Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1736 E. 2022/274 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1736 – 2022/274
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1736
KARAR NO : 2022/274

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2021
NUMARASI : 2018/227 Esas 2021/321 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 25/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/02/2022

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişkiye binaen kesilen faturaların ödenmemesi nedeniyle davalı şirket aleyhine takip başlatıldığını, davalının takibe itirazı ile durduğunu, davalının faturayı tebliğ aldığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde itiraz etmediğinden fatura içeriğini kabul ettiğini, miktarı likit olan İcra Takibine, borçlunun zaman kazanmak ve ödemeyi geciktirmek amacıyla itiraz ettiğini, bu nedenle dava açmak zorunda kaldıklarını, davalarının kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, itirazı nedeniyle %20’den az olmamak kaydıyla İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete borcunun bulunmadığını, dava konusu faturalar ile belirlenen ürünlerin müvekkili şirkete teslim edilmediğini, müvekkilinin davaya konu faturaları, ürünlerin daha sonra kendisine teslim edileceği düşüncesiyle kayıtlarına işlediğini, faturaya 8 gün içerisinde itiraz edilmemesinin borcu kesinleştiremeyeceğini, bu durumun Yargıtay kararları ile de sabit olduğunu, davacı şirket emrine düzenlenmiş ve taraflarına ciro edilerek verilmiş olan toplam 75.000,00 TL’lik ödenmemiş çeklerinin kendilerinde olduğunu, aslen müvekkili şirketin davacı taraftan alacağı bulunduğunu, karşılıksız çıkan çekler kadar takas definde bulunduklarını, davacının açmış olduğu davanın kötü niyetli olduğunu, davanın reddini, icra takibi başlatan davacının asıl alacağının %20’si oranında İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Davacı tarafından fatura alacaklarına ilişkin takip başlatıldığı, davalının itiraz etmesi sonucu açılan itirazın iptali davasında, yapılan yargılama sonucu aldırılan bilirkişi raporu ile tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve kendi lehlerine delil olma özelliğine sahip olduğunun, tarafların defter kayıtlarına göre cari hesap olarak davacının davalıdan 104.995,02 TL alacaklı olduğunun belirtildiği, davacı şirket tarafından davalı şirkete verilen 75.000 TL’lik çeklerin ise avans olarak verildiği, karşılığında herhangi bir alışverişin ve fatura girişinin bulunmadığı, çeklerin karşılıksız çıkması sonucu cari hesaptan çıkartıldığının belirtildiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunun denetime açık ve karar vermeye elverişli olması nedeniyle hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü ile asıl alacak 104.995,02 TL, faiz 12.875,30 TL olmak üzere toplam ‭117.870,32‬ TL üzerinden takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilin borcu bulunmağını, faturaya konu olan malların davacı tarafından müvekkile teslim edilmediğini, fatura konusu malların teslim edildiğinin belge ile tespitinin gerektiğini, malların teslim edildiğine ilişkin bir delil sunulmadığını, yalnız faturaya itiraz edilmemesinin borcun varlığını kesinleştirmeyeceğini, bunun yargıtay içtihatlarıyla da sabit olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, kambiyo senetleri için “illetten mücerretlik” ilkesi geçerli olup bu durumda bir kambiyo senedi olan çekin düzenlenmesine yol açan borç ilişkisinin ne olduğunun ispatı gerekmeksizin senet geçersiz olduğunu, taleplerinin yerine getirilmediğini, yerel mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacaklarından kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; dava ticari alım satım akdine dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemesince taraf delilleri toplanıp, bilirkişi SMMM ……’dan kök ve ek raporlar alınmıştır. Alınan raporların olay ve oluşa uygun, karar vermeye yeterli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin alınan raporlara hasren davayı kısmen kabul ettiği anlaşılmaktadır. Ancak, dosya incelendiğinde ve savunmalar değerlendirildiğinde davalının fatura konusu malların teslim edilmediğini yargılamanın her aşamasında ileri sürdüğü görülmektedir. Bu iddiasının ispatı açısından cevap dilekçesinde yemin deliline de dayandığı görüldüğünden mahkemenin dayanak yaptığı davalının ticari defterlerine faturanın işlenmiş olması sebebiyle malın teslim edildiğine ilişkin karinenin aksini ispatlamak noktasında dayandığı yemin delilinin hatırlatılarak, yemin deliline dayanıp dayanılmayacağının sorulması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan bu durum karşısında mahkemece eksik araştırma ve hatalı hukuki değerlendirmeler uyarınca karar verildiği anlaşıldığından davalının istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2021 tarih ve 2018/227 Esas, 2021/321 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA.
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE.
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın davalıya İADESİNE.
4-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA.
5-İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı ………Ltd. Şti. vekili tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince DAVALIYA İADESİNE.
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA.
7-Kararın taraflara tebliği, gider avansı ve harç iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 25/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye- Üye- Katip
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı