Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1184 E. 2021/1392 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1184 – 2021/1392
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1184
KARAR NO : 2021/1392

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2021
NUMARASI : 2018/371 Esas 2021/87 Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1
VEKİLİ :
DAVALI : 2 –
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2021

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ……., 19.10.2017 tarihinde Trabzon ili, Ortahisar ilçesi, Akyazı mevkiinde bulunan Akyazı tüneli içerisinde, kendisine ait …….. plakalı araç ile seyir halindeyken, birbirine çarpıp kaza yapan …… ve …… Plakalı araçlardan …… Plakalı araca çarpması sonucunda müvekkilin …… Plaka nolu, 1.5 Renault Clio Marka 2005 model, aracı ağır derecede hasar almış ve kullanılamayacak duruma geldiğini, bu kazada müvekkilin kusuru bulunmayıp diğer araç sürücülerinin kusurlu olduğunu, kazaya karışan ……. Plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı …… numaralı poliçe kapsamında davalı …… A.Ş. olduğunu, yine kazaya karışan ……. Plakalı aracın aracın zorunlu trafik sigortacısı ise ……. numaralı poliçe kapsamında davalı ……. A.Ş olduğunu, Sigortacısı davalı …… Sigorta A.Ş. olan ve sürücüsü ……. yönetimindeki ……. plakalı araç ile tünel içerisinde, sol şeritte, durmaya yakın derecede yavaşlayarak 90 derecelik bir açıyla dönülebilen ve olağanüstü durumlarda kullanılmak üzere yapılmış güvenlik tüpüne, diğer tünele geçmek amacıyla girdiğini, bu davalının yaptığı eylem ağır ve kastı aşan derecede, kaza tehlikesi öngörülebilen, bilinçli taksir teşkil eden bir eylem olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davaya konu trafik kazası nedeniyle müvekkilin aracında meydana gelen zararın (hurda değeri düşüldüğünde güncel piyasa değeri) şimdilik taraflarınca tespiti mümkün olmadığından 1.000.00 TL’nin davalı sigorta şirketlerinden sigortacısı oldukları …… ve…… Plakalı araç sürücülerinin kusurları oranında ve kaza tarihindeki güncel poliçe limitiyle sınırlı olarak tazmin edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılardan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı …… vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, belirsiz alacak davası açmakta hukuki menfaati olmadığını, huzurdaki davanın dava dışı sigortalı ve araç sürücüsüne ihbarı gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkil şirket nezdinde sigortalı bulunan aracın sürücüsünün kusuru olmadığını, davacının kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, kazanın, yapımı henüz tamamlanmamış olan tünelde meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunun da araştırılması gerektiğini, kusur oranlarının tespiti bakımından işbu dosyanın mahkememizce Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı ……. Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin dava dilekçesinde 19.10.2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını belirttiği …… plakalı araç, 04.11.2016 başlangıç – 04.11.2017 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere …… numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile ……. adına kaza tarihi itibarıyla maddi hasarda araç başına 33.000,00 TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkil şirkete sigorta ettirildiğini, söz konusu maddi teminat miktarı davalı müvekkil sigorta şirketinin işbu poliçeden doğan sorumluluğunun üst limiti olduğunu, sigortalı araç sürücüsüne kusur izafe edilmesi halinde, davacının aracında meydana gelen hasardan doğan maddi tazminat talebi bakımından kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için müvekkil sigorta şirketinin dava konusu talep ile sorumlu olduğu düşünülse dahi, davalı müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun doğan kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’na sevki ile kusur oranlarının tespitinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “dava konusu uyuşmazlığın, trafik kazası sonucunda davacıya ait araçta meydana gelen zararın tazmini talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Dosyaya getirtilen belgelerden, 19/10/2017 tarihinde …… plakalı araca seyir halinde iken arkadan gelen ……. plakalı aracın çarpması sonucu ilk kazanın meydana geldiği, sonrasında …… plakalı aracın da ……. plakalı araca arkadan çarpması neticesinde ikinci kazanın meydana geldiği, ……. plakalı aracın kaza tarihinde …… Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olduğu, ……. plakalı aracın ise kaza tarihinde ……Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olduğu anlaşılmıştır. Mahkememiz dosyası, davaya konu trafik kazasına ilişkin tarafların kusur oranlarını tespit için trafik bilirkişisine tevdi edilmiş olup, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, 1. Kazada …… plakalı araç sürücüsü …….’nin %60 asli kusurlu, …… plakalı araç sürücüsü …….’un %40 tali kusurlu, 2. Kazada ……. plakalı araç sürücüsü ……’in %70 asli kusurlu, ……. plakalı araç sürücüsü ……’nin %30 tali kusurlu olduğu bildirilmiştir. Taraf vekillerinin rapora karşı itirazları doğrultusunda dosyamız İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek kusur raporu tanzimi istenilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen 04/12/2019 havale tarihli raporunda özetle; sürücüler …… ve …..’nin kusursuz olduğunu, davacı sürücü ……’in %100 kusurlu olduğu, sürücü …… ve sürücü ……’nin %80 kusuru olduğu, davacı sürücü …..’in %20 kusurlu olduğu bildirilmiştir. ATK Trafik İhtisas Dairesinden gelen 18/11/2019 tarihli raporda, tarafların kusur oranları iki ihtimale dayalı olarak tespit edilmiş olup kusur oranlarının takdiri mahkememize bırakılmış olduğu gözetilerek mahkememizce davacı sürücü ……’in ve dava dışı sürücüler ….. ve …..’nin kazanın meydana gelmesinde eşit oranda yani davacı ……’in %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Akabinde dosyamız araçta meydana gelen zarar miktarının tespiti için otomotiv alanında uzman makine mühendisi bir bilirkişiye tevdi edilmiş ve hesap raporunun davacının %50 oranında kusurlu olduğu esas alınmak suretiyle rapor tanzim etmesi istenilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, dava konusu olay sonucu dava konusu …… plakalı 2005 model Renault Clio 1.5 DCİ marka ve tipteki araçtaki gerçek zararın dava tarihli rayiç bedel sovtaj bedel farkı yani 18.700.00 TL olacağı, Mahkemenin kararı doğrultusunda davacının dava konusu olayda %50 kusurlu olduğu dikkate alınır ise dava konusu olayda 9.350,00 TL nin davacının dava tarihli tazminat hakkı olacağı bildirilmiştir. Davacı vekili mahkememize sunduğu 06/11/2020 havale tarihli dilekçesi ile bedel artırım taleplerini ibraz etmiştir. İş bu raporun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli oluşu dikkate alınarak ve yukarıda açıklanan sebeplerle davacının davasının bedel artırım dilekçesi dikkate alınarak kabulüne” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı ……. vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olup kusur oranı bakımından çelişkiler giderilmeksizin hüküm kurulması hukuka aykırı olduğunu, Kusur oranlarının tespiti bakımından işbu dosyanın Sayın Mahkemenizce Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, araç sovtaj bedeli olması gerekenin çok altında hesaplandığını, ancak bu konudaki itirazların değerlendirilmediğini, sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü mahkemece verilen kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; 19/10/2017 tarihinde ……. plakalı araca seyir halinde iken arkadan gelen …… plakalı aracın çarpması sonucu ilk kazanın meydana geldiği, sonrasında ….. plakalı aracın da … plakalı araca arkadan çarpması neticesinde ikinci kazanın meydana geldiği, ….. plakalı aracın kaza tarihinde ……. A.Ş. tarafından sigortalı olduğu, ….. plakalı aracın ise kaza tarihinde ……. A.Ş. tarafından sigortalı olduğu davacının açmış olduğu dava sebebiyle davalı şirketlerin davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıktır. Mahkemesince tarafların %50 oranında kusurlu oldukları baz alınarak hüküm kurulduğu görülmüştür. Mahkemesince alınan ATK Trafik İhtisas Dairesinin 18/11/2019 tarihli raporu incelendiğinde varyasyonlu olarak rapor düzenlendiği, birinci durumda; …. plakalı aracın tedbirlerini aldığı varsayıldığında davacı sürücü …….’in %100 kusurlu olduğu, ikinci durumda ise; güvenlik tedbirlerinin alınmadığı varsayıldığında sürücüler dava dışı ……. ve …’nin %80 oranında kusurlu, davacı sürücü ……’in ise %20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere … plakalı araç sürücüsü … 21/10/2017 tarihinde Gülbaharhatun Polis Karakolunda “gelen araçların arabamı fark etmeleri amacıyla reflektör koymak istedim fakat akan trafikten korktuğum için yaklaşamadım ve reflektörleri çıkaramadım” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle ATK raporunun ikinci varyasyonunun esas alınması gerektiği kanısına varılmış, bu rapor baz alınarak karar verilmesinin daha adil olacağı anlaşılmıştır. Ancak; mahkemesince %80 yerine davalılar %50 oranında kusurlu atfedilmiştir. Bu yönde bir istinaf sebebi bulunmadığından %50 kusur oranı baz alınarak düzenlenen raporun da istinaf yoluna başvuran ……. AŞ. lehine olduğu görülmüştür. Sovtaj bedelinin düşük olduğu ve raporun yeterli olmadığı yönünde itirazlar değerlendirildiğinde hesap bilirkişisi makine yüksek mühendisi …….’ndan alınan raporun olay ve oluşa uygun, denetime elverişli, karar vermeye yeterli olduğu görülmüş, bu yöndeki tüm istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu sebeplerle mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu görülmüş davalının tüm istinaf itirazlarının HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/02/2021 tarih, 2018/371 Esas, 2021/87 Karar sayılı karına yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gerekli 638,69 TL harçtan istinaf başvurusu sırasında alınan 160,00 TL peşin harcın mahsubu ile 478,69 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davalı aleyhine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA.
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, gider/delil avansı iadesi ve harç tahsile ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 12/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan- Üye- Üye- Katip-
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı