Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2038 E. 2022/541 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2038
KARAR NO : 2022/541

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2021
NUMARASI : 2018/346 Esas-2021/387 Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari nitelikli alım-satım ilişkisi bulunduğunu, bu ilişki uyarınca düzenlenen faturalara konu alacağın tahsili için davalı aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün 2018/16326 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığını, söz konusu takibin davalının haksız ve kötü niyetli itirazı uyarınca durduğunu ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu faturalardaki malların bedeli ödenmesine karşın müvekkiline teslim edilmediğini, taraflar arasındaki ilişki uyarınca müvekkilinin borcunun bulunmadığı gibi aksine alacaklı olunduğunu, aksinin kabulü halinde dahi dayanak faturaların kapalı fatura olmaları sebebiyle davacının alacak talebinde bulunamayacağını savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Davacı şirket fatura alacağından kaynaklı takip başlattığı, takibe yapılan itirazın iptali için iş bu davanın açıldığı, tarafların ticari defterleri üzerinden aldırılan bilirkişi raporunda davalının ticari defterlerini sunmadığı, davacının ticari defterlerinin ise usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, 166214 nolu 12.054,72 TL’lik faturanın tahsil edilerek hesabının kapatıldığı, 47268 nolu 25.000 TL’lik faturanın ise davacının ticari defterlerinde yer almadığı, 166307 ve 166308 nolu 42.176,74 TL’lik faturaların ise açık fatura olduğu, davacının defterlerinde kayıtlı olup tahsilinin yapılamadığı anlaşılmıştır. Davalı vekili …… nolu çeklerin iş faturaya istinaden ödendiği iddiasında bulunmuş ise de çek bedellerinin ödendiğini dosya kapsamında ispat edememiştir. Talep edilen icra inkar tazminatının ise hangi faturaya istinaden davalı tarafınca ödeme yapılacağı belirli olmadığından alacak miktarının likit olmaması nedeniyle talebin reddine, davanın kısmen kabulüne aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, davalının Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2018/16326 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin 42.176,74 TL miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Davacı vekili icra inkar tazminatı talebinin alacak miktarının likit olmaması nedeniyle REDDİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece mahkemece eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna istinaden karar verildiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekilince davalı aleyhine faturalara dayanılarak icra takibinde bulunulmuş olup fatura tek başına alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Bunun yanı sıra faturaya konu işin yapıldığı veya malların borçluya teslim edildiği hususunun alacaklı tarafından ispat edilmesi gereklidir. Zira davalı borçlu tarafından gerek takibe itiraz sırasında gerekse cevap dilekçesinde faturalara konu malların teslim edilmediği savunmasında bulunulmuştur. Davacının kendi ticari defter ve belgeleri de fatura muhteviyatının davalıya teslim edildiğini ispata elverişli kabul edilemez.
Öte yandan Türk Ticaret Kanunu’nda faturanın tanımı yapılmamakla birlikte Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesinde fatura; “Satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesikadır” şeklinde tanımlanmıştır. Bu durumda fatura; ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari bir belge niteliğindedir. Açık fatura; mal veya hizmet tesliminde müşterinin mal veya hizmet bedelini faturanın düzenlendiği anda ödemediği satışlar için düzenlenir. Açık faturada satıcının kaşe ve imzası faturanın üst kısmında yer alır. Kapalı fatura ise mal veya hizmet teslimi sırasında fatura bedelinin ödendiği satışlarda düzenlenmekte olup bu nevi faturalarda satıcının kaşe ve imzası faturanın alt kısmında yer alır. Kapalı fatura düzenlenmesi mal veya hizmet bedelinin ödendiğine karine teşkil eder.
Davalı vekilince sair itirazların yanı sıra takibe konu 166307 ve 166308 nolu faturaların kapalı fatura oldukları, bu durumun fatura bedellinin tahsil ettiğine karine teşkil ettiği savunmasında da bulunulmuştur. Ancak dosya kapsamında fatura asıllarına rastlanılmadığından Dairemizce bu hususta bir değerlendirme yapılamamıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; takibin faturaya dayandığı, davalı tarafından fatura muhteviyatının teslim edilmediğine ilişkin savunmada bulunulduğu, davacı defterlerinin bu hususu tek başına ispata elverişli sayılamayacağı, bu husustaki ispat yükünün davacıda olduğu gözetilerek fatura muhteviyatının davalıya teslim edilip edilmediğine ilişkin araştırma ve değerlendirme yapılması, teslim hususunun ispatlanamaması halinde davanın reddi cihetine gidilmesi, aksinin kabulü halinde davalının fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin savunması (faturaların kapalı fatura olduğu yönündeki) üzerinde durularak fatura asılları dosyaya celbedilerek bu yönde değerlendirme yapılması ve hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesinden ibarettir.
Açıklanan bu durum karşısında davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın, HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15.09.2021 tarih ve 2018/346 Esas, 2021/387 Karar sayılı kararın, dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın DAVALIYA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davalı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 28/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.