Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1577 E. 2022/164 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1577 – 2022/164
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1577
KARAR NO : 2022/164

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2021
NUMARASI : 2020/265 – 2021/146 E.K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2022

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; fındık üreticisi olan müvekkilinin 2006 yılında üretmiş olduğu fındık ürününü davalıya teslim ettiğini, davalının en geç 2008 yılında teslim aldığı ürün bedelini müvekkiline ödemesi gerektiği halde teslim alınan ürün bedelinin halen ödenmediğini, müvekkilince ürün bedelinin tahsili için davalı aleyhine Trabzon 3. İcra Müdürlüğünün 2011/5523 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibin davalının haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı kooperatifin ortağı olduğunu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 99/1 maddesinde bu yasada düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacağının belirtildiğini, bu durumda söz konusu uyuşmazlıklarla ilgili davalarda görevli mahkemelerin ticaret mahkemeleri olduğunu savunarak davanın usulden reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Trabzon İcra Müdürlüğünün 2009/1863 Esas sayılı dosyası celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Dosya SMMM bilirkişisi …..’a tevdii edilerek aldırılan 11/11/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özet olarak; “…davacının, …….. Kooperatif Müdürlüğünün defter kayıtlarının delil özelliği itibarıyla icra dosyasındaki takip emrine esas 15.500,07 TL alacağı olduğu, taleple sınırlı olmak üzere 15.500,00 TL alacağı olacağının tespit edildiğini, davalıya alacağını takip emrinde haberdar ettiğini, işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı…” sonuç ve kanaatini içerir raporunu sunmuştur.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dosya ek rapora gönderilerek varsa faiz alacağına ilişkin davalının sorumlu olduğu miktarın tereddüte mahal verilmeyecek şekilde hesaplanma yapılarak rapor aldırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi tarafından 02/12/2020 havale tarihli bilirkişi raporu sunulmuştur. Bilirkişinin raporunda özet olarak davacının BK’nun 117. maddesine göre davalıyı alacağından dolayı takip emrinde haberdar ettiğinden takip öncesinde 1.146,58 TL işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, işlemiş faiz talebinin takip emrinden sonrasını teşkil eden 17/06/2011 tarihinden başlaması gerektiği yönünde raporunu sunmuştur.
Bilirkişi raporunun örneği taraflara usulüne uygun olarak tebliğ olunmuştur.
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı 03/12/2020 havale tarihli dilekçesi ile beyanda bulunmuştur.
Açılmış olan dava alacaktan kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Davacının davalı kooperatife 2006 yılı ürünü olarak satmış olduğu fındıklara ilişkin alacağını tahsil edememesi nedeni ile açmış olduğu itirazın iptali davasında, aldırılan denetime açık karar vermeye elverişli bilirkişi raporunda davacının 15.500,07 TL alacağının olduğu belirtildiği, takip talebi ile bağlı kalınarak davacının, davalıdan 15.000,00 TL anapara (satılan 4.597 kg kabuklu fındık bedeli) alacağının olduğu, davacı tarafça, davalı Kooperatifin temerrüde düşürülmediği, bu doğrultuda herhangi bir ihtarname dosyaya sunulmadığı, bu nedenle davacının faiz talebinin yerinde olmadığı, talep edilen asıl alacak miktarını likit ve belirlenebilir olmaması nedeni ile icra inkar tazminat talebinin reddine” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, işleyen faiz ile faizin başlangıç tarihi bakımından raporda bir değerlendirme yapılmadığını, her ne kadar bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de itirazların değerlendirilmeyerek bu rapora göre kurulan hükmün hatalı olduğunu, faiz verilmemesine yönelik kararın yerinde olmadığını, ayrıca kendileri lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; taraf delilleri toplanılmış, ilgili icra dosyası dosya içerisine alınmış, bilirkişi …….’dan rapor ve ek rapor alınarak davacının alacağı somut hale gelmiştir. Ancak dosya kapsamında görüldüğü üzere, cari bir şekilde işleyen davacı ve davalı ilişkisinin muaccel hale dönüştürülmediği, yani bu hususta bir ihtarat yapılıp kooperatifin temerrüde düşürülmediği görülmüş, bu haliyle mahkeme değerlendirilmesinin yerinde olduğu anlaşılmış, davacı istinaf sebebinin bu değerlendirmeler karşısında yerinde olmadığı görülmüştür. Davacı bir istinaf sebebi olarak da kendisi lehine İİK. 67/2 maddesi uyarıca icra inkar tazminatı verilmediğini belirtmiştir.
“…İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2015/27702 Esas – 2015/28588 Karar sayılı ilamı vb.)…” dosyamızda da alacak miktarının kooperatif kayıtlarıyla net bir şekilde belli olduğu gözetildiğinden davacı lehine icra inkar tazminatı verilmemesinin yerinde olmadığı görülmüştür.
Ne var ki bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kaldırılıp, yerine esasa ilişkin yeniden hüküm tesisine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/03/2021 tarih ve 2020/265 Esas, 2021/146 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 hükmü gereğince KALDIRILMASINA.
2)Kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere;
“a-Davacının davasının KABULÜ ile, davalının Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2011/5523 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin asıl alacak miktarı olan 15.000,00 TL üzerinden DEVAMINA.
b-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
c-Alınması gereken 1.024,65 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 256,17 TL harçtan mahsubu ile bakiye 768,48 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
d-Davacı tarafından yatırılan başvuru ve peşin harç 292,07 TL ile yargılama gideri 466,25 TL olmak üzere toplam 758,32 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE.
e-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE.
f-Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince, iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla YATIRANA İADESİNE.” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE.
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yatırılan karar harcının talep halinde davacıya İADESİNE.
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacı tarafından yargılama giderleri olarak yapılan BVH 162,10 TL, posta gideri 59,50 TL toplamı 221,60 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE.
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadan karar verilmiş olması nedeniyle davacı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA.
6-Kararın tebliği, harç ve kesinleştirme işlemleri ile gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 08/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı