Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/182 E. 2021/205 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/182
KARAR NO : 2021/205

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2020
NUMARASI : 2018/691 – 2020/407 E.K.
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Tazminat
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 05/12/2015 tarihinde içerisinde yolcu olarak bulunduğu 61 … plaka sayılı aracın tek taraflı trafik kazası yapması neticesinde omuriliğinin kırılarak yaralandığını, 61 … plaka sayılı aracın davalı şirket tarafından sigortalı olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası uzun bir tedavi gördüğünü ve hayat boyu sürekli sakat hale geldiğini, müvekkilinin maruz kaldığı zararların tazmininden davalı şirketin sorumlu olduğunu beyan ederek şimdilik 10.000 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yeni genel şartlara tabi olduğunu, davacının müvekkil şirkete herhangi bir başvurusu ve talebinin olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Davanın kısmen kabül kısmen reddi ile 240.390,10 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair davanın reddine” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, dava şartı yerine getirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davacının yaralanmasının düşme kaynaklı olup kaza ile ilgisinin olmadığını, davacının gelirinin işletme geliri olarak değerlendirildiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, maluliyete dayalı maddi tazminat talebine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
05/12/2015 tarihinde davacının içerisinde bulunduğu 61 … plakalı aracın Gümüşhane İli sınırları içerisinde tek taraflı trafik kazası yaptığı, kaza sonucu davacının yaralandığı ve sonuçta iş bu davanın açıldığı belirgindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda hatır taşıması indirimi de yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme yargılama aşamasında KTÜ Adli Tıp Bilimleri Enstitüsünden maluliyete ilişkin rapor almış bu rapor sonucunda aktüerya bilirkişisi davacının işletme gelirini esas alarak hesaplama yapmış ve bunun sonucunda karar verilmiştir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay (kaza) tarihlerine göre;
a)11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü,
b)11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği,
c)01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği,
d)Poliçe tanzim tarihi 01.06.2015 tarihinden sonra ise, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir (Bu doğrultuda Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi, 17. Hukuk Dairesi’nin 25/09/2019 tarih 2018/947 E. 2019/1676 K., yine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 01/10/2019 tarih 2018/473 E. 2019/1690 K. sayılı kararları). Mahkemesince yukarıda belirtildiği gibi kaza ve poliçe tarihi dikkate alınarak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor alınması gerekirken yerine Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak alınan raporlara istinaden karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Çalışma gücü kaybı zararının hesabında yaralanan veya malul olanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda mahkemece hükme esas alınan 08/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda, davacının otopark işletmecisi olduğu ve bu işletmeden aylık 9.000 TL geliri olduğu belirtilerek hesaplama yapılmıştır. Davacı gibi aylık net sabit geliri olmayan serbest olarak mesleki çalışma yapan, ticari işletmesi bulunan veya tarımsal faaliyet icra eden kişiler yönünden işletmesine ilişkin bilgileri, işletme defteri ve vergi kayıtları toplanarak, yapılan işten sağlanan bir gelirin bulunması halinde bu gelirin elde edilmesinde yaralı ya da malul olan kişinin bedensel ve yönetsel katkısı belirlenip, kişinin yerine başkasının çalıştırılması olanağı gözönüne alınarak ona yapılacak ya da yapılması gereken ücret temel esas alınarak bu miktar üzerinden çalışma gücü zararının hesaplanması gereklidir. Bu bakımdan böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, davacının gelirinin daha net kriterle ortaya konulması gerekmekte olup, açıklanan hususlar gözönüne alınarak hakkaniyete uygun muhtemel bir gelirin belirlenmesi ile uzman aktüer bilirkişiden yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir (Yargıtay 17. HD’nin 2016/13201 Esas, 2019/6700 Karar sayılı ilamı).
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK’nun 44. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır (Yargıtay 17. HD’nin 2019/2168 Esas, 2020/4627 Karar sayılı ilamı). Olayda davacının, iddiaya göre, arka koltukta oturduğu ve kaza sırasında fırlayarak yere düştüğü görülmektedir. Davacının emniyet kemeri takıp takmadığı belli olmadığı gibi mahkemece de müterafik kusur için bir inceleme yapılmamıştır.
Bu açıklamalara göre mahkemece yapılması gereken iş öncelikle davacının kendisinin almış olduğu hastane raporunda %5 engelli olduğunun belirtildiği ve yargılama aşamasında alınan maluliyet raporunda da bu oranın %10 olarak belirtildiği, dolasıyla iki rapor arasında çelişki olduğu da göz önüne alınıp bu çelişkiyi de giderecek şekilde kaza ve poliçe düzenleme tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre İstanbul ATK 3. İhtisas Kurulundan maluliyete ilişkin rapor alındıktan sonra aktüerya bilirkişisinden yukarıda Yargıtay 17. HD’nin kararında belirtildiği şekilde davacının gelirine dair araştırma ve inceleme yapılıp rapor alınıp belirlenen miktar üzerinden davacının olayda müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı resen araştırıldıktan sonra varsa %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılıp karar vermekten ibarettir.
Tüm bu açıklamalar ışığında yukarıda belirtilen gerekçeler kapsamında davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiş ve HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak, kaldırma kararı doğrultusunda inceleme yapmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/11/2020 tarih ve 2018/691 Esas, 2020/407 Karar sayılı ilamının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine YER OLMADIĞINA,
4-İstinaf başvurusu sırasında alınan istinaf karar harcının DAVALIYA İADESİNE,
5-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla HÜKÜM ALTINA ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
8-İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince DAVALIYA İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda KESİN olmak üzere 11/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip