Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1264 E. 2021/1598 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1264 – 2021/1598
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1264
KARAR NO : 2021/1598

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2021
NUMARASI : 2020/4 Esas 2021/211 Karar

DAVACILAR :

VEKİLLERİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 15/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/11/2021

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin murisi ve desteğinin 27/07/2010 tarihinde sevk ve idaresindeki ….. plakalı araç ile yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, müteveffanın vefatına sebebiyet veren …… plakalı aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesi ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, müteveffa desteğin vefatından sonra geride destekten yoksun kalan olarak müvekkillerinin kaldığını, bu kazada desteğini kaybeden müvekkilinin yaşadığı ve yaşayacağı acıyı tarif etmenin mümkün olmadığını, vefat eden desteğinden hem bedeni hem de maddi ve manevi olarak yardım alan ve alacak olan bu desteğe muhtaç olan ve olacak olan müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarara maruz kaldığını, bu nedenlerle, haklı ve yasal davanın kabulü ile esas itibari ile destekten yoksun kalan 3. kişi olan müvekkili için 5.000,00’er TL (belirsiz alacak) destekten yoksun kalma zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tazmin ve tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, mahkeme masrafları ile mahkeme vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Trafik sigortası kusurlu bir sürücünün bir üçüncü kişiye zarar vermesi halinde devreye girdiğini, kendi kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücünün yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin teminat dışında olduğunu, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, kusur durumunun tespiti gerektiğini, tazminat hesaplamasının aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından ZMMS genel şartları çerçevesinde yapılması gerektiğini, kazazedenin müterafik kusuru nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, müvekkil sigorta şirketi temerrüde düşmediğini, dava tarihinden itibaren taraflar açısından yasal faiz uygulanması gerektiğini, davanın reddinin gerektiğini, aleyhe hüküm kurulmaması halinde yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Davacıların oğulları ve desteği ……’ın sürücüsü olduğu …… plakalı motorsiklet ile 27/07/2010 tarihinde yaptığı tek taraflı trafik kazasında vefat ettiği, müteveffanın vefatına sebebiyet veren aracın kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesi ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğu, davacılar tarafından işbu destekten yoksun kalma tazminat davasının açıldığı dosya kapsamı ile sabittir. Davacılar desteklerini kaybedenler olup yaşanan trafik kazası sebebi ile zarar gören 3. kişi konumundadırlar, bu nedenle uğradıkları destekten yoksun kalma zararının kazaya karışan aracın sigortacısı olan davalı sigorta şirketi tarafından giderilmesi gerekmektedir. Tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra dosyamız konusunda uzman aktüerya hesap uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, düzenlenen bilirkişi raporundan dava konusu trafik kazası sebebi ile davacı ……’ın uğradığı destekten yoksun kalma tazminatının 102.435,86 TL, davacı ……’ın uğradığı destekten yoksun kalma zararının 72.564,14 TL olduğu belirtilmiştir. Dava konusu trafik kazası 27/07/2010 tarihinde meydana gelmiş olup, ZMMS poliçe limitinin 360.000,00 TL olduğu, toplam bedelin poliçe limiti dahilinde kaldığı anlaşılmış ve davacının 08/03/2021 tarihli dilekçe ile HMK 107. maddesi uyarınca belirli hale getirmiş olup davanın bu hali ile kabulüne” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, sigorta şirketine başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddinin gerektiğini, trafik sigortasının kusurlu bir sürücünün bir üçüncü kişiye zarar vermesi halinde devreye girdiğini, kendi kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücünün yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı talepleri teminat dışında olduğunu, yerel mahkemenin müterafik kusura ilişkin itirazları hiçbir şekilde değerlendirilmeyip eksik inceleme ile hüküm kurduğunu, kaza sırasında müteveffa sürücünün emniyet kemerinin takılı olmadığını, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasını talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen zararın tazmini istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; davacıların murisi …..’ın 27/07/2010 tarihinde tek taraflı trafik kazası sebebiyle vefatından dolayı davacı anne babanın destekten yoksun kalma tazminatı talep eder olduğu, mahkemesince taraf delillerinin toplandığı, aktüer bilirkişiden rapor alındığı ve bilirkişi raporu dayanak yapılarak, yapılan bedel artırımı doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde; 6102 Sayılı TTK’nın 5/A maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurulmadığını beyan etmiş ise de; davacının arabuluculuğa başvurduğu, “Arabuluculuk Son Tutanağının” 27/12/2019 tarihinde düzenlendiği ve dava dilekçesinin ekine eklenmiş olduğu anlaşıldığından bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı görülmüştür.
Sigorta şirketine başvuru şartı yerine getirilmediği beyan edilmiş ise de; davacı tarafından 18/09/2020 tarihinde sigorta şirketine başvurulduğu, sigorta şirketine başvuru şartının tamamlanabilecek nitelikteki dava şartı olduğu, HMK 114. ve 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesinde gösterilen dava şartının davacı tarafça yerine getirildiği ancak bir sonuç alınamadığı anlaşıldığından bu yöndeki istinaf sebebinin de reddi gerekmiştir. (Yargıtay 17. HD. 19/03/2021 tarih 2020/824 Esas 2021/2980 Karar vb.)
Müteveffanın kendi kusuru ile ölümüne sebebiyet verdiğinden yakınların destekten yoksun kalma tazminatı talebinin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; kaza tarihinin 27/07/2010 olduğu, yerleşik yargıtay uygulamaları ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları”ndaki değişikliğin 01/06/2015 tarihinden sonra yürürlüğe girdiği de nazara alındığında bu yöndeki istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkeme kararında müterafik kusura ilişkin itirazların değerlendirilmediğine yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; “…Davacıların, ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, desteğin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı gözetildiğinde desteğin müterafik kusurunun da evleviyetle davacılara yansıtılamayacağının kabulü gerekir. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar sayılı, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı, HGK’nun 16.01.2013 gün ve 2012/17-1491 esas ve 2013/74 karar sayılı ilamları uyarınca) Bu nedenle, desteğin kusurunun davacılara yansıtılamayacağına ilişkin düzenlemeler dikkate alındığında, davacıların, destekten yoksun kalma zararının tespitinde desteğin müterafik kusuru oranında tazminattan indirime gidilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir…” (Yargıtay 17. HD. 2020/12901 Esas 2021/1573 Karar vb.) Bu ilamdan da anlaşıldığı üzere davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları anlaşıldığından bu yöndeki taleplerin de reddi gerekmiştir.
Tüm bu sebeplerle mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu görülmüş davalının tüm istinaf itirazlarının HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/04/2021 tarih, 2020/4 Esas, 2021/211 Karar sayılı karına yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gerekli 11.954,25 TL harçtan istinaf başvurusu sırasında alınan 2.988,56 TL peşin harcın mahsubu ile 8.965,69 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davalı aleyhine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA.
5-İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince davalıya İADESİNE YER OLMADIĞINA.
6-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin dairemizce; kesinleştirme ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerinin mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 15/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye- Üye- Katip-
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı