Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/14 E. 2021/131 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/14
KARAR NO : 2021/131

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2020
NUMARASI : 2018/349 Esas-2020/355 Karar

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı asıl ve birleşen davanın davacıları vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Asıl ve birleşen davanın davacıları vekili asıl ve birleşen davalara ilişkin dava dilekçelerinde özetle, davalı alacaklı tarafından 07.07.1999 tanzim, 15.07.2003 vade tarihli 100.000,00 Alman Markı bedelli bonoya istinaden Trabzon İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, takip konusu senedin zamanaşımına uğradığını, öte yandan takibe konu senet altında müvekkillerinin murisine atfen atılan imzanın sahte olduğunu, alacaklı ile müvekkillerinin murisi arasında bono tanzimini gerektirir bir hukuki ilişkinin de bulunmadığını ileri sürerek icra takibi uyarınca davalıya borçlu olunmadığının tespiti ile davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Asıl ve birleşen davaların davalısı vekili cevap dilekçelerinde özetle; muris hakkında başlatılan takibin itiraza uğramaksızın kesinleştiğini, açılan davaların kötü niyetli olduğunu savunarak asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; asıl ve birleşen dosya davacılarının murisi ….. tarafından dava konusu takibe dayanak ….. vade tarihli, 100.000,00 Alman Markı bedelli, lehtarı asıl ve birleşen dava davalısı … olan bono tanzim edilerek davalıya verildiği, davalı tarafından bono bedelinin ödenmemesi üzerine Trabzon İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı takip dosyası ile takibe konulduğu, davacı tarafça dava konusu bono altındaki imzanın murislerine ait olmadığı ve bononun zamanaşımına uğradığı iddiası ile görülmekte olan menfi tespit davalarının açılmış olduğu ve murisleri ile davalı arasında alım satım ilişkisinin bulunmadığını ileri sürdükleri anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi bono bir kambiyo senedi olup illiyetten mücerretlik ilkesi gereği keşideci ve lehtar arasındaki ticari ilişkiden varestedir. Dava konusu edilen bono incelendiğinde TTK 776 maddesinde tahdidi olarak sayılmış olan bononun yasal unsurlarını şeklen taşıdığı görülmüştür. Her ne kadar asıl ve birleşen dosya davacıları dava konusu bono altında keşideci sıfatı ile murisleri … adına atılı imzanın murislerine ait olmadığını iddia etmiş iseler de bu iddiaları ispat edilememiştir. Zira davacı tarafça bildirilen kurumlara ve Mahkememizce murisin imza örneği bulunabileceği öngörülen kurumlara müzekkereler yazılarak murisin imza aslını içeren belgeler celp edilmiş ve önce Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden daha sonra ise Jandarma Kriminal Laboratuvarından incele yaptırılarak dava konusu bono altında muris adına atılı imzanın murisin eli ürünü olup olmadığı tespit edilmeye çalışılmış fakat her iki bilirkişi raporu da mukayese imzalarının yetersizliği sebebi ile kesin kanaat bildirememiştir. Murisin dosyaya sunulmamış imza örneği olup olmadığı son duruşmada davacı vekiline sorulmuş ve bildirebilecekleri başkaca kurum bulunmadığı davacı vekilince beyan edilmiştir. Dava konusu bono altında muris … adına atılı imzanın murise ait olmadığı davacı tarafça ispat edilemediğinden bu iddia tarafımızca muteber bulunmamıştır.
Öte yandan asıl ve birleşen dosya davacıları dava konusu bononun zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davalarının kabulünü talep etmiş iseler de bilindiği üzere zamanaşımı kurumu hak düşürücü süreden farklı olarak resen dikkate alınabilecek bir müessese olmayıp taraflarca süresi içerisinde usulüne uygun olarak ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayımızda asıl ve birleşen dosya davacıları ve murisleri aleyhlerinde başlatışan ve devam eden icra takibinde süresi içerisinde borca itiraz ederek takip konusu bononun zamanaşımına uğradığı itirazında bulunmamışlardır. Bu nedenle bu aşamadan sonra mahkememizde bononun zamanaşımına uğradığını ileri sürerek borçtan kurtulmaları mümkün değildir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle asıl dosya ve birleşen dosya kapsamında görülen davaların reddi gerekmiş ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçelerle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl ve birleşen davanın davacıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusu olayda ispat yükü davalı alacaklıda iken mahkemece ispat yükü ters çevrilmek suretiyle ve hatalı hukuki değerlendirmelere istinaden asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Takip ve davanın dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK’nun 661. maddesi uyarınca bonolar için vadeden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür.
Takip ve davanın dayanağı senedin tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Öte yandan, alacaklı tarafından yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser. TTK’nun 663/2. maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir süre işlemeye başlar.
Somut olayda; dayanak senedin vade tarihi 15.07.2003 olup takip tarihi olan 02.04.2008 tarihi itibariyle üç yıllık zamanaşımı süresi geçmiştir. Davalı tarafından zamanaşımının takip öncesinde kesildiği hususu da ispat edilemediğinden takip ve dava konusu bononun zamanaşımına uğradığının kabulü gereklidir.
Kural olarak, zamanaşımına uğrayan bono alacaklı lehine yazılı delil başlangıcı teşkil eder. Davalı alacaklı, zamanaşımına uğramış bonoyu yazılı delil başlangıcı olarak göstermek suretiyle ve temel ilişkiye bağlı olarak diğer her türlü delillerle alacağını ispatlayabilir. Bu durum karşısında açılan dava uyarınca davalı alacaklı; öncelikle dava ve takip dayanağı bonoda yer alan imzanın davacıların murisine ait olduğunu ispat etmesi sonrasında zamanaşımına uğramış bonoyu yazılı delil başlangıcı olarak göstermek suretiyle diğer delillerle ve temel ilişki uyarınca alacağın varlığını ispat etmelidir. Zira icra takibi sırasında imza inkarında bulunulmaması veya zamanaşımı hususunun ileri sürülmemiş olması da bu hususu değiştirmez.
Açıklanan bu durum karşısında mahkemece; ispat yükünün tayininde hataya düşülerek (ispat yükü ters çevrilerek), eksik inceleme ve hatalı hukuki değerlendirmelere istinaden yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olduğundan asıl ve birleşen davaların davacıları vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen davaların davacıları vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.10.2020 tarih ve 2018/349 Esas, 2020/355 Karar sayılı kararın dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın DAVACILARA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 26/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.