Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/88 E. 2020/118 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/88
KARAR NO : 2020/118

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2019
NUMARASI : 2019/436 D. İş- 2019/436 Karar

İHTİYATİ HACİZ TALEP
EDENLER : T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş.

VEKİLLERİ :
İHTİYATİ HACZE
İTİRAZ EDEN :1-
2-
3-
4-
5-
6-
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 07/02/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/02/2020

İhtiyati haciz talebinin kabulüne dair 2019/436 Değişik İş, 209/436 Karar sayılı 13/09/2019 tarihli D. İş Kararına ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince yapılmış olan itirazın reddine dair verilmiş olan 07/11/2019 ek karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TALEP :
İhtiyati haciz talep eden vekili tarafından ibraz edilen talep dilekçesinde özetle; talep eden alacaklı banka tarafından borçlu şirkete genel kredi sözleşmeleri uyarınca kredi tesis edildiğini ve kullandırıldığını, borçlulardan ….. ve …ın kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, diğer borçluların sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzalayan …..’nun varisleri olduğunu ancak borçlu ve müteselsil kefillerin tüm uyarılara rağmen ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, Trabzon .. Noterliğinin 13/05/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini ve alacaklarının muaccel hale geldiğini, borçluların başkaca bir çok alacaklılarının da bulunması ve bu borçlularca da icra takibine başlanılmış olması, borçluların mal kaçırma işlemlerinde bulunduğu ve taraflarınca başlatılacak olan yasal takibin sonuçsuz kalmamasını teminen, İİK’nun 257. vd. maddeleri uyarınca borçluların taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacaklı oldukları 634.448,57 TL tutarında ihtiyati haciz kararı verilmesini, konulacak ihtiyati hacizde alacaklı bankanın Bakanlar Kurulu’nun 24/01/2017 tarih ve 2017/9756 sayılı kararı ile Türkiye Varlık Fonuna devredilmiş olup, 6754 sayılı Kanunun “Muafiyet ve İstisnalar” başlıklı 8-(2). maddesi gereği teminat şartı aranmamasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İHTİYATİ HACZE İTİRAZ DİLEKÇESİ :
İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili itiraz dilekçesinde özetle; borca ilişkin takip dayanağının genel kredi sözleşmesine ilişkin olduğunu, ceza yargılamasına konu özel belgede sahtecilik suçundan bu dosya için suç duyurusunda bulunulduğunu. Kredi sözleşmesinin imzalandığı sırada kefil borçlulardan ……’ın hazır olduğu kefiller yönünden teminat limitinin ve kredi limitinin doğru olmadığını, diğer kefil ve müteveffa ….’nun sonradan bankaya çağrıldığını, sözleşmeyi ifsad ettiğini. … eşi müteveffa …. için 550.000,00 TL kefalet limitinin belirlenmediğini, özellikle 5 rakamının diğer rakamlardan farklılık gösterdiğini, sonradan başkası tarafından atıldığını ve sahte olduğunu, …….’a ait ve rakamla yazılan 850.000,00 TL limitin sahte olduğunu, yazı ve rakamlarda tahrifat yapıldığını, dolayısıyla genel kredi sözleşmesine bağlı ihtiyati haciz kararı alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu. İhtiyati haciz kararı müvekkillerine tebliğ edilmediğini, bankalardaki mevduatlar ve tapudaki gayrimenkuller, araçların haczedildiği 26/09/2019 tarihinde öğrenildiğini, itirazın süresinde olduğunu, Trabzon İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazlar neticesinde icra takibinin ayrı ayrı tüm taraflar yönünden durduğunu. İhtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, gayri nakdi riskler yönünden ihtiyati haciz kararı verildiğini, muaccel olmayan alacakların varlığı ve mal kaçırma ihtimali olmadığını, müvekkili …. Vakfıkebir ilçesindeki taşınmazı, aracı ve banka hesapları haricinde kefil ve murisleri üzerine yapılan haczin İİK gereği taşkın haciz kapsamında olduğunu, müvekkilleri yönünden ihtiyati haciz şartları oluşmadığını belirterek itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; “İtiraz eden vekilinin sözleşmedeki imzaların sahte olduğu ve rakamlarda tahrifat yapıldığı iddia ve itirazları yargılamayı gerektirmekte olup Mahkememizce şu aşamada yani ihtiyati haciz talep ve itiraz aşamasında bu konuda inceleme yaptırılıp rapor alınması mümkün değildir. İtiraz eden bu iddialarında samimi ve ısrarcı ise açacağı esas sayılı dava üzerinden bu iddialarını ileri sürmeli ve açılacak dava üzerinden araştırma yapılarak deliller toplanmalıdır. Bu nedenle itiraz eden vekilinin sahtecilik ve tahrifat iddiaları yerinde bulunmamış görünüş itibarı ile geçerli olan belgelere itibar edilmesi gerekmiştir. İtiraz eden vekili itiraz dilekçesinde ihtiyati haciz kararımıza konu alacağın muaccel olmadığı, müvekkillerinin alacaklılarından mal kaçırma çabası içinde olmadığı sebepleri ile de itiraz etmiş ise de; dosyada mübrez hesap kat belgesi incelendiğinde kredi hesabının 10/05/2019 tarihi itibariyle kat edildiği görülmektedir. Yerleşik Yargıtay kararları ile de sabit olduğu üzere krediden kaynaklı alacağın muaccel hale gelmesi için kredi hesabının kat edilmesi yeterli olup hesap kat ihtarnamesinin borçlulara tebliği temerrüt hükümleri yönünden önem arz etmektedir. İhtiyati haciz konusu kredi borcu, kredi veren banka tarafından 10/05/2019 tarihinde kat edilmekle bu tarihte muaccel hale gelmiştir. Ayrıca söz konusu kredi borcunun rehinle teminat altına alındığına dair bir bilgi ve belge de mevcut olmayıp itiraz eden tarafça da bu yönde bir savunma yapılmamıştır. Bu hali ile İİK 257 maddesinde düzenlenmiş ihtiyati haciz şartları dosya kapsamında gerçekleşmiştir. Ayrıca itiraz eden vekili gayri nakdi alacaklar hakkında da ihtiyati haciz kararı verildiğini iddia etmiş ise de dosya arasında bulunan hesap kat ihtarnamesi incelendiğinde; 601.557,44 TL ve 32.871,13 TL olmak üzere toplam 634.448,57 TL nakdi ve 34.080,00 TL gayri nakdi kredi borcu bulunduğu, ihtiyati haciz talebine yalnız nakdi kredi tutarının konu edildiği, 34.080,00 TL gayri nakdi borç için ihtiyati haciz talep edilmediği ve Mahkememizce de 34.080,00 TL gayri nakdi tutar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmeyip yalnız 634.448,57 TL nakdi borç yönünden ihtiyati haciz kararı verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bir diğer itiraz konusu ihtiyati haciz kararımız üzerine taşkın haciz yapıldığı iddiasıdır. İhtiyati haciz kararımız incelendiğinde görüleceği üzere Mahkememizce borçluların borca yetecek kadar mal varlığı üzerine ihtiyati haciz koyulmuş olup, kararımızın infazında taşkın haciz yapılıp yapılmadığı bilgimiz dışındadır, esasında bu itiraz ve şikayetin muhatabı da ihtiyati haciz kararı veren Mahkememiz olmayıp ihtiyati haciz kararımızı infaz eden İcra Müdürlüğü’nün tabi olduğu İcra Hukuk Mahkemesidir. İtiraz eden taşkın hacze dair itirazlarını Mahkememize değil İcra Hukuk Mahkemelerine iletmelidir. Son olarak değerlendirilmesi gereken husus ise kefillerden müteveffa …….’nun kefaletnamesindeki borçlu mirasçı …….’nun eş rızasının kefalet tutarı olan 850.000,00 TL mi yoksa 550.000,00 TL mi olduğu hususudur. Eş rızasındaki tutarın yani miktarın elle yazılmış olması, rakam karakterinin düzgün çizilmemesi sebebi ile miktar tarafımızca tam olarak okunamamış olup rakamın 850.000,00 TL de 550.000,00 TL de olabileceği ama 850.000,00 TL olarak yazıldığı kanaatinin ağırlık kazandığı, ayrıca kefilin kefalet tutarı 850.000,00 TL iken eş rızasının sebepsiz şekilde 550.000,00 TL olarak yazılmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı gibi böyle bir durumun kredi veren banka tarafından kabul edilmeyebileceği birlikte değerlendirildiğinde …….’nun kefalet eş rızasının 850.000,00 TL üzerinden düzenlendiği” gerekçesi ile mahkemece verilmiş konulmuş olan ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili istinaf dilekçesinde özetle; muaccel hale gelmiş olduğu söylenen borca ilişkin Trabzon İcra Dairesinin ……. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazlar neticesinde tüm borçlular yönünden 26/09/2019 tarihli tensip ile icra takibinin ayrı ayrı durdurulmasına karar verildiğini, bu durdurma kararının ardından alacaklı banka tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğunu, kredi nitelikleri ve bedellerinin doğru olmadığını gösterir ve ispat edecek nitelikte belgelerin icra takibi ve ihtiyati haciz kararı sonrasında borçlu şirkete yapılandırma alternatifi sunulması adı altında 26/09/2019 tarihli kargo ile gönderildiğini, icra takibi ve ihtiyati haciz sonrasında gönderilen iş bu yapılandırmaların gönderilmesinin sözleşmede hangi kredilerin kullanıldığını ispatlayamaması, sahtecilikle malül sözleşmede yapılandırılan kredilerin olmadığı, altlarında borçluların imzalarının olmaması gibi hususların ve yapılandırmanın zaten takibe konu ve durdurulan icra dosyasında olmadığının iddialarını aynı doğrultuda olduğunu, ayrıca alacaklı banka hakkında sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunulduğuna dair dosyaya belgelerin sunulduğu gözetilmeden verilen kararın hatalı olduğunu, borçlu şirket haricinde borca yeter miktarda araba ile ….’ın taşınmazlarının haczedildiği ve taşınmazın değerinin yüksek olduğunu, ayrıca konulan hacizler nedeniyle …’nun ticari hayatının bitecek hale gelmesinin kabul edilebilir olmadığını, takibe konu kredi sözleşmesinde kefiller yönünden teminat limitinin ve kredi limitinin doğru olmadığını, kredi sözleşmesinin imzalandığı sırada kefillerden sadece …n hazır olduğu, diğer kefillerin daha sonradan çağrıldıklarını, kefil limitinin de daha sonradan yazıldığını, bunun ise TCK kapsamında suç olduğunu, söz konusu sözleşme üzerinde tahrifatlar yapıldığını, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının taraflarına tebliğ edilmediğini, bu durumu taşınır ve taşınmazların haczedildiği tarih olan 26/09/2019 tarihinde öğrendiklerini, müvekkillerinin yerleşim yerlerinin belli olduğunu, kaçma veya alacaklının haklarına zarar getirme gibi bir durumlarının olmadığını, bu anlamda ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nun 257. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmediğini, söz konusu sözleşmeye dayalı takibin durdurulmasına rağmen ihtiyati haczin kaldırılmamasının uzun sürecek olan süreçte göz önüne alındığında özellikle kefil muris mirasçılarını mağdur edeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müteveffa eşi …….’nun kredi kullandırım limit onayının 550.000,00 TL olduğu dikkate alınırsa bu limitin üzerinde asıl alacak yönünden ihtiyati haciz kararı alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bankanın alacağını, sahtecilik iddiasının da ispatlanmasının ve kefillerin sorumluluğunu da mahkemede ispatlamasının gerektiğini, tüm bu nedenlerle istinaf yasa yolu başvurusunun kabulü ile mağduriyete de sebebiyet vermemesi için mahkemece konulmuş olan ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Talep; ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ara karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Geçici Hukuki Koruma türlerinden olan “ihtiyati haciz” 2004 sayılı İİK’nın 257 – 268. maddelerinde düzenlenmiştir. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haczin şartları, 260. maddesinde ihtiyati haciz kararının kapsam ve içeriği, 261. maddesinde ihtiyati haciz kararının uygulanması, 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.
İhtiyati haciz İİK’nun 257. maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnızca borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
İİK’nun 258/3 maddesinde “İhtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklı kanun yoluna başvurabilir.” hükmünü getirmişken borçlu yönünden de İİK’nun 265/5. Maddesinde “İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge Adliye Mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru ihtiyati haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükmünü içermektedir.
İhtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz başlığını taşıyan İİK’nun 265/1 maddesi “Borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haczin sebeplerine, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” hükmünü içerir. Madde içeriğinden de anlaşıldığı üzere ihtiyati hacze itiraz sebepleri tahdidi olarak sayılmıştır.
Somut olaya gelindiğinde; ihtiyati haciz talebine itiraz edenler sözleşmenin geçersizliğine ve sahtecilik iddiasına, sözleşme miktarının tahrif edildiğine, alacağın muaccel olmadığına, gayri nakdi alacaklar hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğine, taşkın haciz yapıldığına, borçlu mirasçı ……’nun eş rızasını içeren miktarın 550.000,00 TL olduğuna yönelik savunmalarda bulunduğu ve bu hususları istinaf sebebi olarak taşıdığı anlaşılmıştır. Mahkemesince getirtilip incelenen genel kredi sözleşmesi, Trabzon 4. Noterliği’nce yapılan hesap kat ihtarı ve ihtar içerikleri, taraflara tebliğe ilişkin noterlik belgesi de değerlendirilerek tüm itiraz sebepleri karşılanacak şekilde karar verildiği görülmüştür.
İİK’nun 265. maddesinin içeriği dikkate alındığında ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin tahdidi olması, incelemeyi yapan mahkemenin bu kanun çerçevesinde değerlendirme yapacağı nazara alındığında ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin beyanlarının genel mahkemelerce değerlendirilmesi gerektiği de nazara alınarak mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmakla ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2019 tarih ve 2019/436 D. İş, 2019/436 Karar sayılı hükmüne yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE.
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin alınan harcın mahsubuyla bakiye 10,00-TL harcın ihtiyati hacz itiraz edenlerden alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA.
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle ihtiyati hacze itiraz edenler tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA.
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati hacze itiraz edenler aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA.
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 07/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
E-imzalıdır.