Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1411 E. 2021/1709 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1411
KARAR NO : 2021/1709

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/06/2021
NUMARASI : 2018/236 Esas 2021/280 Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av. …-
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2021

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında fatura karşılığı yapılan ticari alışverişe istinaden düzenlenen 107.000,00 TL miktarlı fatura borcuna karşılık davalı tarafından 16/10/2017 tarih ve 85.000 TL miktarlı çek keşide edilerek müvekkiline verildiğini, çekin vadesinde müvekkili tarafından tahsil edildiğini, söz konusu faturanın e-fatura olduğunu ve sistem üzerinden davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafından faturaya itiraz edilmediğini, faturadan geriye kalan ödenmeyen bakiye 21.999,73 TL’lik kısmının tahsili amacıyla Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/35446 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, müvekkilinin yerleşim yerinin Ankara olduğunu, Trabzon Mahkemelerinin yetkili olmadığını, icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini, yetkisizlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini. Esasa ilişkin beyanlarında ise; 30/12/2017 tarihli fiyat farkı faturası ile taraflar arasında cari hesaptan kaynaklanan alacak borç kalmadığını, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “taraflara verilen kesin süre sonunda ibraz edilen ticari defterleri üzerinde SMMM bilirkişi tarafından yapılan incelemede davacının 2017 yılına ait 107.000 TL alacağının olduğunun belirtildiği, 85.000 TL’lik kısmının çek ile davalı tarafınca ödendiği, geri kalan 22.000 TL’lik alacağa ilişkin ise davalı tarafça düzenlenen 30/12/2017 tarihli GIB201700000030 nolu fiyat farkı açıklamalı faturanın mevcut olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça e-fatura olarak davacıya gönderilen 22.000 TL’lik faturanın, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, ancak davacı tarafça bu faturaya ilişkin e-sistem üzerinden itirazda bulunulmadığı, bulunulduğu iddia edilse de kayıtlarda olmadığı bilirkişi raporlarında belirtilmiştir. TTK 21/2 maddesinde bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı hükmünün yer aldığı, davacının tacir olduğu, basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülüğünün bulunduğu, belirtilen 8 günlük süre içerisinde 30/12/2017 tarihli GIB201700000030 nolu fiyat farkı açıklamalı faturaya itiraz edilmemesi nedeniyle iş bu faturayı kabul etmiş sayılacağı değerlendirilmiştir. Bu nedenle davacının alacağı kalmadığı anlaşıldığından açılmış bulunan davanın reddine” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın hatalı ve eksik gerekçe ile usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu, davanın reddine ilişkin verilen kararın tek hukuki dayanağının bilirkişi raporu olduğunu, davalının müvekkiline kestiği fark faturasının, tamamen kötü niyetli olarak ve sırf borçtan kurtulmak amacıyla kesildiğinin açık olduğunu, aralarında bir anlaşma bulunmadığını, fark faturasını icra takibi tarihinden sonra kestiğini, fark faturası kesilmesinin kabul edilmesinin hiç bir hukuki dayanağı olmadığını, bunun Yargıtay içtihatlarıyla da açıklandığını, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü mahkemece verilen kararın kaldırılmasını, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağından kaynaklı takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; davacı ile davalı arasında yapılan ticari alış veriş sebebiyle 20/06/2017 tarih ve 107.000,00 TL miktarlı fatura düzenlendiği, söz konusu faturanın 85.000,00 TL sinin davalı tarafından verilen çek ile ödendiği, geriye kalan 21.999,73 TL nin ise ödenmediği, ödenmesi için yapılan girişimlerin karşılıksız kaldığı, bunun üzerine Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/35446 takip sayılı dosyası ile takibe geçildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, takibe itirazın ve davanın süresinde olduğu hususlarının tartışmasız olduğu anlaşılmıştır.
Davalı özellikle esasa yönelik savunmalarında 30/12/2017 tarihli fiyat farkı faturası düzenlendiğini, söz konusu faturanın e-fatura şeklinde düzenlenmiş olup, tebliğ olunduğunu, bu sebeple bir borcunun bulunmadığını iddia etmiştir. Mahkemesince yazılan talimat ile SMMM ……’dan rapor alınmış, akabinde SMMM …….’tan bilirkişi raporlarının alınmış olduğu görülmüştür. Bilirkişiler özetle, davalı tarafça düzenlenen e-faturanın davacı defterleri üzerinde kayıtlı olmadığını, davalının defterinde ise kayıtlı bulunduğunun tespitlerini yapmışlar, akabinde mahkemesince Hızırbey Vergi Dairesine yazılan müzekkere ile söz konusu faturaya itiraz olup olmadığı sorulmuş, gelen yazıda 8 gün içerisinde red uygulama yanıtı verilmediğinin bildirildiği görülmüştür. Mahkemesince de tüm bu hususlar göz önüne alınarak TTK. 21/2. maddesi de dayanak alınıp davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa ki; taraflar arasında yapılan alış verişin dayanağı bir sözleşme bulunmamaktadır, dosya kapsamınca da bu ileri sürülmemiştir. Davalı tarafça düzenlenen iskonto faturasının dayanağı olan gerekçe açıklanmadığı gibi neden iskonto yapıldığı, hangi miktarda yapılacağı vs. hususların hiç birisi aydınlatılmamıştır. Bu haliyle fiyat farkı düzenlenmesinin hukuki gerekçesi davalı tarafından açıklanamamıştır. (Yargıtay 11. HD. 11/03/2021 tarih 2020/4946 Esas 2021/2314 Karar, 04/03/2021 tarih 2020/4242 Esas 2021/2002 Karar vb.) Yine takibin 21/12/2017 tarihinde yapıldığı da nazara alındığında 30/12/2017 tarihli iskonto faturasının düzenlenmesinin hayatın olağan akışı çerçevesinde değerlendirildiğinde yerinde olmadığı görülmüştür. Bu sebeple mahkemesince yanlış değerlendirme ile davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin doğru olmadığı anlaşılmıştır.
Ne var ki yapılan yanlışlığın yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/1-b-2. maddesi uyarınca kaldırılıp, yerine esasa ilişkin yeniden hüküm tesisine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/06/2021 tarih ve 2018/236 Esas, 2021/280 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 hükmü gereğince KALDIRILMASINA,
2)Kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere;
“a)Davanın KABULÜ ile Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/35446 Esas sayılı takip dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMINA.
Asıl alacağın (21.999,73 TL) %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
b)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken karar ve ilam harcı olan 1.564,22 TL’den peşin ödenen 261,22 TL düşüldükten sonra bakiye kalan 1.303,00 TL nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
c)Davacı tarafından yapılan yargılama harç ve giderleri olan; 35,90 TL B.H., 261,22 TL P.H, 126,80 TL posta, 450,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 873,92 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE.
d)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE.
e)Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACIYA İADESİNE.” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE.”
3)İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi DAVACIYA İADESİNE.
4)İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacı tarafından yargılama giderleri olarak yapılan BVH 162,10 TL, posta gideri 89,10 TL toplamı 251,20 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE.
5)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davacı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA.
6)Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 30/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

… … … …
Başkan-… Üye-… Üye-… Katip-…
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı