Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/134 E. 2021/161 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/134
KARAR NO : 2021/161

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2020
NUMARASI : 2020/72 D.İş- 2020/72 Karar

DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 03/02/2021

İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin talebinin reddine dair verilen ek karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TALEP :
İhtiyati haciz talep eden talep dilekçesinde özetle; karşı taraf şirket ve davacı bankanın 24/03/2016 tarihinde Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ve Üye İş Yeri Sözleşmesini imzaladıklarını, imzalanan sözleşmeler neticesinde davacı banka tarafından karşı tarafa POS terminalinden işlem yapma hakkı tanıdığını, ancak karşı tarafın inzalamış olduğu sözleşmelerden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğini, yapılan iade işlemi sonucunda ise ihtiyati tedbir talep eden banka tarafından 49.039,77 TL ödenmek zorunda kalındığını, bunun üzerine müvekkil bankanın POS borcu için borçlu karşı tarafa 25/11/2019 tarihinde Maçka Noterliğince düzenlenmiş olan ihtarnameyi göndermiş olduğunu, ihtarnamenin karşı taraf şirket çalışanına 04/12/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, buna göre borçlu karşı taraf için İİK’nun 257. maddesinde belirtilen ihtiyati haciz şartlarının oluşmuş olduğunu, tüm bu nedenlerle alacaklarının tahsili için borçlu karşı taraf olan şirketin taşınır, taşınmaz mallarıyla üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İTİRAZ DİLEKÇESİ :
İhtiyati hacze itiraz eden karşı taraf vekili itiraz dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz talep eden İş Bankası Maçka Şubesi ile müvekkili şirket arasında akdedilen 24/03/2016 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi’nin “M-Ortak Hükümler” başlıklı maddesinin M.22 fıkrasında “Taraflar iş bu sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıkta Türk hukuk kurallarının uygulanacağını ve anlaşmazlıkların çözümünde HMK’nun 5. ile 15. maddelerinde belirtilen mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, ayrıca karşı taraf tacir yada kamu tüzel kişisi ise banka şubesinin bulunduğu yer ile İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu kabul edildiği” bu nedenle kesin yetki kuralı sebebiyle ihtiyati haciz kararının yetkisizlik nedeniyle kaldırılmasını, ayrıca alacaklı bankanın talebinin hukuki ve fiili dayanaktan yoksun olduğunu başvuru dilekçesinde ileri sürülen mal kaçırma iddialarının asılsız olduğunu, müvekkili şirketin icralık herhangi bir durumunun olmadığını, bahsi geçen ihtarnamenin müvekkiline tebliğ edilmediğini, yine başvuru dilekçesinde iddia edilen müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini ihmal etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle, konulan ihtiyati haciz kararının öncelikle mahkememizin yetkisizliği nedeniyle ve gerekse başvuru dilekçesinde ileri sürülen davacı iddialarının gerçeği yansıtmaması nedeniyle esastan da itirazen incelenerek kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin olan değişik iş kararına itiraz eden karşı taraf vekilinin itirazlarının ” ihtiyati haciz kararımıza itiraz gerekçesi ise talep konusu alacağın bulunmamasına rağmen ihtiyati hacze konu edilmiş olmasıdır. Dosya incelendiğinde ihtiyati hacze konu alacağın ihtiyati haciz talep eden banka ile borçlu arasındaki üye işyeri sözleşmesine dayalı olarak POS terminali işlemleri karşılığındaki bedelin süresinde ödenmediği iddiası ile hesap kat işleminden kaynaklandığı görülmektedir. Somut olayımızda ihtiyati haciz konusu hizmet sözleşmesi alacağı hesabın kat edilmesi ile muaccel hale gelmiş olmakla birlikte itiraz eden vekilinin bu yöndeki itirazı da muteber bulunmamış olması” gerekçesi ile ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin talebin reddine ve yetki itirazının HMK 19/2 maddesine uygun olmaması sebebiyle yetki hususundaki itirazın da reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilmiş olan ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin talebin reddine dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Trabzon mahkemelerinin iş bu davaya bakmakla yetkili mahkemeler arasında olmadığını, genel kredi sözleşmesi uyarınca banka şubesinin bulunduğu yer ve davalı şirketin kanuni yerleşim yeri mahkemesinin yetkili mahkeme olan Maçka Mahkemeleri olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkemenin yetki itirazlarının reddine karar vermesinin usul ve asaya aykırı olduğunu, esasa ilişkin itirazlarının da eksik incelenmiş olduğunu, dava dilekçesinde ileri sürüldüğü gibi POS kullanımı nedeniyle davalı şirketin davacı bankaya borcunun bulunmadığını, dava dilekçesinde zikredilen ihtarnamenin davalı şirkete tebliğ edilmediğini, davalı şirkette tebliğ mazbatasında adı yazılı olan bir çalışanlarının bulunmadığını, bu nedenle davalı şirketin sözleşmede yazılı olan edimlerini ifa etmediğinin doğru olmadığını, tüm bu nedenlerle mahkemece verilen ek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Talep; ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin talebin reddine dair verilen ek kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İİK’nun 257. ve devamındaki maddelerde geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz müessesesi düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler uyarınca vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilecektir. Aynı Kanunun 258. maddesi gereğince alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermek mecburiyetindedir. Bir başka deyişle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacaktır.
İİK’nun 258/3 maddesinde “İhtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklı kanun yoluna başvurabilir.” hükmünü getirmişken borçlu yönünden de İİK’nun 265/5. maddesinde “İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge Adliye Mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru ihtiyati haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükmünü içermektedir.
Somut olay incelendiğinde; ihtiyati haciz talep eden bankanın talebi üzerine 06/03/2020 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiği, borçlunun itirazı üzerine açılan duruşma sonucunda itirazın reddedilmiş olduğu anlaşılmıştır. İhtiyati haciz talep eden Türkiye İş Bankası A.Ş. Maçka Şubesi ile (dosya kapsamında gönderilen Noter ihtarnameleri ile sözleşmenin Maçka Şubesi tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır.) aleyhine ihtiyati haciz istenen şirketin bankacılık hizmet sözleşmesi ve üye iş yeri sözleşmesi imzalamış olduğu sabittir. Sözleşmenin 22. maddesi incelendiğinde; “Taraflar, iş bu sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıkta Türk hukuk kurallarının uygulanacağını ve anlaşmazlıkların çözümünde, HMK’nun 5. ile 15. maddelerinde belirtilen mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, ayrıca karşı taraf tacir yada kamu tüzel kişisi ise banka şubesinin bulunduğu yer ile İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu kabul, beyan ve taahhüt ederler.” hükmünü içerdiği görülmektedir. HMK’nun 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü içerdiği görülmektedir. Aleyhine ihtiyati haciz istenen/borçlu itiraz dilekçesinde bu hususu açıkça belirtmiş ayrıca HMK’nun 6., 10., 14/1. maddeleri uyarınca da Maçka Mahkemeleri ve İcra Dairesinin yetkili olduğunu beyan etmiştir. Her ne kadar mahkeme gerekçesinde sözleşmede Maçka Mahkemelerinin yetkili kılınmadığını gerekçe yapmış ise de tarafları bağlayan sözleşmenin 22. Maddesi incelendiğinde “… Bankanın şubesinin bulunduğu…” yerin HMK’nun 17. maddesi gereğince yetkili kılındığı anlaşıldığından ve bu yerin de sözleşmeyi yapan Maçka Şubesi olduğundan Maçka Mahkemelerinin ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olacağı sabit hale gelmiştir. Bu sebeple mahkemece ihtiyati hacze itirazın reddedilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm bu nedenlerle, yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin itirazının kabülu ile yerel mahkemece verilen 06/10/2012 tarihli ek kararın kaldırılmasına, kaldırılan kararın yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisine karar verilmesine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2020 tarih, 2020/72 D. İş ve 2020/72 Karar sayılı ek kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA.
2-Kaldırılan hükmün yerine;
“a)İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin talebinin 06/03/2020 tarihinde konan ihtiyati haczin mahkemenin yetkili olmaması nedeniyle KABULÜ ile mahkemece konan ihtiyati haczin KALDIRILMASINA.” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE.
3-İstinaf başvurusu sırasında peşin ödenen istinaf karar harcının talep halinde istinaf eden ihtiyati hacze itiraz edene İADESİNE.
4-İstinaf kanun yolu başvurusu sebebiyle ihtiyati hacze itiraz eden tarafından yapılan bir adet tebligat gideri 19,00 TL, dosya gönderme gideri 48,00 TL ve istinaf kanun yoluna başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 205,60 TL yargılama giderinin ihtiyati haciz talep edenden tahsili ile istinaf eden ihtiyati hacze itiraz edene VERİLMESİNE.
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadan karar verilmiş olması nedeniyle istinaf eden yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA.
6-Kararın Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 03/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip