Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/847 E. 2020/1137 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/847 – 2020/1137
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/847
KARAR NO : 2020/1137

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2020
NUMARASI : 2020/124 Esas-2020/197 Karar
DAVACILAR : 1———–

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/12/2020

Taraflar arasında görülen tazminat istemine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların desteği olan murisleri…’nın 05/12/2011 tarihinde sevk ve idaresinde sürücüsü olduğu … plakalı araç ile yaptığı tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini, davacıların eşi ve babaları, aynı zamanda tek destekleri…’nın vefatına sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihi olan 05/12/2011 tarihinde ZMMS poliçesi ile davalı —Sigorta A.Ş.’ye sigortalı olduğunu, trafik kazasında vefat eden murislerinin desteğinden yoksun kalma zararlarının tazmininden desteğin vefatına sebebiyet veren aracın sigortalı bulunduğu davalı şirketin trafik sigortası sözleşme şartları gereğince sigorta teminatları dahilinde sorumlu olduğunu, bu nedenlerle müteveffanın desteğinden yoksun kalan davacılar için ayrı ayrı 2.000,00 TL (belirsiz alacak) destekten yoksun kalma zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluk hükümleri gereği davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP DİLEKÇESİ :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1315 Esas, 2017/1239 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi, sigorta şirketinin yalnızca işletenin sorumluluğunu teminat altına aldığını, işletenin sorumluluğunun bulunmadığını ve müteveffanın kusuru sonucunda meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağını, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları sigorta kapsamını belirleyen A.3. maddesinde sigortacının sigortalısının sorumluluğu oranında sorumlu olduğunun belirtildiğini, kabul manasına gelmemek üzere 6704 sayılı torba kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda yapılan değişiklik ile davaya konu olay sebebiyle ileri sürülecek tazminat taleplerinin trafik poliçesi teminatı kapsamından çıkarıldığını, iş bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, sonuç olarak mevzuat hükümleri ve güncel Yargıtay içtihatları gereğince, davacının teminat dışı olan taleplerinin reddinin gerektiğini, davayı kabul manasına gelmemekle birlikte kusur oranlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiğini, ayrıca kusur oranının hesaplanmasında TRH 2010 tablosunun kullanılmasının ve teknik faizin 1,8 olarak esas alınması gerektiğini, yine kabul manasına gelmemekle birlikte davacı tarafın kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların SGK’ya yazı yazılarak tespiti ile mahkemece tazminata hükmedilmesi halinde hükmedilecek tazminattan mahsubunun gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “dosya kapsamında aldırılmış olan bilirkişi raporunda ödenecek tazminat miktarları poliçe limiti dikkate alınarak garameten paylaştırıldığında her bir davacı için ödenmesi gereken tazminat miktarının davacı … için 165.080,13 TL, davacı…için 15.700,62 TL, davacı … için 19.219,25 TL olduğu, davalı tarafca söz konusu rapora itiraz edilmiş olup bilirkişi raporunun denetime açık ve mevzuata uygun olduğu göz önüne alınarak ek rapor alınmamıştır. Mahkememizce alınmış olan bilirkişi raporlarının denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, hükme esas alınan 11/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacılar için toplamda 200.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı” gerekçeleriyle davacının davasının bedel arttırım dilekçesi de göz önünde bulundurularak kabulü ile davacı … için 165.080,13 TL, davacı…için 15.700,62 TL, davacı … için 19.219,25 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı sigorta vekili istinaf dilekçesinde özetle; müteveffanın dava konusu sigortalı aracın sürücüsü olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun içtihadı ile değiştirmiş olduğu görüşü doğrultusunda kendi kusuru ile vefat eden sürücünün zararından işletenin sorumlu tutulamayacağını, davalı sigorta şirketinin poliçe ile işletenin sorumluluğunu teminat altına almış olduğunu, işletenin sorumlu olmadığı bir durumda sigorta şirketi aleyhine tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını ve davanın tümden reddinin gerektiğini, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamını belirleyen A.3. Maddesinde sigortacının sigortalısının sorumluluğu oranında sorumlu olduğunun belirtilmiş olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1315 Esas, 2017/1239 Karar sayılı ilamında da sigortalının sorumluluğunu teminat altına alan ve sorumluluğu sigortalının sorumluluğu ile sınırlı olan davalı sigorta şirketinin de davacıların tazminat taleplerinden sorumlu tutulamayacağının izahtan vareste olduğunu, yine kural olarak Trafik Sigortasının üçüncü kişilerin ölümü ya da sakatlığı halinde ortaya çıkan bedensel zararlara ilişkin olarak sigortalı işletenin sorumluluğunu teminat altına almakta olduğunu, davaya konu olayda vefat eden kişi aynı zamanda sigortalı araç sürücüsü olmakla araç sürücüsü poliçe bakımından üçüncü kişi sayılamayacağı nedeniyle teminat kapsamında olmayan davaya konu zarardan davalı şirketin sorumlu tutulamayacağını, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; davacıların murisi…’nın yapmış olduğu tek taraflı kazanın 05/12/2011 tarihinde meydana geldiği, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından yerleşmiş Yargıtay uygulamaları doğrultusunda davanın içeriği de nazara alındığında verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/06/2020 tarih, 2020/124 Esas ve 2020/197 Karar sayılı hükmüne yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 13.662,00 TL harçtan davalı tarafça peşin olarak yatırılan 3.415,50 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 10.246,50 TL karar harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA.
5-Kararın taraflara tebliğ işlemlerinin Dairemizce YERİNE GETİRİLMESİNE.
6-Kararın kesinleştirme, gider avansı iadesi ve harç tahsile ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE.
7-İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince davalıya iadesine YER OLMADIĞINA.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 23/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

————————