Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1089 E. 2021/1502 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ BAM TRABZON 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1089 – 2021/1502
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1089
KARAR NO : 2021/1502

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2020
NUMARASI : 2020/104 Esas-2020/448 Karar

DAVACI : —
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1—–
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2—-

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 01/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı * arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki uyarınca davalıya ileri tarihli çekler keşide edilip verildiğini, davalının daha sonrasında teslim ettiği mal bedelleri kadar fatura kesip çek bedellerini cari hesaptan düştüğünü, bu şekliyle taraflar arasındaki ticari ilişkide müvekkilinin sürekli alacaklı konumunda olduğunu, ancak 2019 yılı içerisinde davalı şirketin ekonomik durumunun kötüye gitmesi neticesinde konkordato başvurusunda bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinden almış olduğu çekler de dahil olmak üzere müşteri çeklerini nakde çevirdiğini, bu kapsamda Trabzon şubesine ait iki çekin diğer davalıya verildiğini, ancak karşılığı olan malların teslim edilmemesi nedeniyle çeklerin bedelsiz olduğunu, davalı faktoring şirketinin bedelsiz olan bu çekleri iktisap ederken kötü niyetle ve yasaya aykırı hareket ettiğini ileri sürerek Trabzon şubesine ait keşide tarihli -TL bedelli ve * keşide tarihli *-TL bedelli iki adet çek uyarınca davalılara borçlu olunmadığının tespitine, icra takibi yapan davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı * . vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin merkezinin bulunduğu yer itibariyle yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin dava konusu çekleri usul ve yasaya uygun şekilde devraldığını, taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca ileri sürülebilecek def’ilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiş, duruşmalara iştirak etmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasında düzenlenen çeke dayalı başlatılan icra takibindeki borçtan sorumlu bulunmadığının tespiti talebine ilişkin olduğu, davalılardan *.’nin süresinde verdiği cevap dilekçesi ile usulüne uygun şekilde yetki itirazında bulunduğu, mahkememizce yetki itirazı değerlendirildiğinde; Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalıya geçer. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 2020/10020 E. 2020/10867 K. Sayılı Yargı Yeri Belirlenmesine ilişkin ilamında da belirtildiği gibi İcra ve İflas Kanunu’nun 72/son maddesine göre menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Bu madde hükmüne göre menfi tespit ve istirdat davaları ile ilgili yetki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin değildir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Somut olayda, HMK’nun 7. maddesindeki genel yetki kuralları gereği yetkili mahkeme genel hükümlere göre davalının yerleşim yeri olan İstanbul Mahkemeleri olmakla birlikte ayrıca takibe başlanıldıktan sonra menfi tespit davası açılmışsa takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu, bu hususta yetki itirazında bulunulurken seçimlik hakkın bulunduğu, yetki itirazında İstanbul Mahkemeleri belirtilmekle menfi tespit davasında davalının yerleşim yeri olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili mahkeme olduğu, Somut olayda davalı şirketin merkezinin dolayısıyla yerleşim yerinin İstanbul ili olduğu, dolayısı ile birden çok mahkemenin yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı bu davada, davacı davayı yetkisiz mahkemede açmış olduğu anlaşıldığına göre davanın davalının yerleşim yeri olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olup davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur. ” şeklindeki gerekçelerle;
1-Davalı vekilinin süresinde verdiği cevap dilekçesinde yapmış olduğu yetki itirazı dikkate alınarak menfi tespit davalarında davalının yerleşim yeri ve icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi yetkili olacağından dosyanın yetkisizlikle İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE.
2-HMK 6 ve 10. maddeleri dikkate alınarak davanın mahkememiz açısından yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1ç ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE. Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE.
3-Taraflardan birinin 6100 sayılı kanunun 20. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu çeklerin * Trabzon şubesine ait oldukları gözetilmeksizin hatalı hukuki değerlendirmelere istinaden yetkisizlik kararı verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanunun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; davacı vekilince ** Trabzon şubesine ait iki adet çeke dayalı menfi tespit davası açıldığı, bu çeklerden birinin icra takibine konu edildiği, diğerinin ise icra takibine konu edilmediği, icra takibine konu edilen çeke ilişkin olarak icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiği, itiraz uyarınca İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama ile itirazın kabulüne ve takip uyarınca Trabzon İcra Müdürlüğünün yetkili olduğuna karar verildiği sabittir.

İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkeme genel yetki kurallarına göre belirlenir. Dava konusu yapılan ve takibe konu edilmeyen çekin ödeme yerinin Trabzon olması karşısında icra takibine konu edilmeyen bu çek yönünden açılan davada mahkemenin yetkili olduğu sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan icra takibinde sonra açılan menfi tespit davalarında yetki hususu İİK’nun 72. maddesinin son fıkrasına göre belirlenir. Buna göre takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer veya davalı alacaklının ikametgahı mahkemesi davaya bakmaya yetkilidir. Somut olayda icra takibine konu edilen çek nedeniyle İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesince Trabzon İcra Müdürlüğünün yetkili olduğuna karar verilmesi karşısında dava öncesinde takibe konu yapılan diğer çek yönünden de mahkemenin yetkili olduğu anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; dava konusu yapılan her iki çek yönünden de yukarıda izah edilen gerekçelerle mahkemenin yetkili olduğu hususu gözetilmeksizin hatalı hukuki değerlendirmelerle yetkisizlik kararı verilmesi isabetsiz olduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-3. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.12.2020 tarih ve 2020/104 Esas, 2020/448 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/(1)-a-3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın DAVACIYA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf kanun yolu başvurusunun incelenmesi sırasında duruşma yapılmadan karar verildiğinden bu aşama için davacı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 01/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

—————–