Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/180 E. 2021/226 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/169
KARAR NO : 2021/271

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2020
NUMARASI : 2019/233 Esas-2020/363 Karar

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki uyarınca müvekkilinin icra takibine konu fatura muhteviyatı ürünleri davalıya sattığını, müvekkilinin takibe konu 08.10.2018 tarihli faturadan 13.800,00-TL, 15.10.2018 tarihli faturadan 135.700,00-TL bakiye alacağının bulunduğunu, bu alacakların tahsili için Trabzon İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin davalının haksız ve kötü niyetli itirazı uyarınca durduğunu ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava ve takibe dayanak faturalara konu malların ayıplı olması nedeniyle müvekkilince kullanılamadığını, söz konusu malların davacı tarafından iade de alınmadığını, ayıplı çıkan mallar uyarınca ödeme yapılmamasında hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasındaki ticari alım satım ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davacı tarafından başlatılan icra takibine karşı davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, alacağın kaynağının 2 adet fatura olduğu, uyuşmazlığın fatura bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplandığı, mahkemece tüm deliller ve tarafların ticari defterleri dosyaya getirtildikten sonra dosyanın, alacağın bulunup bulunmadığı bulunuyor ise miktarının tespiti için bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından tanzim edilen kök ve ek raporda; ticari defterler üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davacının, fatura bedellerinden kaynaklı 324.500,00 TL alacağının olduğu, taraflara ait BA ve BS formlarında 275.000,00 TL lik 2 adet faturanın alım ve satım şeklinde beyan edildikleri dolayısıyla BA ve BS beyanlarının birbirini doğruladığı belirtilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu dikkate alınarak, dava konusu fatura bedellerinden dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılarak ve davacının talebiyle sınırlı kalınarak davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçelerle davacının davasının KABULÜ ile, Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın İPTALİNE, takibin (149.500,00 TL) DEVAMINA, davacının talebi ve alacağın likit olduğu da dikkate alınarak asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yapılan yargılama sırasında adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, cevap dilekçesinin süresinde verilmediğinden bahisle müvekkilinin delillerinin toplanmadığını, dava konusu malların ayıplı olduğuna ilişkin savunmaların değerlendirilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı şekilde düzenlendiğini, öte yandan icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı alacak uyarınca başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekilince dava dilekçesinde dava değeri 149.500,00-TL olarak gösterilmiş olup ticari nitelikli dava asliye ticaret mahkemesinde görülmüştür.
TTK’nun 4/2. maddesinde “(Değişik: 28/2/2018-7101/61 md.) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. Ancak dava tarihi itibariyle basit yargılama usulüne ilişkin bu sınır 7101 sayılı Kanun’un 61. maddesiyle TTK’nun 4. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 100.000,00-TL’dir.
Bu durum karşısında dava tarihi itibariyle davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğu gözetilmeksizin 29.08.2019 tarihli ön inceleme tensip tutanağının 1 nolu ara kararı uyarınca davanın basit yargılama usulüne göre görülmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan açılan dava uyarınca dava dilekçesi davalıya 09.07.2019 tarihinde tebliğ olunmuştur. HMK’nun 127. maddesi uyarınca cevap dilekçesi verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Bu haliyle cevap dilekçesi verme süresinin sonu HMK’nun 102. maddesi uyarınca adli tatile denk gelmektedir. Davanın HMK’nun 103. maddesi uyarınca adli tatilde görülecek davalardan olmaması karşısında cevap dilekçesi verme süresinin HMK’nun 104. maddesi uyarınca uzayacağı gözetilmeksizin 10.12.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında verilen 2. nolu ara karar uyarınca davalının delilerinin toplanmaması da doğru görülmemiştir.
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde dava konusu fatura muhteviyatı ürünlerin teslim edilmekle birlikte ayıplı oldukları belirtilmiştir. Ayıp iddiası dava yoluyla ileri sürülebileceği gibi açılmış bir davada def’i yoluyla da ileri sürülebilir.
O halde mahkemece yapılması gereken iş, dava tarihi itibariyle davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğunun, davalının süresinde sunduğu cevap dilekçesi uyarınca delil bildirdiğinin kabulüyle, davalının def’i yoluyla ileri sürdüğü ayıp iddiası da gözetilerek, taraf delilleri usulünce toplanıp sonucu uyarınca bir karar verilmesinden ibarettir.
Açıklanan bu durum karşısında mahkemece eksik araştırma ve hatalı hukuki değerlendirmeler uyarınca karar verildiği anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-4 ve 6. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.11.2020 tarih ve 2019/233 Esas, 2020/363 Karar sayılı kararının dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nun 353/(1)-a-4 ve 6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın DAVALIYA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, gider avansı ve harç iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 24/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip