Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1265 E. 2021/1702 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1265 – 2021/1702
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1265
KARAR NO : 2021/1702

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2021
NUMARASI : 2020/149 Esas-2021/218 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 29/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.07.2012 tarihinde müvekkillerinin müşterek çocuğu ve desteği ……’ın sevk ve idaresindeki mobilete, davalı sigorta şirketince kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS poliçesi kapsamında sigortalanan ……. plakalı aracın çarpması suretiyle oluşan trafik kazası neticesinde, müvekkillerinin desteğinin vefat ettiğini, bu nedenle müvekkillerinin destekten yoksun kalma zararlarının oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ve belirsiz alacak davası babında 5.000,00-er TL’nin davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 23.02.2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava değerini davacı ……. yönünden 23.720,47-TL davacı …… yönünden 13.760,32-TL’ye yükselterek, hükmedilecek tazminatın 19.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilince davacıların başvurusu sonrasında hasar dosyası açılarak 19.12.2012 tarihinde ödeme yapılıp ibraname alındığını, bu haliyle davanın KTK’nun 111. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürede açılmadığını, sigortalı aracın ticari olmaması nedeniyle avans faizi talep edilemeyeceğini, tarafların kusur durumunun ve davacıların desteğinin müterafik kusurunun değerlendirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; davalı sigorta şirketi bünyesinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan ……. plakalı aracın Krd. Ereğli – Devrek yolu Subaşı Köyü Hacılı Mahallesi kavşağında davacıların desteğinin kullanmakta olduğu plakasız motosiklet ile çarpışarak dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, bu kazaya karışan motosiklet sürücüsü ve davacıların desteği müteveffa ……..’ın vefat ettiği, dava konusu kazanın çift taraflı kaza olması sebebi ile 22/10/2020 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda belirtildiği üzere davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan araç sürücüsünün % 35 oranında, müteveffa motosiklet sürücüsünün % 65 oranında kusurlu olduğu, aktüerya bilirkişi raporundan ve kolluk araştırma tutanağından da anlaşıldığı üzere davacının dosyada bildirilen bir net gelirinin olmaması üzerine asgari ücret üzerinden hesaplandığı, davalar için zorunlu arabuluculuk dava şartının yürürlükte olduğu, davacı tarafça davalı sigorta şirketine başvuru üzerine kendilerine 19/12/2012 tarihinde toplam 7.164,82 TL ödeme yapıldığı, her ne kadar davalı sigorta şirketince davacılar tarafından ibra edildikleri yönünde savunma yapılmış ise de dosyaya bu hususta herhangi bir ibraname sunamadıkları gibi, davacılar adına davalı sigorta şirketi ile dava öncesinde irtibata geçen “……….” yazı cevabından davalı sigorta şirketinin davacılar tarafından ibra edilmediklerinin anlaşılması üzerine davalı tarafın ibra hususundaki savunmalarına itibar edilemeyeceği, aktüerya bilirkişi raporunda PMF 1931 hesap tablosuna göre hesaplama yapılmış olmasının ZMMS poliçesinin yapılış tarihi ve kaza tarihi dikkate alındığında isabetli olduğu, kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçe sorumluluğunun 200.000,00 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin temerrütünün kendilerine yapılan başvuruyu takip eden 8 iş günü sonrası olmasına rağmen davacıların sigorta şirketine başvuru tarihinin dosyadan anlaşılamaması ve davalı sigorta şirketinin 19/12/2012 tarihinde ödeme yaparak en geç bu tarihte dava konusu olaydan haberdar olması nedeni ile temerrüt tarihi olarak ödeme tarihi olan 19/12/2012 tarihinin alınmasının isabetli olacağı, ayrıca kazaya karışan ve davalı şirket bünyesinde sigortalı aracın ticari araç olmaması sebebi ile ticari avans faizi değil yasal faiz oranının uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu noktada dikkat edilmesi ve üzerinde durulması gereken bir diğer husus ise davacıların murislerinin motosiklet kullanıcısı olması da dikkate alınarak kask takıp takmadığı ve bu nedenle dava konusu zararın oluşumunda müterafik kusurunun bulunup bulunmadığıdır. YARGITAY 17. Hukuk Dairesi, 2020/8942 – 2021/2629 Esas – Karar sayılı ilamında; “Somut olayda; davacının motosiklet sürücüsü olduğu, kaza tespit tutanağında mevcut tabloda kask takılı olup olmadığının belli olmadığı, ancak yaralanmasının şekli ve Sağlık Kurulu Raporuna göre trafik kazası ile uyumlu kafa travması sonucu beyin hasarı meydana geldiği, anlaşılmaktadır. Davalı vekili, kask takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği savunmasında bulunmuş, hakem heyetince bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu itibarla; hakem heyetince zarar görenin müterafik kusurunun varlığı ve indirim yapılması gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, müterafik kusur oluştuğunun kabul edilmesi halinde tazminattan %20 oranında indirim yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde karar vermiştir. Somut olay incelendiğinde davacıların murisinin kask takmadığı kaza tespit tutanağında belirtilmiş olduğu gibi murise ait otopsi tutanağından da desteğin kafatası bölgesinde kırıklar olduğu, bu durumun desteğin kask takmamış olması ile uyumlu olduğu, Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere aktüerya hesap uzmanı bilirkişinin hesaplamış olduğu 37.480,79 TL tazminat miktarı üzerinden davacıların desteğinin kask takmamış olması nedeni ile %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, bu şekilde bulunan 29.978,64 TL tazminatın (kaza tarihi itibariyle poliçe limitleri içinde kaldığı da dikkate alınarak) davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü 19/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve ayrıca davanın reddedilen kısmının takdiri indirim nedeni ile reddedilmiş olması nedeni ile davalı sigorta şirketi lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde kısmen kabul – kısmen ret kararı verilmiştir.” şeklindeki gerekçelerle
1-Davanın KISMEN KABÜL -KISMEN REDDİ ile;
Davacı anne ……. için 18.970,38 TL, davacı baba ….. için ise 11.008,26 TL olmak üzere toplam 29.978,64 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 19/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE, fazlaya dair davanın, davacıların desteği motosiklet sürücüsünün kask takmamış olması nedeni ile % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak REDDİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilince dava öncesinde davacılara ödeme yapılarak ibraname alındığını, bu haliyle davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, mahkemece ödemelerin yapıldığı banka şubesine müzekkere yazılarak ibranameler celbedilmeksizin eksik araştırma ile karar verildiğini, davacıların 20.10.2012 tarihli temlikname ile kaza uyarınca doğan alacaklarının %20’sini dava dışı şirkete temlik etmesine karşın bu kısım yönünden de davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan rapordaki kusur oranlarının yerinde olmadığını, kusur yönünden çelişki giderilmeksizin karar verildiğini, rapor tarihi itibariyle güncel değerler üzerinden tazminat hesabı yapıldığından ancak hesap tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğini, işleyecek dönem için ayrıca faize hükmedilmeyeceğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, ZMMS sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin taraf olduğu trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; mahkemece yapılan yargılama sırasında verilen kesin süreye rağmen ibranamenin dosyaya sunulmamasına, taraflarca hazırlanma ilkesi gözetildiğinde ödeme yapan banka şubesine müzekkere yazılmasına gerek bulunmadığı gibi ödemenin yapıldığı dava dışı şirket tarafından dosyaya sunulan dilekçede de ödeme sırasında ibraname alınmadığının belirtilmiş olmasına, kaza tespit tutanağı, ceza dosyasında alınan kusur raporu ve bu dosya kapsamında alınan kusur raporlarının birbirleriyle örtüşmesi nedeniyle davalı vekilinin kusur durumuna yönelik istinaf itirazlarının yerinde görülmemesine, davacılar ile dava dışı şirket arasında imzalanan temliknamede kazadan kaynaklı tüm alacakların değil açılan hasar dosyası uyarınca yapılan ödemelerin %20’sinin temlik edildiğinin anlaşılmasına, mahkemenin temerrüt faizine ilişkin değerlendirmelerinde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.05.2021 tarih ve 2020/149 Esas-2021/218 Karar Sayılı kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin alınan harcın mahsubuyla bakiye 1.535,84-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davalı aleyhine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
6-İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince DAVALIYA İADESİNE YER OLMADIĞINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 29/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.