Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/161 E. 2021/260 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/161
KARAR NO : 2021/260

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2020
NUMARASI : 2019/179 Esas-2020/457 Karar
DAVANIN KONUSU : İstirdat
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı banka arasında üye iş yeri sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme uyarınca müvekkiline tahsis edilen pos cihazından müvekkiline ait otelde konaklama hizmeti alan dava dışı …. isimli Suudi Arabistan vatandaşı adına 07.06.2016 tarihinde 8.793,00-TL, 22.07.2016 tarihinde 8.793,00-TL olmak üzere iki adet tahsilat gerçekleştirildiğini, davalı banka tarafından pos cihazının sözleşmeye aykırı kullanıldığından bahisle 17.718,23-TL’nin iadesinin talep edildiğini, daha sonrasında Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası üzerinden bu alacak talebi uyarınca icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin itirazi kayıtla 14.04.2017 tarihinde icra dosyasına 20.784,47-TL ödediğini, haksız olarak tahsil edilen paranın iadesine ilişkin talebin davalı tarafından reddedildiğini ileri sürerek davalıya icra tehdidi altında ödenen 20.784,47-TL’nin ihtar tarihi olan 14.08.2017 tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında üye iş yeri sözleşmesi bulunduğunu, davalı tarafından tahsil edilen bedellere ilişkin olarak … tarafından chargeback kuralları çerçevesinde itiraz edildiğini, müvekkilince itiraz üzerine davalıdan doküman talebinde bulunulmasına karşın davalının herhangi bir cevap vermediğini, belge de ibraz etmediğini, bu durum karşısında itiraza konu bedelin kart hamilinin hesabına ödendiğini, ödenen bedelin davacıdan tahsili için icra takibi yapıldığını, bu haliyle müvekkilince yapılan işlemlerde usule aykırılık bulunmadığı gibi davacının talep edebileceği bir alacağın da olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Davacının, davalı bankanın Visa-Mastercard Amerikan Ekspress Kart sözleşmesi müşterisi olduğu, bu sözleşme kapsamında davacının, müşterisi olan … isimli Suudi Arabistan vatandaşının 333… rezervasyon numaralı Booking firması üzerinden turizm konaklaması amacıyla uhdesinde bulunan POS cihazından 07/06/2016 tarihinde 8.793,00 TL ve 22/07/2016 tarihinde 8.793,00 TL tutarında iki adet ödeme aldığı, 14/12/2016 tarihinde davalı bankanın davacının hesabına yatırmış olduğu hizmet bedelini POS cihazının sözleşmeye aykırı kullanıldığından bahisle 17.718,23 TL’yi geri talep ettiği, davalı bankanın daha sonra da Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2017/… sayılı dosyasından ilamsız icra takibi düzenlendiği, davacının bu icra takibine süresinde itiraz ettiği ve takibin durmuş olduğu. davacının bankalarda sorunlu müşteri olarak gözükmemek amacıyla ödemeyi geri talep etmek üzere davalı bankaya 14/04/2017 tarihinde 20.784,47 TL yatırdığı ve yatırdığı bu 20.784,47 TL’nin 14/08/2017 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte istirdadı için görülmekte olan davayı açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dava konusu bankacılık işlemine ilişkin tüm bilgi ve belgeler celp edilerek dosya arasına alınmış ve bankacı bilirkişiye yerinde inceleme yapma yetkisi de verilerek dosya kapsamında bankacı bilirkişiye bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup sunulan kök bilirkişi raporunda bankacı bilirkişi, davacı hesabından, müşterisi … adına tahsil edilen chargeback tutarının dayanağı görülemediğinden, davacıdan 13.04.2017 tarihinde tahsil edilen 20.784,47 TL’nin, tahsilat tarihinden ödeme tarihine kadar olan süre için TCMB yasal faiz oranından (Ticari İşlerde) hesaplanan faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği yönünde rapor sunmuş ise de bilirkişi raporuna yapılan itirazlar doğrultusunda aldırılan ek bankacı bilirkişi raporunda bilirkişi dosyaya sunulan belgeler sonucunda kök raporundaki görüşünden dönerek “dosya içerisine konulan ek belgelere istinaden, kök raporumuzdaki görüşümüzden farklı olarak bu defa; Yukarıda bahsedilen mevzuat ve taraflar arasında imzalanmış olan Üye İşyeri Sözleşmesinin IX- Sair Hususlar maddesinin 3. Ve 5. Alt hükümleri kapsamında, chargeback taleplerinde yapılması gereken işlemlerin davalı bankaca yerine getirildiği, davacının dava dışı … ‘e verdiği hizmet karşılığında aldığı ödemede müşteri imzalı pos slibi/mail order formu ve fatura bilgisi gibi belgelerin görülemediği, görülse dahi yine yukarıda bahsedilen mevzuat gereği kart hamilinin itirazı devam etmesi halinde bankanın herhalikarda bu tutarı kart hamili bankasına ödemesi gerekeceği, dolayısı ile davalı bankanın bu işlemde üzerine düşen işlemleri yaptığına kanaat getirilmesi açısından sorumluluğun olmayacağı,” yönünde görüş bildirmiş ve sunulan ek bilirkişi raporundan davalı bankanın hatalı bir bankacılık işleminin bulunmadığı ve dava kapsamında sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece uyuşmazlığa ilişkin olarak bilirkişi raporu alınması yoluna gidildiğini, alınan ilk bilirkişi raporunda davalı bankanın kart hamilinin hesabına ödeme yaptığını ispat edemediğinin belirtildiğini, bu aşamaya kadar kart hamiline iade yapıldığı hususunda dosyaya belge sunulmadığını, ancak itiraz üzerine alınan ek raporda dosyaya ne şeklide girdiği belli olmayan mahsuplaşma belgesine istinaden ilk raporun aksine rapor tanzim edildiğini, alınan ek rapora yönelik itirazların gözetilmediğini, müvekkilinin kart hamili müşterisine konaklama hizmeti sunmasına karşın davalı bankanın eylemleri uyarınca hizmet bedelini geri ödemek durumunda kaldığını, bu haliyle davalı banka tarafından tahsil edilen bedelin yersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, bankacılık işleminden kaynaklı istirdat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda davalı vekilince; davacıya ait üye iş yerindeki pos cihazından yapılan harcamalara yönelik chargeback kuralları çerçevesinde itiraz edildiği, itiraz uyarınca davalıdan itiraza konu harcamaya ilişkin bilgi ve belge ibrazı istendiği, davalının belge ibraz etmemesi üzerine harcamaya yapılan itirazın kabul edilerek itiraz eden kart hamilinin hesabına ödeme yapıldığı, ödemenin kusuru bulunan davalıdan tahsili için başlatılan icra takibi uyarınca davacının ödeme yaptığı savunularak davanın reddi istenmiştir.
Bu kapsamda uyuşmazlığın çözümü için chargeback işlemi hakkında kısaca bilgi verilmesi yerinde olup; uluslararası kartlı ödeme sistemleri kurallarına göre, kredi kart sahipleri kendi kartlarıyla yapılan işlemlere itiraz etme hakkına sahiptirler. Bu itiraz, kart sahibi banka tarafından iş yeri bankasına iletilir, iş yeri bankası ise ilgili iş yerinden itiraz edilen işlem ile ilgili belgeleri talep eder. Talep edilen belgelerin yetersiz olması veya belge ibraz edilmemesi durumunda, söz konusu işlem tutarı iş yeri bankası tarafından ilgili iş yerinden tahsil edilir ve kart sahibi bankaya aktarılır. Bu işleme “chargeback” veya “ters ibraz” adı verilir.
Chargback kuralları uyarınca bankanın üye iş yerinden talepte bulunabilmesi için bir zararının olduğunun yani itiraza uğrayan harcama nedeniyle kart hamilinin hesabına ödeme yapıldığının ispatı zorunludur. Mahkemece yargılama sırasında alınan ilk bilirkişi raporunda bu neviden bir belgeye rastlanılmadığı belirtilmiştir. Ancak itiraz üzerine alanın ek raporda ise 07.11.2016 tarihli 17.718,23-TL tutarlı 5033-elektronik dekontla yapılan mahsuplaşma belgesi uyarınca davalı banka tarafından kart hamiline ödeme yapıldığı belirtilerek kök rapordaki görüşten dönülmüştür.
HMK’nun 278. maddesinde bilirkişinin yetkileri “(1) Bilirkişi, görevini, mahkemenin sevk ve idaresi altında yürütür.(2) Bilirkişi, görev alanı veya sınırları hakkında tereddüde düşerse, bu tereddüdünün giderilmesini, her zaman mahkemeden isteyebilir.(3) Bilirkişi, incelemesini gerçekleştirirken ihtiyaç duyarsa, mahkemenin de uygun bulması kaydıyla, tarafların bilgisine başvurabilir. Taraflardan birinin bilgisine başvurulacağı hâllerde, mahkemece bilirkişiye taraflardan biri bulunmaksızın diğerinin dinlenemeyeceği hususu önceden hatırlatılır. (4) Bilirkişinin oy ve görüşünü açıklayabilmesi için bir şey üzerinde inceleme yapması zorunlu ise mahkeme kararı ile gerekli incelemeyi yapabilir. Bu işlemin icrası sırasında taraflar da hazır bulunabilir.” hükümleriyle izah edilmiştir. Anılan hüküm gözetildiğinde; üzerinde hakim havalesi bulunmayan, dosyaya nasıl ve ne suretle ibraz edildiği tespit edilemeyen, yerinde inceleme yetkisi olduğu halde ilk raporun tanzimi sırasında bu belgeye neden ulaşılamadığı açıklanamayan, davalı bankanın 01.11.2019 tarihli yazısı ile çelişen bu belgenin mevcut haliyle hükme esas alınmasına olanak bulunmamaktadır. Öte yandan bahsi geçen belgeyle birlikte hakim havalesiz olarak dosyaya girdiği anlaşılan davalı bankaya ait belgelerden sadece 22.07.2016 tarihli, 8.793,00-TL bedelli, 045812 provizyon nolu işleme yönelik itiraz edildiği anlaşılmış olup bu bedelin ödemeye ilişkin mahsuplaşma dekontuna konu edilen 17.718,23-TL’den daha az olduğu da barizdir.
Bu haliyle mahkemece yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğundan söz etme olanağı da bulunmamaktadır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; bankacılık alanında uzman yeni bir bilirkişiden; davalı banka kayıtları üzerinde yerinde araştırma yapma yetkisi de verilmek suretiyle, davalıya ait üye iş yerinden yapılan hangi işlem veya işlemlere chargeback yoluyla itiraz edildiği, bu işlemler uyarınca davalı banka tarafından davacıdan hangi bilgi ve belgelerin talep edildiği, davacın talep uyarınca bilgi ve belge ibraz edip etmediği, bu aşamalar sonrasında chargeback yoluyla itiraz edilen işleme ilişkin olarak itiraz eden kart hamilinin hesabına para yatırılıp yatırılmadığı, yatırılmış ise ne kadar olduğu, kart hamilinin hesabına yatırılan para uyarınca davalı banka tarafından davacıdan ne miktarda ödeme talep edilebileceği, davacı tarafından istirdata konu edilebilecek bir meblağ bulunup bulunmadığı hususunda taraf ve yargı denetimine açık ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucu uyarınca bir karar verilmesinden ibarettir.
Açıklanan bu durum karşısında mahkemece eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna istinaden karar verildiği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.12.2020 tarih ve 2019/179 Esas, 2020/457 Karar sayılı kararının dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın DAVACIYA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, gider avansı ve harç iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 23/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip