Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/992 E. 2020/920 K. 30.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/992
KARAR NO : 2020/920

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2020
NUMARASI : 2020/353 Esas

İHT. TEDBİR TALEP EDEN
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …- UETS
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı
Alacağının Tahsili Kaynaklı)
(İhtiyati Tedbir)
KARAR TARİHİ : 30/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/10/2020

İhtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen 21/09/2020 tarihli ara kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
DAVA :
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin diğer ortağı olan …… ile 2010 yılında birlikte Trabzon ve Antalya’da yatırım yapma, taşınmaz alıp inşaat yapma amacıyla davalı şirketi kurduklarını, kurulan şirketin hisselerinden %33 davacıya, %67’sinin ise ….’a ait olduğunu, daha sonra ……’ın kendisine ait hisselerden %33’ünü ……’ya devrettiğini, şirket yetkilisinin de ……… olduğunu, şirketin inşaat alanında faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, davacının çevresi, güvenilirliği ve tecrübesi nedeniyle inşaatların şantiye işleriyle ilgilendiğini, diğer davalı şirket ortaklarının ise şirketin mali işleriyle ilgilendiğini, diğer ortakların hakim hisseye sahip olmaları nedeniyle zamanla davacıyı yönetim işlerinden ve mali işlerden tamamen ayrı tutmuş olduklarını, davacının tüm çalışmalarına rağmen şirket işlerinin yavaşladığını ve durma noktasına geldiğini, bu süreçte davacının her anlamda şirketten tamamen uzaklaştırıldığını ve şirketten kar payı alamadığını, şirkete ait dairelerin muvazaalı bir şekilde diğer ortakların yakınlarının üzerine yapıldığını, tüm bu nedenlerle davacının ortaklıktan ayrılmasına karar verilmesini, yine bu nedenlerle davalı şirket adına kayıtlı Antalya İli, ………, Trabzon İli, ……….l sayılı taşınmazlar, davalı şirket adına kayıtlı ……. ve …… plaka sayılı araçlar üzerinde bulunan ihyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, davalı şirketin banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına ve bu yöndeki tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, davalı şirkette bulunan hisselerinin devrinin önlenmesi ve bu yöndeki tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, şirket idaresinin mahkemece atanacak bir kayyuma devredilmesine karar verilmesinin dava ve talep edildiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının şirketlerin şantiye alanında aktif görev yaptığını ve şirketlerin yönetiminde de aktif olarak rol aldığını, ancak 2018 yılında meydana gelen ekonomik kriz nedeniyle kar payı ödemelerinin askıya alındığını, ayrıca Alanya İlçesinde bulunan inşaatın durma noktasına gelmesinde davacının aktif rolünün bulunduğunu, inşaatların durması ihtimaline karşı teminat amacıyla davacıya yalnızca tapu harçların ödemesi ve inşaat bittiğinde geri iade edilmek şartıyla bedelsiz olarak 12 adet taşınmazın devredildiğini, davacının şirket yönetiminden uzaklaştırıldığı iddialarının doğru olmadığını, bu durumun davacının tamamen kendi kusurundan kaynaklandığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği iddialarının gerçek olmadığını, TTK’nun 245. maddesi çerçevesinde değerlendirilebilecek muhik sebeplerden olmadığını, davacının şirketin durumunun kötü olması nedeniyle ve şirketin iflas edeceği korkusuyla ortaklıktan ayrılmak istediğini, davacının şirketin iyi gününde işlerle ilgilendiğini, ancak şirketin durumlarının bozulmaya başlamasıyla işten kaçtığını ve şirketle ilgilenmemeye başladığını, tüm bu nedenlerle davanın ve davacının ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini talep edildiği görülmüştür.

İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin 21/09/2020 tarihli dilekçesi üzerine yapılmış olan 21/09/2020 tarihli hakim havalesi ile “ihtiyati tedbir konusunda 15/09/2020 tarihinde karar verilmiş olması ve şartlarda herhangi bir değişiklik meydana gelmemiş olması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; diğer şirket ortakları tarafından yönetim işleriyle ilgilenilen şirket kurulduktan sonra hiçbir toplantı yapılmadığını, hiç hesap görülmediğini, kar payı dağıtımının olmadığını, davacının şirketteki ortaklığından dolayı şirket karından payını alamadığını, tüm bu nedenlerle davacının davalı şirketin diğer ortaklarına karşı hiçbir güveninin kalmadığını, şirket bünyesinde yapılmış olan dairelerin tapularını toplu olarak devredildiğini, tedbir taleplerinin kaldırılması halinde geri kalan taşınmaz ve araçlarında devredileceğinin kaçınılmaz olduğunu, şirkete ait mal varlığı incelendiğinde geriye kalan taşınmaz ve araçların ortaklıktan davacıya düşecek payı dahi karşılayamayacağının açık olduğunu, tüm dosya kapsamında toplanan deliller, dava dilekçesinin ve cevap dilekçesinin içerikleri, davalı şirketin diğer ortaklarının tutumları incelendiğinde ihtiyati tedbir için gerekli olan ispat kuralının şartlarının oluştuğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilen ara kararın kaldırılmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Talep; şirket ortaklığından ayrılma istemli davada yapılan ihtiyati tedbir talebine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ara karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; davacının dava dilekçesi ile esasa yönelik talepleri ile birlikte Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/102 D. İş sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir taleplerinin değerlendirilerek taleplerinin kısmen kabul edilip şirket adına kayıtlı taşınmaz ve araçlar üzerine tedbir konulmasına karar verildiğinden taşınmazlar üzerinde bulunan ihtiyati tedbir kararı ile davalı şirket adına kayıtlı ……., …… plakalı araçlar üzerine konan ihtiyati tedbir kararlarının karar kesinleşinceye kadar devamına ayrıca davalı şirket banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına ve davalı şirket ortaklarının hisselerinin devrinin önlenmesine ilişkin tedbir talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkemesince, 11/08/2020 tarihli tensip tutanağı ile mahkemesince davalı adına kayıtlı taşınmazlar ve …. ile …… plakalı araçlar üzerinde bulunan ihtiyati tedbir kararının devamına yönelik tedbir talebinin mahkemenin 2020/102 D. İş sayılı dosyasından verilen 18/06/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının 6 nolu bendi uyarınca süresi içerisinde iş bu davanın açıldığı ve ihtiyati tedbir kararının devam ettiği anlaşıldığından yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı şirketin banka hesaplarına ve hisse devrinin önlenmesine yönelik tedbir taleplerinin yine aynı değişik iş dosyasında reddedildiği ve bu red kararına karşı herhangi bir kanun yoluna başvurulmadığı anlaşıldığından yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemenin ilgili 2020/102 D. İş, 2020/106 Karar sayılı dosyası getirtilerek dosya içerisine alınıp incelenmesinde, mahkemenin 18/06/2020 tarihli kararı ile dava konusu yapılan taşınmazlar ve araçlar üzerine %15 teminat karşılığında tedbirlerin konulduğu, ayrıca ihtiyati tedbir talep eden vekilinin banka hesaplarına ve hisse devrinin önlenmesine yönelik taleplerinin ise reddedildiği anlaşılmıştır. Değişik iş dosyası incelendiğinde bu tedbir kararına karşı davalı vekillerince itiraz edildiği, açılan duruşma sonucunda 24/09/2020 tarihinde ihtiyati tedbire itirazların kabulü ile konulmuş tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Açılan davanın dava tarihinin 04/08/2020 olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin değişik iş dosyasında verilen kararın ise 15/09/2020 tarihinde verildiği görülmüştür. Bu haliyle 7251 sayılı yasa ile değişik HMK’nun 394/2. maddesi “… Esas hakkında dava açıldıktan sonra itiraz hakkında bu davaya bakan mahkemece karar verilir.” hükmü karşısında, itirazı incelemek üzere dosyanın esas dosya olan mahkemenin 2020/353 Esas sayılı dosyasına göndermek gerekirken değişik iş dosyasında karar verilmesinin yasanın bu hükmüne açıkça aykırılık teşkil ettiği anlaşılmaktadır.
Münderecatta, davacı vekilinin 17/09/2020 tarihli dilekçesi ile yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu görülmüştür. Mahkeme hakimince 21/09/2020 tarihli derkenar şeklinde yapılan notla “İhtiyati tedbir konusunda 15/09/2020 tarihinde karar verilmiş olması ve şartlarda herhangi bir değişiklik meydana gelmemiş olması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verildi.” şeklinde talebin reddedildiği anlaşılmıştır.
Geçici hukuki koruma türlerinden olan “ihtiyati tedbir” HMK’nun 389-399 maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.
Bunun yanında ihtiyati tedbir kararının muhtevası özel olarak HMK’nun 391/2. maddesinde belirtildiği gibi genel olarak da mahkeme kararlarının neleri kapsaması gerektiği HMK’nun 297. maddesinde düzenlenmişti Ayrıca Anayasa’nın 141. maddesi “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır” hükmünü amirdir. HMK’nun 297/1-c maddesinde hükmün; iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği ön görülmüştür. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığı anlayabileceği gibi, karar aleyhine itiraz ya da kanun yoluna başvurulduğunda da itiraz veya kanun yolu incelemesi bu gerekçe ve hüküm sonucuna göre yapılabilecektir. Öte yandan mahkeme kararlarına karşı itiraz ve kanun yolu süreleri de ancak usule uygun şekilde oluşturulmuş gerekçeli kararların taraflara tebliğinden sonra başlayacaktır.
Tarafların dava veya geçici hukuki koruma talepleri yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerinin değerlendirebilmesi ve istinaf mahkemesinin hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için, ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş gerekçeli kararın ve bu kararın hangi nedenle verildiğini ayrıntıları ile gösteren gerekçenin ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup re’sen dikkate alınır.
Bu anlamda istinaf kanun yoluna tabi olan ihtiyati tedbir kararlarının ve bu kararlara yönelik itiraz üzerine verilen kararların HMK’nun 391/2 ve 297. maddelerine uygun ve denetime elverişli, gerekçeli karar şeklinde oluşturulması gerekli olup anılan niteliklere uygun olmayan kararlar; Anayasanın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesine HMK’nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil edecektir.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; HMK’nun 394/2. Maddesi gereğince değişik iş dosyasında usulüne uygun bir karar verilmemesi, bu karardan sonra davacının 17/09/2020 tarihli tedbir taleplerinin karşılanmaması sebebiyle öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmemesinin gerekçesini açıklar mahiyette ve HMK’nun 391/2 ve 297. maddesine uygun biçimde gerekçeli ara karar oluşturulması, oluşturulan gerekçeli ara kararın usulünce taraf vekillerine tebliği ile bu karara süresinde itiraz edilmesi durumunda da itirazın duruşma açılmak suretiyle değerlendirilmesiyle birlikte oluşacak sonuca dair usule uygun gerekçeli karar oluşturulmasından ibarettir.
Bu durum karşısında ortada istinaf incelemesine konu edilebilecek nitelikte bir ara karar bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbirin reddi kararına itiraz eden davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle, mahkemece itiraz üzerine verilen 21/09/2020z tarihli derkenar şeklindeki ara kararın kaldırılmasına, HMK’nun 297, 341/1, 394 ve 391/2. maddelerine uygun şekilde gerekçeli karar yazılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/09/2020 tarih ve 2020/353 Esas sayılı dosyasında verilen ara kararın HMK’nun 297, 353/(1)-a-4 ve 355. maddeleri gereğince KALDIRILMASINA.
2-Dava dosyasının Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE.
3-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA.
4-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin alınan harcın DAVACIYA İADESİNE.
5-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA.
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA.
7-Kararın tebliği, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olmak üzere 30/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Katip …
e-imzalıdır.