Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1456 E. 2021/1887 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/1456
KARAR NO : 2021/1887

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2021
NUMARASI : 2020/101 Esas 2021/263 Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 24/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/12/2021

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. tarafından davalı aleyhine, 29/08/2013 tarihinde Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2015/100741 Esas (Trabzon 3. İcra Müdürlüğü’nün 2013/1176 Esas) sayılı dosyası ile ilamsız icra yolu ile takip başlatıldığını, davalı …, dava dışı borçlu…kefili olup bu hususun dava dışı borçlunun ….’deki müşteri dosyasının celbi ile açıklığa kavuşacağını, alacaklı bankanın mezkur icra dosyası, müvekkili şirket tarafından temlik alındığını ve söz konusu icra dosyasına müvekkili şirketin alacaklı kaydının yapıldığını, davalı borçlunun kötü niyetli olarak itiraz ettiği, Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2015/100741 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe karşı davalı tarafından yapılan itirazların iptaline, takibin Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2015/100741 Esas sayılı dosyası üzerinden devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ödeme emrinin 05/09/2013 tarihinde tebliğ aldığındığını, 11/09/2013 tarihinde itiraz edildiğini, 19/11/2013 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, sonrasında alacaklı tarafından haciz konulması talep edildiğinden duran takip dosyasından müvekkilinin menkullerine ve gayrimenkullerine haciz yazıldığını, … ve başka bir aracına haciz konulduğunu, alacaklı …. vekilince 31/07/2015 tarihinde hacizlerin zuhulen konulduğunu ve kaldırılmasını talep etmesi üzerine hacizlerin kaldırıldığını, bu nedenlerle; haksız ve kötü niyetle açılan iş bu davanın reddine, mahkeme masraflarının ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına, %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Taraflar arasında icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun ödenmediği iddiası ile dava dışı banka tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının yasal süre içerisinde icra takibine konu borca itiraz ettiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalının takibe itirazının davalı şirket tarafından öğrenilip öğrenilmediği dolayısıyla davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Mahkememizce davaya konu icra takip dosyası incelendiğinde görüleceği üzere davalının itirazından sonra icra dosyasında defalarca işlem yapıldığı ve kararlar alındığı, kanuni sürelerin adil ve her duruma göre değerlendirilebilir olması gerektiği, nitekim bazı sürelerde dahi herhalikarda öğrenme tarihi ve üst sınır değerlendirmesi yapılmasında ki Kanun Koyucunun amacı keyfi uygulamaların önüne geçmek ve kişilerin haklarını korumak olduğu, Uyap üzerinden itirazın ve durma kararının davacı tarafından görüldüğü dolayısıyla bu durumun göz ardı edilmesinin hukuka aykırı olduğu, zira davalının itirazının akabinde banka ve davacı şirket tarafından defalarca işlem yapıldığı, dosyaya talepler konduğu, haciz uygulandığını, buna rağmen itirazı davacının öğrenmediğini, itirazları görmediğini söylemesinin mümkün olmadığı, bankanın itiraz işlemini öğrendiği tarihten mesul olduğunu, Kanun hükmünce mesul olması gerektiğini, tebligatın amacının zaten haberdar etmek iken sırf tebligat unutuldu diye bankanın sürekli işlem yaptığı dosyadan sorumlu olmadığını söylemenin hakkaniyete uygun düşmeyeceği, kanaati ile davacının takibe itirazdan 2013 yılında haberdar olduğu dikkate alındığında davanın İİK. 67/1 hükmü gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın süresinde açıldığını, davanın esasına girilmeden usulden reddine karar verilen somut olayda esas incelemesi yapılmadan dava konusu alacağın haklı veya haksız olduğunun tespitinin yapılmasının mümkün olmadığını, bu durumda müvekkil şirket aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretini karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; Trabzon –. İcra Müdürlüğünün 2013/1176 esas (2015/100741 yeni esas no) sayılı dosyasında …. tarafından borçlular … ve … aleyhine ödenmemiş çek yapraklarının depo edilmesi amacıyla ilamsız takiplerde ödeme emri düzenlendiği, alacağın zaman içerisinde davacı … A.Ş.’ye devrolunduğu, itiraz üzerine takibin durduğundan bahisle itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edildiği anlaşılmıştır. Mahkemesince verilen kararda takip dosyası incelendiğinde davalının itirazından sonra icra dosyasında işlem yapıldığı ve kararlar alındığı belirtilerek İİK. 67/1 maddesi uyarınca bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığından davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
“…İİK’nun 67/1. maddesi hükmüne göre, takip talebine itiraz edilen alacaklı itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilecektir. İtirazın iptali davası bakımından öngörülen bu süre hak düşürücü niteliktedir. Bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının tebliği ile başlayacaktır. Başka bir anlatımla, bu sürenin başlaması için borçlu itirazının alacaklıya mutlaka tebliği veya tebliğ yerine geçecek şekilde işlem yapılması gerekmektedir. Haricen itirazın öğrenilmesi sürenin başlaması için yeterli değildir. Somut uyuşmazlıkta da, davalının itirazının davacıya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Başka bir borçlu için davacı vekilinin icra dosyasında işlem yapması nedeniyle önceden icra dosyasına giren davalı itirazını öğrendiği, sürenin bu tarih itibariyle başladığının kabulü doğru değildir. Bu durum karşısında, borçlu itirazının takip alacaklısı davacıya tebliğ edilmediği, haricen öğrenmenin itirazın iptali davası için kanunda düzenlenen bir yıllık dava açma süresini başlatmadığı dikkate alınıp, davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir…” (Yargıtay 11. HD. 08/05/2012 tarih 2011/13776 E. 2012/7280 K. vb.) Somut olay incelendiğinde; davalının itirazı üzerinde takibin 19/11/2013 tarihinde icra müdürlüğünde durdurulmasına karar verildiği, İİK. 67/1 maddesinin aradığı şekilde itirazın ve durma kararının tebliğ olunmadığı, bu haliyle davacının itirazdan haberinin olduğunun bahsedilerek usulden davanın reddinin doğru olmadığı görülmüştür.
Açıklanan bu durum karşısında mahkemece eksik araştırma ve hatalı hukuki değerlendirmeler uyarınca karar verildiği anlaşıldığından davacının istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/06/2021 tarih ve 2020/101 Esas, 2021/263 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA.
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE.
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın davacıya İADESİNE.
4-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA.
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA.
6-Kararın taraflara tebliği, gider avansı ve harç iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 24/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.