Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1145 E. 2021/1525 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1145 – 2021/1525
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1145
KARAR NO : 2021/1525

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2021
NUMARASI : 2019/504 Esas-2021/235 Karar

DAVACI : YAPI VE KREDİ BANKASI ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 08/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, dava dışı borçlu ile imzalanan * tarihli genel kredi sözleşmesi ile * tarihli Business Kart üyelik sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, asıl borçlu ile birlikte davalıya hesap kat ihtarı tebliğ edilmesine karşın borcun ödenmediğini, bunun üzerine asıl borçlu ile birlikte davalı aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlandığını, söz konusu takibin davalının haksız ve kötü niyetli itirazı uyarınca davalı yönünden durduğunu, dava öncesinde arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını ileri sürerek icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin * tarihli genel kredi sözleşmesinde imzası olmakla birlikte bu sözleşme uyarınca kullandırılan tüm kredilere ilişkin borcun sona erdiğini, davalı ile asıl borçlu arasında yeni kredi sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmede imzası bulunmadığı gibi dayanak alacağın da imzası olmayan sözleşmeden kaynaklandığını, takip konusu alacağın dayanağı olarak gösterilen kredi ve kredi kartı sözleşmelerinde imzasının bulunmaması nedeniyle müvekkili aleyhine icra takibi yapılamayacağını savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava, davacı banka ile dava dışı * ile akdedilen kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla kefil sıfatıyla borçlu olan davalı aleyhine başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun ödenmediği iddiası ile davacı banka tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının yasal süre içerisinde icra takibine konu borca itiraz ettiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalının kefaletinin geçerli olup olmadığı, takip tarihi itibarıyla davacı bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı ve bu alacağın davalıdan talep edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583 vd maddelerinde kefalet sözleşmesinin şekil şartları gösterilmiş olup maddeye göre, kefalet sözleşmesi yazılı şekilde, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacaktır. Kefilin sorumlu olduğu miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefalet durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi ifadeyle yükümlülük altına girdiğini sözleşmede kendi el yazısıyla ve imzasıyla belirtmesi şarttır. Dava konusu olan //* tarihli sözleşmede ise, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davalı * kefaleti nedeniyle kefalet imzası bulunmamaktadır. Dolayısıyla sözleşme tarihinde davalının kefalette imzasının bulunmadığı anlaşıldığından davalının kefil olarak sorumlu olamayacağı kanaatine varılmıştır. Açıklanan tüm hususlar neticesinde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Son olarak davalının kötüniyet tazminatı talebi yönünden yapılan incelemede, İİK’nun 67. maddesinin ikinci fıkrasında icra inkar tazminatının yanı sıra kötüniyet tazminatı düzenlemesine göre, itirazın iptali davasında alacaklı takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata hükmedileceği şeklindedir. Somut olaya bakıldığında, dava konusu sözleşmede davalının kefaletinde imzasının bulunmadığı davacı banka tarafından bilinecek bir durumdur ve bu durum karşısında davalı aleyhine icra takibine girişmesi kötü niyetli olduğunun ispatı niteliğindedir. Bu sebeple, mahkemece davalı lehine asıl alacağın yüzde yirmisi oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
” şeklindeki gerekçelerle
1- Davacının davasının REDDİNE. Trabzon İcra Müdürlüğü’nün 2019/18522 Esas sayılı icra takip dosyası ile yapılan takibin İPTALİNE.
2- Davaya konu sözleşmede davalının imzası bulunmadığı sabit olduğundan asıl alacağın (* TL) %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitlere aykırı şekilde karar verildiğini, davalının * tarihli sözleşmede kefalete ilişkin imzasının bulunduğunu, takip konusu alacağın bu kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, öte yandan müvekkili aleyhine tazminata hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; her ne kadar davalının imzası bulunan kredi sözleşmesindeki kefalete yönelik mahkemece yapılan değerlendirmelerde sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK hükümleri uyarınca isabet bulunmamakta ise de; icra takibi uyarınca davalıdan tahsili istenilen alacağın Esnek Ticari Hesap/Ticari Kredili Mevduat Kredisi ve World Business Kard/Ticari Kredi Kartından kaynaklanmasına, söz konusu kredi ve kredi kartının 27.07.2018 tarihinde imzalanan 255.000,00-TL limitli genel kredi ve teminat sözleşmesi uyarınca kullandırılmış olmasına, davalının alacağın dayanağı olan bu kredi sözleşmesinde imzasının bulunmaması nedeniyle talep edilen alacaktan sorumlu tutulamamasına, davacının, basiretli tacir gibi davranmayıp kefalete ilişkin imzası bulunmayan kredi sözleşmesi uyarınca davalı aleyhine icra takibi başlatması nedeniyle kötü niyetli olarak kabulünde de bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemece sadece davanın reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken takibin iptaline de karar verilmesi yerinde görülmemiş ise de bu hususun istinaf sebebi yapılmaması ve sonuca etkili bulunmaması nedeniyle kararın kaldırılmasına gerekçe yapılamayacak olmasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.04.2021 tarih ve 2019/504 Esas-2021/235 Karar sayılı kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
6-İİK’nun 36/5. maddesi gereğince istinaf aşamasında davacı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince davacıya iadesine YER OLMADIĞINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 08/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.