Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1240 E. 2021/1534 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1240
KARAR NO : 2021/1534

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2021
NUMARASI : 2021/29 Esas 2021/231 Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …-UETS
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …- UETS
MÜTEVEFFA : … -…
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 08/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/11/2021

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin …nün 13712 sicil numarası ile kayıtlı A*.’den Trabzon İcra Müdürlüğünün 2015/* Esas sayılı İcra Takip dosyası ile alacaklı olduğunu, icrai işlemler devam ederken dava dışı borçlu …’ın taşınmazlarını mal kaçırma ve alacaklılarına zarar vermek kastı ile kaçırdığının tespit edildiğini, bunun üzerine taşınmazlar üzerinde Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12/11/2019 tarih 2018/* Esas – 2019/* Karar sayılı ilamı ile cebri icra yetkisi alındığını, alınan yetkiye dayanarak mal kaçırmaya konu taşınmazların kıymet takdirlerinin yapılarak satılmaları talep edildiğini, taşınmazların kıymet takdirlerinin taraflara tebliğ aşamasında dava konusu şirketin ticaret sicilden terkin edilmesi nedeniyle şirkete ilişkin olarak ihya davası açmak üzere İcra Müdürlüğü tarafından süre verildiğini, son 5 yıl Olağan Genel Kurul yapılmaması nedeni ile 21/06/2013 tarihinde Ticaret Sicilinden resen terkin edildiğini, şirketin tasfiye dışında kalmış icra dosyaları, devam eden dava dosyaları bulunduğundan, şirketin usulsüz olarak tasfiye edildiğini, her ne kadar ihyası istenen şirketin Ticaret Sicilinden resen terk edileli 5 yıldan fazla geçmiş ise de; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun geçici 7/2 maddesi uyarınca bu sürenin ihyası istenen şirketin davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları veya tarafı bulunduğu icra dosyalarının olması durumunda uygulanmasının mümkün olmadığını, …nün 13712 sicil numarası ile kayıtlı Ata Yazılım İletişim Donanım Danışmanlık Servis Hizmetleri Turizm Taşımacılık ve Makine Sanayi Ticaret A.Ş. ünvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyası ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … tarafından dava dışı * sicil numaralı*.’nin Trabzon Ticaret Odası kaydının silinmesine dair işlemlerin tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğini, iş bu davanın davacı tarafından 5 yıllık yasal sürede açılmadığını, sicil gazetesinde yer alan ilana göre; münfesih durumda olduğunun anlaşıldığı; 6102 sayılı yasanın geçici 7. maddesi uyarınca infisah nedenlerinin yazının tebliğinden itibaren 2 ay içinde Müdürlüğe bildirilmesi; faaliyetinin devam etmemesi durumunda tasfiye memurunun aynı süre içinde bildirilmesi; ayrıca şirketin davacı/davalı sıfatı ile devam eden davasının bulunup bulunmadığının sorularak ihtar edildiğine ilişkin yazı 06/03/2015 tarihinde *.’ne ve şirket adına tüm ortaklara tebliğ edildiğini, davacı şirketin dava dışı *. aleyhine icra takibinde bulunma tarihi icra dosyasının esas numarasının 2015 tarihi olduğunu, sicilden silinme tarihinden 2 yıl sonra olduğunu, sicile dava dışı şirket ile ilgili icra dosyası olduğu bilgisi bu aşamada dahi verilmediğini, bu dosya ile ilgili Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/* Esas sayılı dosyasından 12/11/2019 yılında ihya davası açmak üzere süre talep edildiğini, 2021 yılında ihya davası ikame edildiğini, aradan 8 yıla yakın bir süre geçtiğini, iş bu davanın hak düşürücü süreye uyulmadan açılmış olduğunu, müvekkilinin silme işlemini usulüne uygun olarak yerine getirdiğini, müvekkiline vekalet ücreti, yargılama giderinin yüklenilmemesi gerektiğini, davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Mahkememize getirtilen ticaret sicil kaydı ve ticaret sicil gazetesi örnekleri, Trabzon İcra Müdürlüğünün 2015/* Esas sayılı takip dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu şirketin 08/06/2005 tescil tarihinde Trabzon ilinde kurulduğu ve kaydolduğu, son beş yıllık Genel Kurulunun tescilini yaptırmadığından 21/06/2013 tarihinde sicilden silindiği anlaşılmıştır. İncelenen icra dosyasından da anlaşıldığı üzere dava dışı şirketin tam anlamıyla tasfiyesinin yapılmadığı, davacının dava açmakta haklı olup menfaatlerinin bulunduğu anlaşılmakta ve değerlendirilmektedir.
Ne var ki davalı tarafça görülmekte olan davanın TTK Geçici 7/15 maddesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığından bahisle davanın reddi gerektiği savunulmuş ve davacı tarafça her ne kadar görülmekte olan dava TTK Geçici 7/15 maddesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açılmış ise de TTK Geçici 7/2 maddesi uyarınca dava konusu şirketin resen terkin edildiği sırada davacı tarafça dava konusu şirket aleyhinde açılmış Trabzon İcra Müdürlüğünün 2015/* Esas sayılı İcra Takip dosyasının derdest olması sebebi ile dava konusu şirket hakkında TTK Geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin işlemi yapılamayacağını iddia etmiştir.
TTK Geçici 7/2. maddesi uyarınca; “Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.” hükmü amir olup açıkça bu fıkrada da görüldüğü gibi TTK Geçici 7/2. maddesinde yalnızca derdest davaları bulunan şirketler hakkında TTK Geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin işlemi yapılamayacağı belirtilmiş olup derdest icra takipleri kapsam dışı bırakılmıştır. Eğer kanun koyucunun iradesi derdest icra takibi bulunan şirketler hakkında da TTK Geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin işlemi yapılamayacağı yönünde olsaydı çok kolayca madde metnini icra takiplerini de kapsayacak şekilde düzenleme imkanı varken icra takiplerini kapsam dışında bırakmış olması karşısında yorum yolu ile madde metninin derdest icra takibi bulunan şirketler için de TTK Geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin işlemi yapılamayacağının kabulü mümkün olmayıp davacı tarafın bu yöndeki iddiaları geçerli görülmemiştir.
Bununla birlikte TTK Geçici 7/4-a. maddesi uyarınca ise resen terkin işlemi yapılabilmesinin yöntem ve koşulları düzenlenmiş olup; ” Ticaret sicili müdürlüklerince; a) Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.” hükmü amir olup yasa maddesinde de belirtildiği gibi resen terkin işlemine tabi tutulacak şirketin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanması ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan yayımlanması gerekmektedir. Somut olayda dosya incelendiğinde gerekli ilan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanmış ise de; dava konusu şirketin son yönetim kurulunun …, *ve * * oluşmasına rağmen tebligatların yalnızca dava konusu şirkete, …, *’na gönderildiği diğer yönetim kurulu üyesi *’e tebligat gönderilmediği, bu nedenle yapılan resen terkin işleminin TTK Geçici 7/4-a. maddesine aykırı olup davanın kabulü gerektiği,” gerekçeleriyle davanın kabülu ile; “*”nin, Trabzon İcra Müdürlüğünün 2015/* esas sayılı takip dosyası ile sınırlı olarak ihyasına, şirkete tasfiye memuru olarak son yönetim kurulu üyelerinden …’ın atanmasına, kararın tescil ve ilanı için Trabzon Ticaret Sicil İl Müdürlüğüne gönderilmesine, karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 6502 sayılı yasanın geçici 4. Maddesi resen silme işlemi öncesinde usulen yapılması lazım gelen tebligatların bizzat şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere yapılması gerektiği düzenlemesinin yer aldığını, yönetim kurulu kararına istinaden her ne kadar boşalan yk üyeliğine *gelmiş olsa da kendisine alenen temsil yetkisi verilmediğini, temsil yetkisi verilmiş olsa sicile bu hususun şerh edileceğini, bu şekli ile * sicil numarası ile sicile şerh edilmiş söz konusu karar dayanak kabul edilerek yasaya uygun olarak şirket temsil ilzama yetkili kişilere ihtar ve tebligatlar tebliğ edildiğini, müvekkil sicil md tarafından sicilden resen silme işlemi yasaya ve usule uygun kusur atfedilemeyecek şekilde yerine getirildiğini, aleyhine vekalet ücreti yüklenmesi yasal hasım konumunda bulunan sicil Müdürlüğü için ağır yük oluşturduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını ve reddinin gerektiğini, davacı şirketin dava dışı *aleyhine icra takibinde bulunma tarihi icra dosyası 2015 tarihi olup (sicilden silinme tarihinden 2 yıl sonra olup sicile dava dışı şirket ile ilgili icra dosyası olduğu bilgisi bu aşamada dahi verilmemiştir); bu dosya ile ilgili Trabzon 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/* Esas sayılı dosyasından 12.11.2019 yılında ihya davası açmak üzere süre talep edildiğini 2021 yılında ihya davası ikame edildiğini, arada 8 yıla yakın süre olduğunu, bu nedenle reddi gerektiğini, ihya davalarında ticaret sicil müdürlüklerinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile sicil aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasını mahkemece verilen kararın bu yönüyle kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; mahkemesince TTK geçici 7/4-a maddesi gereğince yapılması gerekli ilan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanmış ise de, dava konusu şirketin son yönetim kurulunun …, * ve * *’ten oluşmasına rağmen tebligatların yalnızca dava konusu şirkete, …, * * gönderildiği diğer yönetim kurulu üyesi *’e tebligat gönderilmediği, bu nedenle yapılan resen terkin işleminin TTK Geçici 7/4-a maddesine aykırı olup bu sebeple davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Dosya içerisine getirtilen …nün 25/11/2021- 2021- GD-482 sayılı yazısında ilgili firmanın son yönetim kurulunun …, ** isimli kişiler tarafından oluştuğu ve ilgili kişilerin müşterek imzaları ile temsile yetkili olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. Davalı istinaf talebinde ise; * * 31/03/2008 tarihli yönetim kurulu kararına göre boşalan yönetim kurulu üyeliğine atanmasına rağmen kendisine alenen temsil yetkisi verilmediğinden TTK geçici 7/4-a maddesi gereğince tebligat çıkartılmasına gerek olmadığı bildirilmiş ise de dosya içerisine getirtilen şirket ana sözleşmesinin incelenmesinde şirketi temsil ve ilzamı başlıklı 8. maddede “Şirketin yönetimi ve dışarıya karşı temsil yönetim kuruluna aittir…” hükmünü içerdiği bu sebeple, yönetim kurulu üyesinin şirketin temsil ilzamı ile sorumlu olduğunun belirlendiği bu haliyle mahkeme kararında belirtildiği gibi *’e tebligat çıkartılmamasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Hatalı silme sebebiyle Ticaret Sicil Müdürlüğüne ücreti vekalet yükletilmesinde bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
Tüm bu sebeplerle mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu görülmüş davalının tüm istinaf itirazlarının HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/05/2021 tarih, 2021/29 Esas, 2021/231 Karar sayılı karına yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE.
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA.
3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davalı aleyhine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA.
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin dairemizce; kesinleştirme ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerinin mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 08/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

… … … …
Başkan-… Üye-… Üye-… Katip-…
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı