Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2022 E. 2022/709 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/2022 – 2022/709
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2022
KARAR NO : 2022/709

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2021
NUMARASI : 2019/485-2021/51 E.K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 25/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin pastane işlettiğini, söz konusu işletme uyarınca davalı ile aralarında abonelik sözleşmesi de bulunduğunu, 22.06.2019 tarihinde 03.00-21:00 saatleri arasında yaşanan elektrik kesintisi nedeniyle müvekkiline ait işletmede bulunan ürünlerde ekşime ve bozulmalar yaşandığını, olay sonrasında sigorta eksperince yapılan ekspertiz uyarınca zarar miktarının 5.958,00-TL olarak tespit edildiğini, ancak zararın sigorta teminatı kapsamında kalmaması nedeniyle müvekkiline ödeme yapılmadığını, davalı tarafından zararın giderilmediğini, müvekkilince yapılan icra takibinin de davalının haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin davamına karar verilmesini, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı, husumet ve hak düşürücü süreye ilişkin itirazları yanı sıra kesintinin müvekkilinin kusurundan kaynaklanmadığını, zarar gören malzemeler nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının kendi kusuru ile zararın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 22.06.2019 tarihinde saat 03:00’dan 21:00’a kadar yaşanan elektrik kesintisi nedeni ile davacının işletmesinde bulunan dondurma, yaş pasta, hamur gibi ürünlerin bozulması ve ekşimesinden kaynaklı zarara uğradığından takibe itiraz üzerine açılan işbu davada; davalı şirkete yapılan başvuru dilekçesinde olayının Karayolu Bölge Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan çalışmalar neticesinde elektrik kesintisinin kabul edildiği, bu nedenle davalının müteselsil sorumlu olarak kusurlu bulunduğunun ikrar edildiği, meydana gelen zararla kesinti eylem arasında illiyet bağının bulunduğu, iş yerinin sigortalandığı şirket tarafından tutulan ekspertiz raporunda davacının 5.958,00 TL zararının oluştuğu tespit edildiği, söz konusu zararın teminat kapsamında olmadığı raporda anlaşıldığı bu nedenle mükerrer ödemenin söz konusu olmayacağı anlaşıldığından açılmış olan davanın kısmen kabulüne aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Davalı şirkete yapılan başvurunun hasarın giderilmesi talepli olması nedeni ile temerrüt olayı gerçekleşmeyeceğinden faiz talebine hükmedilmemiştir. Alacağın ekspertiz raporu ile belirlenebilir olduğu gözetilerek asıl alacak üzerinden icra inkar tazminat talebine hükmedilmiştir.” şeklindeki gerekçelerle
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, davalının Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2019/30965 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin 5.958,00-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-Davacı vekili icra inkar tazminatı talep ettiğinden talep edilen ana paranın %20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece bilirkişi raporu alınmadan davacının sunduğu belgelere itibar edilerek karar verildiğini, kesintinin dava dışı Karayolları ekipleri tarafından yapılan çalışmalar nedeniyle yaşandığını, bu nedenle müvekkilinin kesinti nedeniyle kusurunun olmadığını, öte yandan kesintiler nedeniyle ürün kaybı, kar kaybı gibi sebeplere bağlı olarak müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür (TBK m.69).
Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden “olağan sebep sorumluluğu”dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Enerji nakil hatları da yapı eseri niteliğinde olup, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını davalı şirket yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur.
Elektrik enerjisinin taşındığı enerji nakil hattı ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir. Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15).
Öte yandan; taraflara arasında abonelik sözleşmesi de bulunmakta olup davalı bu sözleşme uyarınca sürekli ve kesintisiz biçimde aboneye elektrik sağlama yükümlüğü altında olduğundan sözleşmenin eksik veya ayıplı ifası nedeniyle de sorumluluğu bulunmaktadır.
Somut olayda; 22.06.2019 tarihinde meydana gelen elektrik kesintisi sonucunda, davacıya ait pastanede bulunan malzemelerin soğutma sisteminin çalışmaması nedeniyle bozulup kullanılamaz hale geldiği sabittir. Davalı şirketin hem abonelik sözleşmesi uyarınca hem de TBK’nun 69 uncu maddesine dayalı kusursuz sorumluğu bulunmakta olup, somut olayda oluşan zarar ile elektrik kesintisi arasında uygun illiyet bağının kurulduğunun kabulü de gerekir. Her ne kadar kesintiye bağlı zararın üçüncü kişinin fiili nedeniyle oluştuğu savunulmuş ise de üçüncü kişinin fiili illiyet bağını keser nitelikte olmadığı gibi davacının tazmin edeceği zarar uyarınca üçüncü kişiye kusuru oranında rücu imkanı da bulunmaktadır. (Yargıtay 3. HD’nin 2021/1182-2021/12606 Esas-Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Bununla birlikte zararın sigorta eksperince ayrıntılı ve denetime elverişli şekilde tespitinin yapıldığı, bu aşamada yeniden bilirkişi raporu alınmasına da gerek bulunmadığı gözetildiğinde mahkemece verilen kararda bu yönler itibariyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak dava itirazın iptali istemine ilişkin olup alacağın varlığı ve miktarı yargılama sonucunda belirleneceğinden ortada likit bir alacağın mevcudiyetinden söz edilemez. Bu nedenle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
Ne var ki bu hususun giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kaldırılmasına, yerine esasa ilişkin yeniden hüküm tesisine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulüyle Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 03.02.2021 tarih ve 2019/485 Esas, 2021/51 Karar Sayılı kararın HMK’nun 353/(1)-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a)Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, davalının Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2019/30965 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin 5.958,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
b)Alınması gereken 406,99-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 76,16-TL’nin mahsubu ile bakiye 330,83‬-TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
c)Davacı tarafından yatırılan başvuru ve peşin harç toplamı olan 120,56-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
ç)Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
e)Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca hesap edilen 346,95-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
f-Davacının yapmış olduğu yargılama gideri olan 83,55-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranları dikkate alınarak takdiren 78,95-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
g)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davanın kabul ve ret oranları dikkate alınarak ‭‭1.247,36 TL ‘nin davalıdan, ‭72,64‬ TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA,
ğ)Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACILARA İADESİNE,” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvuru sırasında yatırılan peşin harcın DAVALIYA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı tarafından yargılama gideri olarak yapılan BVH 162.10-TL, posta gideri 57,20-TL toplamı 219,30-TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Kararın taraflara tebliğine, kesinleştirme, harç ve gider avansına yönelik işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
6-İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince davalıya iadesine YER OLMADIĞINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 25/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.