Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/198 E. 2021/249 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/198 – 2021/249
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/198
KARAR NO : 2021/249

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2020
NUMARASI : 2019/380 Esas-2020/425 Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 19/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı …… Ltd. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, davalının söz konusu kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçlu ile birlikte davalıya hesap kat ihtarı gönderildiğini, ihtar uyarınca borcun ödenmemesi üzerine Trabzon İcra Müdürlüğünün 2018/31805 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine başlandığını, söz konusu takibin davalının haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine vaki itirazının ticari kredili mevduat hesabından kaynaklı 10.646,98-TL alacak yönünden iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın kefil olunan kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığını, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini savunarak davanın reddiyle davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Tarafların dayandıkları tüm deliller ve özellikle dava konusu kredi sözleşmesine ilişkin tüm bilgi ve belgeler Mahkememizce toplanarak dosya kapsamında 1 bankacı ve 1 hukukçu bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu aldırılmış ve bilirkişiler Hesap Uzmanı-hukuçu ….. ve Bankacı …… tarafından tanzim edilen 26/10/2020 havale tarihli bilirkişi raporundan; davalı ……’ın yalnızca 30.04.2010 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesindeki kefaleti nedeniyle, kefalet imzasının bulunmadığı 23.01.2018 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin imzalanma tarihine kadar kullandırılan kredilerden sorumlu olduğu, Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2018/31805 Esas sayılı takip dosyasında talep edilen yukarıda detayı yazılı, Ticari Kredili Mevduat kredi alacalının, davalının kefalet imzası bulunmayan tarihinde imzalanmış olan sözleşme kapsamında kullandırılmış olduğu tespit ile davalının, dava konusu olan banka alacağının ödenmesinde sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmış ve davanın reddi gerekmiştir.
Son olarak değinilmesi gereken husus ise davalı tarafın talebi olan Kötü Niyet Tazminatı talebidir. Bilindiği üzere takip alacaklısının aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için takip alacaklısının başlattığı icra takibinde haksız olması yeterli olmayıp aynı zamanda da takibi kötü niyetle başlatmış olması gerekmektedir. Yani bir başka anlatımla kötü niyet tazminatına karar verilebilmesi için, takip alacaklısının alacaklı olmadığını bilerek veya basit bir inceleme ile alacaklı olmadığını anlayabilecek iken bu incelemeyi dahi yapmadan takip başlatmış olması gerekmektedir. Somut olayımızda takip alacaklısı bir banka olup davalı aleyhinde kin ve intikam gibi duygularla takip başlatmadığı hususunda hiç bir kuşku yoktur fakat; dava konusu kredi sözleşmesi ve bu sözleşmeye bağlı tüm bilgi ve belgeler davacı bankanın elinde mevcuttur buna rağmen davacı banka tarafından davalı aleyhinde sorumlu olmadığı borç için takip başlatılmıştır. Bu nedenle davalı aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği değerlendirilmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
” şeklindeki gerekçelerle davacının davasının REDDİNE, asıl alacağın %20’si oranında (2.129,40 TL) kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmelerin isabetsiz olduğunu, dava konusu alacak yönünden davalının kefaleti nedeniyle sorumluluğunun devam ettiğini, öte yandan müvekkili aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; mahkemece hükme esas alının bilirkişi raporunun somut olaya uygun, taraf ve yargı denetimine açık ve hüküm kurmaya elverişli bulunmasına, alınan bilirkişi raporu uyarınca davalının kefaletinin bulunduğu kredi sözleşmesi uyarınca davacıya herhangi bir borcun bulunmadığı gibi dava konusu alacağın davalının kefaleti bulunmayan sonraki tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklanmasına, basiretli tacir gibi davranılmayıp kefalete ilişkin imza bulunmayan sonraki tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak uyarınca yapılan takip nedeniyle davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik olmamasına göre, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.11.2020 tarih ve 2019/380 Esas-2020/425 Karar Sayılı kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
6-İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davacı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince davacıya iadesine YER OLMADIĞINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 19/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.