Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/817 E. 2020/908 K. 26.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/817 – 2020/908
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/817
KARAR NO : 2020/908

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2020
NUMARASI : 2017/615 Esas-2020/202 Karar

DAVACILAR : 1——
VEKİLİ : Av. S-
DAVALI : SOMPO SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. –
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden…’in eşi, …’in babası, …’in oğlu müteveffa …’in 02.04.2014 tarihinde, — plakalı aracın çarpması neticesinde vefat ettiğini, kazaya sebebiyet veren aracın davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini kapsar biçimde ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, kazanın sigortalı araç sürücüsünün kusuruyla meydana geldiğini ileri sürerek belirsiz alacak davası babında ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla şimdilik her bir müvekkili için 2.000,00’er TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 21.02.2020 havale tarihli bedel artırım dilekçesiyle dava değerini… için 38.146,94-TL, … için 7.185,84-TL … için 4.810,51-TL’ye artırarak bu meblağların ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza uyarınca müvekkiline yapılan başvuruya istinaden hasar dosyası açılıp 14.07.2014 tarihinde mirasçılara toplam 25.661,00-TL ödeme yapılarak ibraname alındığını, bu ödeme uyarınca müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, davanın KTK’nun 111. maddesinde belirtilen 2 yıllık hak düşürücü süre zarfında açılmadığını, müvekkilinin sigortalının kusuru ve poliçe limitleri dahilinde sorumluluğunun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Yapılan yargılama sonucu, toplanan deliller, Hopa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/375 Esas 2015/19 Karar sayılı dosyası, hasar dosyası, SGK kayıtları, gelen müzekkere cevapları, İstanbul Adli Tıp Kurumunun 28/06/2019 tarihli raporu, hükme esas alınan Aktüer hesabı yapılması konusunda sunulan 09/09/2019 tarihli bilirkişi raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde, Hopa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/375 Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp raporuna göre müteveffanın kazada %80 kusurlu olduğu, …plakalı araç sürücünün %20 kusurlu olduğu, aktüerya bilirkişisinin 31/01/2020 tarihli raporuna göre destekten yoksun kalma tazminatının mirasçı… yönünden 38.146,94 TL, … yönünden 7.185,84 TL, … yönünden 4.810,51 TL alacak hesaplandığı, davacılar vekilinin davasını ıslahla talebini arttırdığı.” şeklindeki gerekçelerle davacının davasının ıslah talebi doğrultusunda KABULÜ ile… için 38.146,94-TL, … için 7.185,84-TL, … için 4.810,51-TL tazminatın 14/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilince kaza sonrasında açılan hasar dosyasına istinaden mirasçılara ödeme yapılarak ibraname alındığını, bu ibraname uyarınca davanın KTK’nun 111. maddesinde belirtilen hak düşürücü süre zarfında açılmadığını, bu hususa ilişkin itirazların mahkemece değerlendirilmediğini, öte yandan hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunun fahiş ve hatalı olduğunu, söz konusu raporda murisin babasının muhtemel bakiye ömrünün hatalı hesaplandığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, sigortanın taraf olduğu trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece bunun re’sen dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; davalı sigorta şirketi vekilince kaza nedeniyle sigorta poliçesi kapsamında davacı İnayet ve … adına 14.07.2014 tarihinde, 25.661,00-TL ödeme yapılarak ibraname alındığı, 25.12.2017 tarihinde açılan bu davanın KTK’nun 111. maddesi uyarınca 2 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı savunulmuş, davacılar vekilince bu savunmaya yönelik verilen 16.04.2018 havale tarihli dilekçede, müvekkillerine yapılan ödeme için ibraname verilmediğini, varsa böyle bir ibranamede yer alan imzanın müvekkillerine ait olmadığını, bu hususta inceleme yapılması gerektiğini belirtmiş, mahkemece 09.05.2018 tarihli celsede imza itirazı uyarınca inceleme yapılmak üzere davacı…’in tatbike medar imzalarının getirtilmesi yönünde ara karar tesis edilmesine karşın bu aşama sonrasında imza inkarına yönelik herhangi bir araştırma yapılmadan ve bu hususta bilirkişi raporu alınmadan karar verilmiş, karar gerekçesinde de bu yönde bir açıklama yapılmamıştır.
O halde mahkemece; davalı vekilinin savunmaları ve davacılar vekilinin imza inkarı uyarınca dosyaya ibraz edilen ibranamede yer alan imzanın (kendi adına asaleten … adına velayeten) davacı…’e ait olup olmadığı yönünde HMK’nun 208 ve 211. maddeleri uyarınca araştırma yapılarak davanın bu davacılar yönünden hak düşürücü süre zarfında açılıp açılmadığının tespitiyle sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca mahkemece; davanın sonucuna etki eder nitelikteki araştırmalar yapılmadan ve deliller toplanıp değerlendirilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları uyarınca mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekli gözetilerek davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17.06.2020 tarih ve 2017/615 Esas, 2020/202 Karar sayılı kararın dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kaldırma kararının sebep ve şekli gözetilerek davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer OLMADIĞINA,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi DAVALIYA İADESİNE,
5-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 26/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

———————