Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2002 E. 2022/640 K. 17.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/2002 – 2022/640
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2002
KARAR NO : 2022/640

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2021
NUMARASI : 2021/210-2021/229 E.K.

DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 18/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilince davalı aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün 2019/14144 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine başlandığını, söz konusu takibin davalının haksız ve kötü niyetli itirazı uyarınca durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinde talep edilen faiz oran ve miktarlarının yasaya aykırı olduğunu, alacaklı tarafından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip başlatılmasına rağmen diğer icra dosyasına ilişkin bilgi verilmediğini, bu nedenle mükerrer takip olma ihtimaline binaen itiraz edilmek durumunda kalındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Mahkememiz dosyasını inceleyen Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 06.04.2021 tarih ve 2021/428 Esas-2021/584 Karar sayılı ilamı ile; “… tüketici mahkemesi kararında belirtildiği üzere dava ticari nitelikli olup TTK’nun 5/A maddesi uyarınca arabuluculuğa tabidir. Usul ekonomisi uyarınca davacının görevsizlik kararının kesinleşmesine kadar geçecek süre zarfında arabuluculuğa başvurma şartını yerine getirmesine de engel bulunmamaktadır. Öte yandan Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince tensiben karar verildiğinden görevsizlik kararı sonrasında arabuluculuğa başvuru şartının yerine getirilip getirilmediğine ilişkin bir araştırma yapılmaksızın, bu hususta davacı vekilinin beyanları alınmadan davanın reddine karar verilmiştir. O halde mahkemece yapılması gereken iş; tüketici mahkemesince verilen görevsizlik kararının 7226 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi uyarınca duran süreler de gözetilmek suretiyle usulen kesinleşmiş sayılması gereken süre öncesinde arabuluculuğa başvuru şartının yerine getirilip getirilmediği hususu davacı vekilinden sorularak başvuru şartının yerine getirilmesi halinde davanın esasının incelenmesi, başvuru şartının yerine getirilmediğinin tespiti halinde ise dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinden ibaretir. Açıklanan bu durum karşısında davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazları doğrultusunda mahkemece verilen kararın, HMK’nun 353/1-a-4. maddesi uyarınca kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekli gözetilerek davalı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına…” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İstinaf ilamı taraf vekillerine tebliğe gönderilmiş ve dosya istinaf sonrasında Mahkememizin yukarıda numarası belirtilen esas numarasına kayıt edilmiştir.
Mahkememizce yapılan tensip zaptının ara kararı gereğince; davacı vekiline, uyuşmazlık konusu olay ile ilgili davalı aleyhine arabulucuya başvurulup başvurulmadığının sorulmasına, başvurulmuş ise ilgili evrakların dosyaya sunulması için 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içinde ilgili evraklar dosyaya sunulmaz ise arabulucuya başvurulmamış sayılacağı ve HMK’nun 114/2 ve 115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verileceğinin ihtar edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 27/04/2021 havale tarihli dilekçesi ekinde arabuluculuk başvuru son tutanağını sunmuştur. Arabuluculuk başvuru son tutanağı incelendiğinde başvuru tarihinin İstinaf Mahkemesi karar tarihinden dahi sonrası olan 12/04/2021 tarihi olduğu anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; Dava konusu uyuşmazlığın alacak nedeniyle İtirazın İptali davasına ilişkin olduğu, 7155 sayılı kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” hükmü uyarınca, “Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması” gerektiği, yine 7155 sayılı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasına cümle ekleyen 23. maddesi ile arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilir hükmünü içerdiği, 7155 sayılı yasanın ilgili hükmünün 01/01/2019’dan sonra yürürlüğe girdiği sabittir.
Görülmekte olan dava Trabzon Tüketici Mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine Mahkememize gelmiş olup Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 06.04.2021 tarih ve 2021/428 Esas-2021/584 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; Trabzon Tüketici Mahkemesince görevsizlik kararının kesinleşme işlemleri, 13/03/2020 tarihinden 15/06/2020 tarihine kadar yargıda sürelerin durmuş olması ve 15/06/2020 tarihinden sonra hukuki işlemler (ve istinaf) için sürelerin 15 gün uzatılmış olması nedeni ile hatalı tarihte (18/03/2020) kesinleştirilmiştir. Yani Trabzon Tüketici Mahkemesince verilen görevsizlik kararının istinaf süresi 30/06/2020 tarihinde dolmakta olup davacı tarafça arabulucuya başvuru işlemi ise bu tarihten yaklaşık 1 yıl sonra 12/04/2021 tarihinde yapılmıştır. Bir başka anlatımla Trabzon Tüketici Mahkemesince verilen görevsizlik kararı 30/06/2020 tarihinde kesinleşmiş olup davacı tarafça bu kesinleşme tarihinden öncesine ilişkin bir arabuluculuk başvurusu mevcut değildir. Bu nedenle davanın HMK’nun 114/2 ve 115 maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.” şeklindeki gerekçelerle;
1-Davanın zorunlu arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; itirazın iptali davalarının arabuluculuğa tabi olmadığını, davalı vekilinin icra dosyasında mevcut vekaleti uyarınca vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, BAM kararı sonrasında arabuluculuk sürecinin tamamlandığını, bu haliyle dava şartı noksanlığının ortadan kalktığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; mahkemece Dairemizin kaldırma kararı uyarınca işlem yapılmasına, Yargıtay 23. HD’nin 2020/1943 Esas ve 2020/4052 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere ticari nitelikli itirazın iptali davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının dava şartı mahiyetinde olmasına, bu husus tamamlanabilir dava şartı niteliğinde olmadığından 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin gerekmesine, davalı vekilince icra dosyasına vekaletname ibraz edilerek borçlu vekili sıfatıyla borca itiraz edildiği gibi yargılama sırasında davalı vekili olarak davanın takip edilmesine göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.05.2021 tarih ve 2021/210 Esas-2021/229 Karar Sayılı kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurularının HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansına ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.