Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1604 E. 2022/72 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1604
KARAR NO : 2022/72

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2021
NUMARASI : 2021/249 Esas-2021/300 Karar

DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
3-… – …
4-… – …
5-… – …
6-… – …
7-… – …
8-… – …
9-… – …
10-… – …
VEKİLİ : Av. …
Kemerkaya Mahallesi Kahramanmaraş Caddesi
Ziyad Nemli Sanat Sokak Kasımoğlu İş
Merkezi Kat:6 Daire:20 Ortahisar/ TRABZON
DAVALI : … -…
Darıca Mah. 2643 Nolu Sk. No:6 Akçaabat/
TRABZON
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 17/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı asıl ve birleşen davanın davalısı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Asıl ve birleşen davanın davacıları vekili asıl ve birleşen davalara ilişkin dava dilekçelerinde özetle, davalı alacaklı tarafından 07.07.1999 tanzim, 15.07.2003 vade tarihli 100.000,00 Alman Markı bedelli bonoya istinaden Trabzon İcra Müdürlüğünün 2008/2674 Esas sayılı takip dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, takip konusu senedin zamanaşımına uğradığını, öte yandan takibe konu senet altında müvekkillerinin murisine atfen atılan imzanın sahte olduğunu, alacaklı ile müvekkillerinin murisi arasında bono tanzimini gerektirir bir hukuki ilişkinin de bulunmadığını ileri sürerek icra takibi uyarınca davalıya borçlu olunmadığının tespiti ile davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Asıl ve birleşen davaların davalısı vekili cevap dilekçelerinde özetle; muris hakkında başlatılan takibin itiraza uğramaksızın kesinleştiğini, açılan davaların kötü niyetli olduğunu savunarak asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Mahkememizce istinaf öncesi yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş ve bu kararımız, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 26/01/2021 tarih ve 2021/14 Esas-2021/131 Karar sayılı ilamı doğrultusunda dayanak senedin vade tarihinin 15/07/2003 olup takip tarihi olan 02/04/2008 tarihi itibariyle üç yıllık zamanaşımı süresi geçtiği, davalı tarafından zamanaşımının takip öncesinde kesildiği hususu da ispat edilemediğinden takip ve dava konusu bononun zamanaşımına uğradığının kabulü ile zamanaşımına uğrayan bono alacaklı lehine yazılı delil başlangıcı teşkil ettiği, davalı alacaklı, zamanaşımına uğramış bonoyu yazılı delil başlangıcı olarak göstermek suretiyle ve temel ilişkiye bağlı olarak diğer her türlü delillerle alacağını ispatlayabileceğini, bu durum karşısında açılan dava uyarınca davalı alacaklı; öncelikle dava ve takip dayanağı bonoda yer alan imzanın davacıların murisine ait olduğunu ispat etmesi sonrasında zamanaşımına uğramış bonoyu yazılı delil başlangıcı olarak göstermek suretiyle diğer delillerle ve temel ilişki uyarınca alacağın varlığını ispat etmesi gerektiği, icra takibi sırasında imza inkarında bulunulmaması veya zamanaşımı hususunun ileri sürülmemiş olmasının da bu hususu değiştiremeyeceğinden bahisle istinaf öncesi verilen kararımız kaldırılmıştır.
Şu aşamadan sonra yargılamada izlenmesi gereken yol ve uygulanması gereken kurallar, istinaf ilamında belirtilmiş olup, öncelikle davanın menfi tespit davası olması nedeni ile alacağın varlığının ispatı yükünün alacaklı olduğunu iddia eden davalıda olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu doğrultuda asıl ve birleşen dosya davacılarınca dava konusu kambiyo senedi altındaki, murisleri adına atılı imzanın davacılar murisine ait olduğunun alacak iddiasında bulunan davalı tarafça ispat edilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında gerek Mahkememizce yapılan araştırma sonucu elde edilen örnek imza asılları ile gerekse taraflarca bildirilen örnek imza asılları imza incelemesine esas olmak üzere toplanmış ve dava konusu bono altında davacılar murisi adına atılı imzanın murise ait olup olmadığı konusunda önce Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden daha sonra ise Jandarma Kriminal Laboratuvarından tespiti istenilmiştir. Fakat her iki kurumunda imza örneklerini yetersiz bulması ve taraflarca da murise ait başka örnek imza bulunan kurum bildirilememesi üzerine imzanın murise ait olup olmadığı konusunda kesin kanaat bildirir rapor alınması mümkün olmamıştır. İstinaf ilamında belirtildiği ve az evvel tarafımızca da tekrar edildiği üzere davamızın menfi tespit davası olması nedeni ile dava konusu bono altında asıl ve birleşen dosya davacıları murisi adına atılı imzanın murise ait olduğunun ispatı yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı tarafta olup bu husus ispat edilememiştir.
Ayrıca istinaf ilamında, dava konusu bononun zamanaşımına uğramış olması nedeni ile kambiyo senedi vasfını yitirerek yazılı delil başlangıcına dönüştüğü, davalı alacaklı tarafın dava konusu bono altındaki imzanın davacılar murisine ait olduğunu ispat etmesi şartıyla ancak temel borç ilişkisine dayanarak alacağını her türlü delille ispat edebileceğini belirtmiştir. Yani davalı tarafın temel borç ilişkisine ve zamanaşımına uğrayarak yazılı delil başlangıcına dönüşen senede dayanarak alacağını her türlü delille ispat edebilmesi için öncelikle dava konusu senet altındaki imzanın davacılar murisine ait olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Yargılama sonucunda ise bu husus ispat edilemediği için davalı alacaklı tarafın temel borç ilişkisine ve zamanaşımına uğrayarak yazılı delil başlangıcına dönüşen senede dayanarak alacağını her türlü delille ispat edebilmesi mümkün olmamıştır. Bu nedenle hüküm celsesinde davalı tarafın temel borç ilişkisine yönelik yeni delil sunma talebi yerinde bulunmayarak reddedilmiştir. Tüm bu durum karşısında ispat külfetinin alacak iddiasında bulunan davalı tarafta olması ve alacak iddiasının açıklandığı üzere ispat edilememiş olması nedeni ile asıl ve birleşen davaların kabulü gerekmiştir.
Son olarak ise davacı tarafın kötü niyet tazminatı taleplerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Her ne kadar davalı taraf dava konusu bono altındaki imzanın davacılar murisine ait olduğunu ispat edememiş ise de davacı tarafta davalı tarafın takip başlatmakta kötü niyetli olduğunu ispat edememiş olup kötü niyet tazminatı taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçelerle;
1-Asıl ve birleşen Mahkememizin 2018/702 Esas sayılı dosyası kapsamında görülen davanın KABULÜ ile; asıl ve birleşen dosya davacıların Trabzon İcra Müdürlüğünün 2015/56745 Esas sayılı Takip Dosyası kapsamında davalıya borçlu olmadıklarının TESPİTİNE,
Davalının dava konusu İcra Takibini başlatmakta kötü niyetli olduğu ispat edilememiş olmakla kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl ve birleşen davanın davalısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece ispat yükünün hatalı değerlendirildiğini, davacıların imza inkarında bulunma haklarının olmadığını, takip sırasında zamanaşımı savunmasında bulunulmaması nedeniyle buna dayalı menfi tespit davası açılamayacağını, deliller toplanılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin de isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; mahkemece Dairemizce verilen kaldırma kararı uyarınca değerlendirme yapılmasına, dava ve takibe konu senetteki imzanın murise aidiyetinin ispat edilememesine, asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.06.2021 tarih ve 2021/249 Esas-2021/300 Karar Sayılı kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin alınan harcın mahsubuyla bakiye 1.194,00-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.