Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1206 E. 2021/1443 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1206
KARAR NO : 2021/1443

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN VEKİLİ : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2020
NUMARASI : 2020/158 Esas-2020/182 Karar

DAVACILAR : 1-… – …

2-… – …

3-… – …

4-… – …

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI TÜRK ANONİM
ORTAKLIĞI
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi *’na davalı bankadan kredi kullandırıldığı, taraflar arasında akit edilen kredi sözleşmesinde murisin kredi kartı ekstresinden her ay düzenli olarak sigorta bedelinin tahsil edildiği, ayrıca krediye ilişkin hayat sigortası ödeme ve talimatı da bulunduğu, muris *’nun vefat etmesi üzerine müvekkillerinin çekilen kredinin ödemesinin sigorta bedelinden karşılanması için görüştükleri ancak bu talebin banka tarafından reddedildiği, çekilen krediden dolayı davalı bankanın Trabzon İcra Dairesinin 2019/* Esas sayılı dosyası ile ipotekli taşınmaz için takibe başlanıldığı, ödeme emrinde belirtilen asıl alacak ve ferileri ile birlikte borcu olmadığının tespit edilmesi, davalının haksız ve kötüniyetli icra takibi yapmış olması nedeni ile dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere, kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, belirtili icra dosyası vasıtası ile ipotekli taşınmazın satış ve icra takip işlemlerinin durdurularak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bir kısım davacılar murisi ile müvekkil banka arasında 27/11/2017 tarihli 150.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesinin tanzim edildiği, iş bu sözleşme kapsamında 28/11/2017 tarihinde 100.000,00 TL tutarlı 12 ay ödemesiz, 28/11/2018 vade başlangıçlı ticari kredinin kullandırıldığı, iş bu sözleşme kapsamında teminat olarak davacılardan … adına kayıtlı Trabzon İli * İlçesi * Mahallesi * ada * parselde kayıtlı *.kat * nolu bağımsız bölüm mesken vasıflı taşınmaz üzerinde müvekkil banka lehine 27/11/2017 tarihli, * yevmiye numaralı 300.000,00 TL bedelli ipotek tesisinin yapıldığı, söz konusu * ve * nolu kredilerin vadesinde geri ödenmemesi üzerine Samsun 1. Noterliğinin * yevmiye numaralı ve 12/03/2019 tarihli 08/03/2019 hesap kat tarihli ihtarnamesi keşide edilmiş iş bu ihtarname, tebliğ şerhinde belirtildiği üzere * adresinden murisin komşusunun ölüm beyanı üzerine iade edildiği, aynı ihtarnamenin ipotek veren …’nun ipotek belgesinin 13/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ticari nitelikli kredilerin muaccel hale geldiği, bu alacaklar yönünden hesap kat ihtarına herhangi bir itiraz söz konusu olmadığı, ipoteğin paraya çevrilebilecek hale geldiği, muris * 05/05/2018 tarihinde vefat ettiği, Trabzon 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/* E-* K. sayılı dosyası ile veraset ilamı çıkarıldığı, 26/07/2019 tarihi itibariyle hesap kat edilerek ihtarname keşide edildiği, bu ihtarnameye de herhangi bir itirazın olmadığı, Trabzon İcra Dairesinin 2019/* Esas sayılı dosyası üzerinden davacılar hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine başlanıldığı, müvekkil banka alacağını sürüncemede bırakmak amacı ile kötüniyetli olarak dava açıldığı, mesnetsiz davanın reddi ile murisin KOSGEB kredisi kullandığı, müvekkil bankadan kullanılan kredilerin ticari ve mesleki amaçla olduğu, bu sebeple Ticaret Mahkemesinin görevli olması gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 7155 sayılı kanunun 20. maddesi uyarınca 01/01/2019 tarihinden itibaren açılan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, yine aynı kanunun 23. maddesi “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” cümlesi gereğince arabulucuya başvurulmadan açılan iş bu davanın HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; menfi tespit davalarının dava şartı niteliğinde zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığını, mahkemece bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Her ne kadar mahkemece ticari nitelikli menfi tespit davaları yönünden arabuluculuğa başvurma zorunluluğu bulunduğu, dava açılması öncesinde bu zorunluluğun yerine getirilmediği gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş ise de Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik 2020/85 Esas ve 2020/454 Karar sayılı, 13.02.2020 tarihli ilamında gerekçesi açıklandığı üzere; ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesi zorunlu olmayıp arabulucuya gidilmiş olması da bir dava şartı değildir. Söz konusu ilamın bağlayıcı olması karşısında mahkemece taraf delilleri toplanılıp işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan bu durum karşısında; davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-4 ve 6. maddeleri uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/03/2020 tarih ve 2020/158 Esas, 2020/182 Karar sayılı kararın, dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nun 353/(1)-a-4 ve 6. maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın DAVACIYA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 20/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan Vekili

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.