinde düzenlendiği, somut olay incelendiğinde de, davalıların mesleki faaliyetleriyle ilgili olarak verilmiş bir krediden bahsedilemeyeceği bu noktada dosya kapsamında her hangi bir delilin sunulmadığı anlaşıldığından, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu görülmüş davacının tüm istinaf itirazlarının HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacı vekilinin Trabzon Asliye Tİcaret Mahkemesinin 30/12/2020 tarih, 2029/176 Esas, 2020/483 Karar sayılı ilamına yönelik İstinaf Kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE.
2-İstinaf başvurusu sırasında harç peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA.
3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davacı aleyhine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA.
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, gider/delil avansı iadesi ve harç tahsile ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 16/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye …… Üye…. Katip ….
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı